Balkız: Danıştay, Kararı 10 Gün Geç Açıklayarak Ağaç Katliamına Ortak Oldu

Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, Soma ilçesi Yırca köyünde, Kolin Şirketler Grubu'nun termik santral kurması planlanan alanın acele kamulaştırılması hakkında Danıştay'ın, yürütmeyi durdurma kararını 28 Ekim 2014 Salı günü almasına...

Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, Soma ilçesi Yırca köyünde, Kolin Şirketler Grubu'nun termik santral kurması planlanan alanın acele kamulaştırılması hakkında Danıştay'ın, yürütmeyi durdurma kararını 28 Ekim 2014 Salı günü almasına rağmen 7 Kasım 2014 Cuma günü açıkladığını söyledi. Balkız, aradan geçen bu 10 günlük süre içerisinde, Kolin Şirketler Grubu holiganlarının zeytin ağaçlarının kıyımına müsaade edildiğini kaydetti. Bunun bir çevre katliamı ve kıyımı olduğunu vurgulayan Balkız, Danıştay’ın geciken adaletinin, bu kıyıma bir yerde ortak olduğunu savundu.

Manisa Barosu avukatları, Yırca köyündeki ağaç katliamını proteste etmek ve ağaç katliamının yapıldığı gece darp edilen baro avukatlarından Hasan Namak’a destek olmak amacıyla Manisa Adalet Sarayı bahçesinde bir açıklama yaptı. CHP Milletvekili Özgür Özel de avukatlara destek verdi. Baro Başkanı Balkız, bir hukukçu ve Manisa Barosu olarak asla tasvip etmedikleri bir holiganlığı, Yırca köyünde 7 Kasım Cuma gecesi yaşadıklarını söyledi. Ağaç katliamı ve meslektaşlarının kelepçelenip darp edilmesini hukukçular olarak şiddetle kınadıklarını dile getiren Balkız, “Bu olayın evvela çevre yönü vardır, sonra da hukuk yönü ve hukukun üstünlüğü yönü vardır. Çevre yönü bakımından Yırca köyünde bir çevre katliamı yaşandı. Her ne kadar bakanlık kararıyla burada özel sektörün santral yapımıyla ilgili bir hükmet kararı, bir bakanlık kararı, bir kamu yararı olsa bile bu karar, sonradan gelişen ve diğer kanunlara göre tamamen geçersizdir. Bakanlığın vermiş olduğu kamu yararı kararı, Zeytinciliğin Islahı ve Zeytin Alanlarının Korunmasıyla İlgili Kanun'un 20. maddesine tamamen aykırıdır. Biz öyle zannediyoruz ki bu kararı verirken bakanlık, ya bu kanunun 20. maddesini görmemiş veya çiğnemiştir.” dedi.

‘BU ÜLKENİN 50 YILINI YOK EDENLERDEN HESAP SORACAĞIZ’

Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmada, buranın sanayiye açılmaması ve zeytinlik alanların daraltılmaması için olumsuz görüş belirtildiğine vurgu yapan Balkız, “Bir Tarım müdürlüğünün vermiş olduğu bu görüş ve karar, oradaki zeytinliklerin korunması için yeterlidir ancak yatırımcı firma, bu özel sektör bu kanunu çiğneyerek burada zeytinlik alanlarını tahrip etmiş ve asırlık zeytin araçlarından en az 6 bin tanesini yok etmiştir. Bunu hukuksuzluk, hukukun çiğnenmesi ve tam bir holiganlık olarak ifade etmek istiyorum. Nitekim ilgili bakanlığın Manisa’yı temsil eden müdürlüğü, zeytinlik alanların daraltılmayacağı konusunda görüş bildirmiş olmakla bu saniyeden sonra burada bir zeytin fidanının kesilmesi ve köklenmesi dahil kanunen suçtur. Manisa Barosu, işlenen bu suçun sonuna kadar takipçisi olacaktır. Köylülerimizin çiğnenen hakları bir şekilde geri alınacaktır ancak üzülerek belirtmek istiyorum ki o kesilen zeytin ağaçları için Soma ve Yırca en az 50 yıl daha beklemek zorunda. Bu ülkenin 50 yılını yok edenlerden hukuk düzeni içerisinde hesap soracağız.” diye konuştu. Zeytin ağaçların kesilmesinde adaletin geciktiğini söyleyen Balkız, “Her zaman söyleriz, geciken adalet, adalet değildir, cinayettir. Nitekim Danıştay 6. Dairesi'nin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı 28 Ekim 2014’te verilmiş olmasına rağmen ve bunun açıklanması 7 Kasım’da yapılmıştır. Aradan geçen bu 10 günlük süre içerisinde, bu şirketin holiganlarının kıyımına müsaade edilmiştir. Bu bir çevre katliamıdır, kıyımdır. Danıştay’ın geciken adaleti, bu kıyıma, bu adalete bir yerde ortak olmuştur. Danıştay’ın bu tavrını şiddetle kınıyoruz.” dedi.

Burada bir termik santralin kurulmaması için gerekenin yapılacağını belirten Zeynel Balkız, “Önlem alınmazsa bu olay, vahşi kapitalizmin ülkemizi ne hale getirebileceğinin açıkça ifadesidir. Dün 50 yıllık bir yeşil alanla, ağaçla donatılan bir alan, bugün simsiyah bir hale gelmiştir.” şeklinde konuştu. Burada en büyük mağduriyeti çiftçilerin ve doğanın yanısıra bir hukukçunun da gördüğünü aktaran Balkız, “Meslektaşımız Hasan Namak, en büyük mağduriyeti yaşadı, çünkü bu şirketin holiganları, gece uyurken kendisine saldırmıştır. Ceza hukukuna göre adam kaldırma suçunu işlemişlerdir. Hürriyeti kısıtlandı. Elleri kelepçelenerek işkenceye maruz kalmıştır. Konuyla ilgili cuma günü suç duyurusunda bulunmamıza rağmen suçu işleyen kişilere daha yeni ulaşılmıştır. Bu konuyu ısrarla ve azimle takip edeceğiz. İdarenin, yargının düşünmesi gereken şudur: Bir özel güvenlik hangi yetkiyle, hangi şartlarla, hangi amaçla bir avukatı çadırından alarak dağa kaldırır? Eğer batının batısı Türkiye’de bunlar oluyorsa biz bu ülkede önemli bir şekilde güvenlik sorunu olduğunu görüyoruz. Bunun telafisi, bundan sonraki gayretli çalışmalarla mümkün olabilir. İster köylü olsun, ister avukat olsun kendi can güvenliğini sağlayamıyor bir boyuttaysa gerisini varın siz düşünün. Manisa Barosu, Türkiye baroları bugün ne yazık ki yalnız bırakıldı. Türkiye’nin yargıçları, savcıları korkmadan, çekinmeden ve vahşi kapitalizme yenilmeden görevlerini yapmalıdır. Türkiye’de er ya da geç arzu ettiğimiz hukukun üstünlüğü elbette sağlanacaktır. Bunu avukatlar sağlayacak, barolar sağlayacaktır.” diye konuştu.

Darp edilen Av. Hasan Namak ise şunları söyledi: “Baro Başkanımız Zeynel Balkız, holigan diye tanımladı. Ben uluslararası kriterlere göre bunun bir mafya tanımı olduğunu düşünüyorum, çünkü bir menfaat grubu, devlet birimlerinin göz yumması ya da işbirliği eliyle bu işleri yapabilmiştir. Hiçbir mafya kuruluşu, devlet birimleri işbirliği yapmadan ya da göz yummadan bu işleri yapamaz.” CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri