İrşad Dayanışma Vakfı Genel Sekreteri İbrahim Türk, Konya’da ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımların usulü ile ilgili eleştirilerde bulunarak çözüm önerilerini anlattı. Yetkililer ile yaptığı görüşmelerde yardım dernekleri arasında bir bilgi ağı olmasına rağmen bunu az sayıda derneğin kullandığını belirterek, “Bu ağ kullanılsa bile esas sorunun çözümüne çare olmayacağını biliyorum. Hangi meslek grubundan olursak olalım aslında hepimiz Allah muhafaza yardıma muhtaç hale gelebiliriz. Hem yardım yapılacak ailelerin belirlenmesinde hem de yardım dağıtım yönteminde çok hassas olunması ve temel hedefin bu günün yardıma muhtaç kesimlerinin gelecekte kalıcı olarak kendi kendine yetebilir duruma getirilmesi olmalıdır. Bu hassas göreve talip olan gönüllü kardeşlerimizin yardım yapılan ailelerin yerine kendimizi koyarak tespitinden dağıtımına kadar fotoğraf makinesi ve kameralarla rencide etmek yerine ve zorluk çıkarmadan daha makul yöntemlerle onlara hizmet sunmamız gerekmektedir” dedi.
İHTİYACA UYGUN YARDIM YAPILMALI
Kendileri müracaat eden ihtiyaç sahiplerinin dışında utancından kimseye bir şey söyleyemeyen insanların da varlığının göz önüne alınması gerektiğini ifade eden Türk, şöyle konuştu: “Hiç bir yere müracaatı olmayan ihtiyaç sahiplerinin ilmik ilmik tespiti yapılıp aile profili çıkarılarak yaşlısı, öğrencisi, dulu, yetimi, askeri, çalışabilecek genci belirlenerek insan onuruna yakışır bütün ihtiyaçları göz önüne alınarak bir hayat standardı belirlenmelidir. Belli gelirin altındaki kişilerin tespiti yapılmalı. Yasal düzenleme ihtiyaçsa yapılmalı bir envanter veya veri tabanı ismine her ne deniyorsa oluşturulmalı. İhtiyaçlarıyla her şeyi düşünülmüş bir hayat standardı belirlenmeli esnaflarımız eğer o gelire ulaşamıyorsa aradaki fark temin edilinceye kadar vergi alınmamalı, işyeri kirası ve para desteği ile aradaki fark kapatılmalıdır. Hayat standardı belirlenmiş ailelere klişeleşmiş yardımlar yerine onların şahıslarına özel belirlenen ihtiyaçları göz önüne alınarak yardımlar yapılmalı. İhtiyaç sahiplerini sanki kendilerine sermaye gibi gören günlük kapılarının önünde izdiham kalabalık oluşturan, iki dolmuş değiştirerek her ayın 30 gününde her gün vakıf veya dernek merkezlerine gelmek mecburiyetinde bırakılmaktadırlar. 4 veya 5 gün gelemediği zaman listeden çıkarılmakta bir daha yardım yapılmamaktadır. O insanların oraya ne şartlar ve zorluklarla geldiği göz önüne alınmalıdır. Maalesef orada izdiham oluşturuluyor dahası bu zahmete uğraşıya değer bir dağıtım da yapılmıyor bir gün öncesinde ne toplanmışsa ihtiyaç olsun olmasın o dağıtılıyor. Çoğu zaman verilenler otobüs dolmuş parasını karşılamıyor buna karşılık bazı dernek ve vakıflar gıda verilmesi gerekenlere market alış verişi veya nüfusuna göre aylık veya 15 günlük erzak veya ihtiyaç maddelerini evlerine servisle dağıtım yapmaktadır.”
MESLEK HAVUZU OLUŞTURULMALI
İhtiyaç sahibi ailelerin geçmişteki tecrübe ve kabiliyetlerine göre üretim imkanlarının verilmesi gerektiğini söyleyen Türk, şöyle konuştu: “Köy kökenli olanlara süt ırkı sanem keçisi damızlık koyun ve ya süt sığırı zimmetlenerek verilmesi takibi yapılması evinde çalışabileceklere biçki dikiş örgü makinaları verilip üretilen ürünler değerinde değerlendirilmelidir. İstismar edenlere verilen makina ve imkanlara yanlış yapmalarına bunların satılmasına mani olunmalı fırsat verilmemelidir. İş garantili meslek edindirme kursları geri dönüşlü veya hibe şeklinde mikro kredilerle iş ve iddiadan alanları oluşturulmalı ve çalışabilecek yetişkin eş ve çocuklarına mesleklerine göre iş bulmalarına yardımcı olunmalı. Bir havuz oluşturulmalı bu havuza mesleklerine göre Sanayi Odası, Ticaret Odası, MÜSİAD, ASKON ve diğer iş ve sanayi meslek oda ve dernekleri ihtiyaç duydukları elemanlarını bu havuzdan talep etmeli vakıf ve dernekler aracılık yapmalıdır. Resmi iş alımlarında da aynı yöntem uygulanmalı torpili olanlar değil öncelikle iş ihtiyacı olan en acillerden başlayarak her aileden bir kişi şeklinde alım yapılmalı ve onların kendi kendilerine muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürmeleri sağlanmalıdır. Çalışmaları temin edilmeli klişeleşmiş balık yemesi değil balık tutması sağlanmalı bazılarının kiriş gibi evde tembel tembel evde erzak beklemesine mani olunmalı ve istismarcılığına fırsat verilmemelidir.”
HÂLİD ŞEN merhabahaber.com