İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu toplumda artan cinayet olayları hakkında bir açıklama yaptı ve bunun nedeni olarak iki diziyi örnek gösterdi.
Şahsen biz de şiddetin, cinayetlerin sebeplerinden biri de diziler diye düşünüyoruz, hatta kadın kuşağı programlarını da dahil ediyoruz, ancak cinayetlerin tek nedenini bu iki diziye bağlamak doğru bir yaklaşım olur mu?
Kaldı ki tek neden sadece bu iki dizi olsun, Sayın Bakan icra makamında değiller midir, bu dizilerin yayınlanmasına kim müsaade ediyor?
RTÜK kime bağlıdır?
RTÜK görevini yapmıyor diyelim, RTÜK'ü işlevsel hale getirmek yine iktidarın görevi değil midir?
Bakanlıklar icra makamı mıdır, şikayet makamı mı?
Halkımız hükûmete milletvekillerine, bakanlara, Sayın Cumhurbaşkanına kendi adına bu yetkileri vermiş değil midir?
Bunca dizi içinden topluma zarar veren sadece bu iki dizi midir?
Diğer diziler Türk aile yapımıza ne kadar uymaktadır?
Bizzat devlet desteğiyle çekilen bu dizi ve filmler kime hizmet etmektedir?
2004 yılında ''5224 sayılı, Sinema Filmlerinin Desteklenmesi Hakkındaki Yönetmelik'' çıkartıldı ve bu yönetmelikle filmler ve diziler finanse edilmiyor mudur?
2018 yılında ''Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un talimatıyla, Türk dizileri için yeni bir destek mekanizması oluşturulması için çalışma yapılıyor TBMM’de kısa bir süre içinde gündeme getirilmesi hedeflenen Sinema Kanunu’yla, ihraç edilen Türk dizilerine teşvik sağlanacak. Hazırlıkları süren düzenlemeyle sinema filmlerinin desteklenmesine yönelik 5224 sayılı Kanun’da değişikliğe gidilerek, yurt dışında yayınlanması koşuluyla Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlayacak nitelikteki yerli veya ortak dizilerin maddi olarak desteklenmesi planlanıyor.'' şeklinde haberler çıkmamış mıdır?
O dönem destek alan dizilerden sadece bir kaçı ''Fatmagül'ün Suçu Ne'', ''Adını Feriha Koydum'', ''Gümüş'', ''Diriliş Ertuğrul'' değil midir, bunların kaçı Türk aile yapısına uyuyor ya da şiddet içermiyor?
Şanlı tarihimizi sadece kan döken, önüne geleni asan kesen şeklinde gösteren dizi şiddet içermiyor muydu?
Selçuklular olsun Osmanlı Devleti olsun daha kuruluşlarında gönül seferlerine çıkmışlardır. Kuruluş gayesi İlayı Kelimetullah (Allah adını yüceltmek) için değil miydi?
Devlet desteği alan hangi dizi Türk aile yapımıza uymakta, örf adetlerimizi yansıtmakta, sevgi ve kardeşlik görüntüsü vermektedir?
''Bu bir arz talep meselesi'', ''Anca eleştirmeyin kardeşim, beğenmeyen izlemesin'' şeklindeki yaklaşım doğru mudur?
Anayasamızda her kim olursa olsun, her Türk vatandaşının canı, malı, dini, namusu, nesebi koruma altında değil midir? Halkın canı, mal, namusu, nesebi, inancını, örf ve adetleri böyle diziler varken nasıl korunacak?
Halkımızın yeterince bilince sahip ol(a)maması bir yana, birde medya dizileri sürekli gündeme getiriyor.
Dizi manyağı haline gelirse bir toplum doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, faydalı ile zararlıyı, güzel ile çirkini, adalet ile zulmü birbirinden nasıl ayıracak?
Hangi kanalı açsanız saatler süren diziler mevcut. Yüksek makamdaki kişilerin dahi dizi izlediğini duyunca şaşırmadan edemiyoruz. Geçenlerde bir hanım ''Hiç dizi izlemiyorum üç tane dizim var.'' demişti. Artık çevresindekiler kaç tane dizi izliyorsa, garibim dizi izle(ye)miyorum diye düşünüyor!
İşin daha tuhafı bu dizilerde oynayan oyuncular haftalık (dizi başına) 70-80 bin lira alıyorlar. Asgari ücretli vatandaşlar da sadece bir diziden aldığı parayla aylığı 320 bin liraya gelen oyuncuya dizi içinde izlerken ağlıyor, üzülüyor...
Yugoslavya parçalandıktan sonra halka sormuşlar: "Yugoslavya parçalanırken neden sesinizi çıkarmadınız?"
Buna karşılık halkın verdiği ortak ve dokunaklı cevap. “Yugoslavya parçalanırken biz evde dizi izliyorduk'' olmuş.
Selam ve dua ile...