Bakan Çelik: Durdurma Cezasına Aldırmayan İşverene Hapis Cezası Geliyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, mührü sökerek faaliyetine devam eden işverenlere yönelik yeni düzenlemeler geldiğini açıkladı. Bakan Çelik, “Sen mührü sökeceksin, sen durdurma cezasını dikkate almayacaksın, bunun karşılığı...

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, mührü sökerek faaliyetine devam eden işverenlere yönelik yeni düzenlemeler geldiğini açıkladı. Bakan Çelik, “Sen mührü sökeceksin, sen durdurma cezasını dikkate almayacaksın, bunun karşılığı artık hapis cezası olacak. Hem de paraya çevrilmeyen hapis cezası olacak.” dedi. Kendisine ‘Vicdanen rahat mısın’ diye sorulduğunu hatırlatan Bakan Çelik, “Evet, rahatım, 2012 yılına kadar bu ülkenin müstakil iş sağlığı ve güvenliği yasası yoktu” değerlendirmesinde bulundu.

Bursa’da Türk-İş tarafından düzenlenen iş güvenliği seminerinin açılışında konuşan Bakan Çelik, çalışma hayatının sorunlarının çözümünün sadece bakana veya başbakana bakmadığını, konuların taraflarının olduğunu söyledi.

'VİCDANEN RAHATIM'

Bakan Çelik, "Yönetim var, işveren var, işçi var. Herkes sorumluluğunun bilinciyle hareket ederse bunların üstesinden gelebiliriz. Sorumluluk bilincinden uzaklaşırsak yani bu üçlü halkadan bir yerde kopma meydana gelirse, orada felaketi bekleyin’ demektir. Biz mevzuatı hazırlamakla yükümlüyüz. Mevzuatı hazırlayacağız, denetimi yapacağız. Bana diyorlar ‘Vicdanen rahat mısın’ evet rahatım, 2012 yılına kadar bu ülkenin müstakil iş sağlığı ve iş güvenliği yasası yoktu. Yok ne yapalım. 60 hükümet geçmiş, müstakil bir iş sağılı güvenliği yok bu ülkenin. Büyük bir mücadele tam 5 sene uğraştık. İşçiler böyle çeker, işverenler böyle çeker, kabinede böyle değerlendirilir, komisyonda böyle değerlendirilir, ite kaka iş sağılığı güvenliği yasasını 2012 yılının 6. ayında yasalaştırdık. Yasa çıktı mevzuatta problem yok. Büyük ekseriyetle kimin ne yapacağı belli. Denetim yapılıyor mu? ‘Evet yapılıyor." diye konuştu.

'1 MİLYON 630 BİN İŞYERİNE MÜFETTİŞ OTURTAMAYIZ'

Türkiye'de 1 milyon 630 bin işyerinin faaliyet gösterdiğini belirten Bakan Çelik, 1 milyon 630 bin işyerine müfettişin oturamayacağını kaydetti. Bakan Çelik şöyle devam etti: "Müfettiş sabahtan akşama kadar işyerinde oturamaz ki. Sizin göreviniz denetimde farkındalık oluşturmak. Farkındalık oluşacak, diyecek ki, ‘bak teftiş oldu, eksikler belirlendi, işyeri mühürlendi. Demek ki rastgele çalışamam ben, kurallara uymam gerekiyor. Kurallara uyan bir işveren olmak durumundayım. Kurallara uyan bir işçi olmak durumundayım.’ Denetimin amacı bu. Yoksa siz inşaat sektörü olarak asansör kazasına bakacak olursanız, denetimi yapıyorsunuz ayrılıyorsunuz. 1 ay içinde bina 4-5 kat yükseliyor, bina 20-30 metre yükseliyor. Teknoloji gelişti. O zaman her tabyede, her kalıp tahta çakışta, her kolon yükselişte müfettiş orada olacak diye bir şey yok. Orada bulunması gerekenler var, işin sahibi var, işin teknik sorumlusu var, fenni sorumlusu var, yapı denetim iş güvenlik uzmanı var. Bunlar orada güvenliğin tesisini sağlamakla görevli insanlar. Teftiş nedir? Geldim, bu salonu gördüm eksik bulamadım, eksikleri buldum; şunlar bunlar. ‘Şu eksikler giderilmezse çalışanın hayatı tehlikededir.’ Müfettiş bunu diyecek onlar giderilecek. Müfettişin görevi bu. Hiçbir eksik yoksa ‘eksik yok’ deyip gidecek. Ama bu 1 saat sonra bir kazanın olmayacağı anlamına gelmez. 1 saat sonra burada bir olay yine meydana gelebilir. Onun için işyerindeki sorumlulukları iş sağlı güvenliği yasasıyla her işyerine bir iş sağlığı güvenliği uzmanı koyarak çözmeye çalıştık hep beraber."

Türkiye'de çok önemli reformlara imza attıklarını dile getiren Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sendika yasasına yönelik eleştirilere ‘Sendika yasası, efendim çok daha güzel olsa. Kolay mı? Gelin yapın bakalım. Gelin daha güzelini yapın bakalım, nasıl yapacaksınız?’ şeklinde değerlendirdi. Kamu görevlileri sendika yasasını da devreye koyduklarını vurgulayan Faruk Çelik, "Artık kamu çalışanları da toplu görüşme yapmıyorlar bakanın ağzı, hükümetin davranışına göre değil, masa etrafında inanın 1 hafta içinde çok çetin mücadele ediyoruz" ifadesini kullandı.

'SENDİKA YASASINI BEĞENMEYEN GELSİN, YAPSIN'

Taşeron uygulamalarıyla ilgili düzenlemeleri de getirdiklerine dikkat çeken Bakan Çelik, artık kimin hizmet alımında olduğu kimin çalışan olduğu netleştiğini açıkladı. Çelik, "Mesele işverenin kim olduğu değil asıl işverenmiş, alt işverenmiş ne fark eder, ikisi de işveren. Haklar nedir, çalışma ortamı nedir, bunu konuşan yok. Taşeron bu yana, ya hizmeti bir alalım hizmet alımıyla çalıştıralım ama haklarda ne farklılıklar var. Haklarda eşitlik varsa işveren alt üst önemli değil. Ama haklarda eğer sıkıntı varsa o zaman buraya dikkat çekmemiz gerekiyor. Şimdi biz ne diyoruz maliye zorlaması var. Şu işi yapacaksın, şu fiyata yapacaksın. Alt işveren kazanmayı önce işçinin aylığını düşürerek, maaşını asgari tutarak, sonra sosyal sigortasını keserek, yani bin 500 liraya çalıştırıyorsa 800-900 lira göstererek 600 lirayı da yandan vererek sigortadan kaçırarak bir kar elde etmeye çalışıyor. Biz her defasında söylüyorum asgari ücret bir geçim ücreti değil benim bir cümlemi aldı birisi keserek; ‘Asgari ücretle geçinir misin?’ diyor bana. Ya kardeşim mecbur kalırsan geçinirsin. Doğru değil mi arkadaşlar, mecbur kalırsan geçinirsin. Ama asgari ücretin amacı geçim ücreti değil. Asgari ücret bir koruma ücretidir. Bundan daha düşük ücret veremezsin ey patron demektir. Ama geçim ücreti değildir. Bizde nasıl yerleşik hale geldi bu? Asgari ücret geçim ücretine döndürüldü. Bu yanlış arkadaşlar. Bu kabul edilebilir bir şey kesinlikle değil, Bu geçim ücreti değildir, bir koruma ücretidir. Sosyal devletin görevi de budur. Eğer bu önlemi almasanız asgari ücreti kaldırdığınız zaman inanın 400 lira öneren çıkacaktır. Bunun için işçiyi korumaya yönelik sosyal devletin önlemidir. Ama bu geçim ücretidir diye siz ortaya koyarsanız o zaman bütün emeğe alın terine haksızlık yapmış olursunuz." dedi.

'2012 YILINA KADAR BİR TANE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI YOKTU'

Türkiye'de 2012 yılına kadar bir tek iş güvenliği uzmanı olmadığını kaydeden Çelik, şunları söyledi: "Danıştay da iptal etmiş var olan 900 tane iş güvenliği uzmanını. Şu anda iki yıl içinde 83 bin iş güvenliği uzmanı sertifikasını aldı. Bunlar yatarak olmuyor. Bu sistemi kurmak öyle basit bir şey değil. Türkiye'de 13 milyon 150 bin çalışan işçi var. 1 milyon 630 bin işyeri var. Bunlarla ilgili aldığınız kararlar öyle basit sabahleyin uygulamaya geçip halledilecek olaylar değil."

İŞÇİ DE EKİPMANI KULLANACAK

Dün işverenlerle biraya geldiğini hatırlatan Bakan Çelik, işçilerle konuşurken işçileri tenkit etmek, patronlarla konuşurken onları tenkit etme gibi bir huyu olduğunu söyledi. İşçinin de kendisine verilen ekipmanı kullanması gerektiğinin altını çizen Çelik, "Şimdi sen baretini takmayacaksın, eldiveni giymeyeceksin, var olan ekipman neyse onları kullanmayacaksın. ‘Baret terletiyor, eldiven bilmem ne sıkıntı, ben alışmadım, böyle daha serbest çalışıyorum’ diyeceksin. Böyle bir lüksün yok arkadaş. Kurallara uymak işçinin görevidir. Şimdi öyle işverenler de var ki her türlü ekipmanı önüne koyuyor. Her türlü altyapıyı hazırlıyor işçi ise bunları kullanmaktan imtina ediyor. Kendimizi de sorgulamamız gerekiyor. Bunlar birlikte gerçekleşecek şeylerdir. Yanlış işverenin sağlayabileceği bir şey değil. Hassasiyet göstermeyen işverenler ciddi sorunlara neden oluyorlar ama işçi kardeşim kendi hakkını bilmek durumundadır. Can tehlikesinin olduğu yerde işçi kardeşimin çalışmama hakkı var. Bunları ilgili yerlere bildirme hakkı var. ‘Burada iş güvenliği yok ve ben burada çalıştırılmak isteniyorum, ölümle karşı karşıyayım, kazayla karşı karşıyayım’ diye bunu bildirmesi gerekiyor. Hiçbir yere bildiremiyorsan Alo 170'e bildireceksin müfettiş arkadaşlar birazdan gelirler. İsim vermenize de gerek yok. Falan işyerinde sıkıntılı atmosferde ben çalışıyorum’ demen gerekiyor. Müfettiş gelirse o işveren kendisine çeki düzen vermek durumundadır." dedi.

Aynı şekilde işverenin olumlu düzenlemeleri getirirken işçinin de dikkat etmesi gereken bazı hususları getirdiklerini vurgulayan Çalışma Bakanı Faruk Çelik, "İşveren diyeceksin ki, ‘Şunları kullanacaksın? Ne istiyorsun, standartlara uygun malzeme. ‘Hey işçi kardeşim, al’. Bunları kullanmadığın tespit edilirse yazılı olarak size ikazda bulunulacak. Yazılı ikazı aldınız siz devam ediyorsanız bu iş akdinin feshine kadar gider. Önce mücadelenizde siz kendi hukukunuzu korumak için size düşen görevlerinizi yerine getirin. İşverene yönelik düzenlemeler de geliyor. Sen mührü sökeceksin, sen durdurma cezasını dikkate almayacaksın, bunun karşılığı artık hapis cezası olacak. Hem de paraya çevrilmeyen hapis cezası olacak." diye konuştu. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri