Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, Türkiye’nin artık kanun devleti bile olmadığını, ülkenin git gide tek adamlığın tescilleneceği polis devletinin her türlü uygulamalarını yaşadığını belirtti.
Adana Barosu’nun 28. Olağan Genel Kurulu’nun açılışında konuşan Baro Başkanı Çıtırık, hükümeti eleştirdi. Türkiye’de uygulamaların artık otoriter ve totaliter rejimlere özgü hale geldiğinin altını çizen Çıtırık, "Türkiye bırakınız hukuk devletini, kanun devleti bile değildir. Bugün Türkiye gide gide tek adamlığın tescilleneceği polis devletinin her türlü uygulamalarını yaşamaktadır." dedi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 10. Maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve anayasamızın 138. maddesi bir bütün olarak incelendiğinde adil yargılanma hakkının ancak yasa ile kurulmuş bağımsız ve tarafsız objektif mahkemeler eliyle mümkün olduğunun belirtildiğini ifade eden Çıtırık, "Anayasanın 138. maddesi, hakimlerin anayasayla, kanunla, vicdanla bağlı olduklarını, kararlarını buna göre vereceklerini, hiçbir makam merci, kişinin talimat veya emir dahi veremeyeceğini söylemektedir. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ‘hukuk adaletin enstrümanıdır. Siyasetin enstrümanı değildir. Anayasanın 138. maddesi bu memlekette ölmüştür’ demektedir. Bugün Türkiye’de hakim ve savcılar üzerinde mesleklerini yerine getirebilmelerinden uzaklaştıran çok ciddi siyasi iktidar gücü ve nüfuzu kullanılmaktadır." diye konuştu.
"HÜKÜMET, ANAYASANIN 138. MADDESİNİ ÖLDÜRMÜŞTÜR"
Konuşmasında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın 17 Aralık kara para aklama, rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna takipsizlik kararı vermesini de eleştiren Baro Başkanı Çıtırık, "Türkiye 17 Aralık sabahına uyandığında, işadamlarının o dönem ki siyasi iktidarın, bakan oğullarının bulunduğu, şehzadelerinin de aralarında bulunduğu isimlerinin rüşvet, kara para aklama ve yolsuzluk operasyonunda İstanbul Cumhuriyet Savcılığı bir operasyon yürütmektedir. CMYK son derece açıktır, eğer sen ihbar ya da şikayet üzerine cumhuriyet savcısı kanıtları toplamak ve değerlendirmek zorundadır. Ama olay günü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde, Kaçakçılık Organizeye ve asayişe kadar 5 emniyet müdürü görevden alınmış, süreç içerisinde onlarca hakim ve savcı değişikliğine gidilmiş, 40 ilin emniyet müdürü değiştirilmiştir. Siyasi iktidar gücü ve baskısıyla, siyasi iktidar nüfusu kullanılmak suretiyle yargıya en üst düzeyde müdahale edilmiştir. Doğrudur, anayasanın 138. maddesini öldürmeyi başaran bir siyasi iktidar vardır, tebrik etmek gerekir." şeklinde konuştu.
Hükümetin hakimleri, savcıları Ergenekoncu, balyozcu, terörist, paralelci diyerek yaftalayıp ayrıştırdığını vurgulayan Çıtırık, "Dönemin başbakanının art niyetli adliye koridorlarını temizleyeceğiz, kimden temizleyeceksiniz adliye koridorlarını. Sizlerin talimatını dinlemeyen kalmış üç beş tane hakim savcıyı da mı temizleyeceksiniz. Bu itibarla Türkiye’nin en büyük yolsuzluk, kara para aklama ve rüşvet operasyonunda şehzadelerin haramzadeye dönüştüğü bir dönemi yaşamıştır Türkiye. Siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanan, kendilerine emanet edilmiş devlet hazinesini beytülmali soyanlara elbette ki hukuk karşısında da bu takipsizlik kararına itiraz edilmek suretiyle bir gün yürekli ve bu memleketin cumhuriyetini savunacak olan namuslu cumhuriyet savcıları da çıkacaktır elbette." ifadelerini kullandı. CİHAN