Üretici perakendeciyi suçluyor, perakendeci tüketiciyi, çiftçi halciyi, halci herkesi…
İnşaatçılardan sonra tavukçularda tepkilerini ortaya koymuşlar.
‘’Biz üretim maliyetlerini fiyatlara yansıtamıyoruz ama marketler yumurtayı yüksek fiyattan satıyor’’ diyorlar.
Marketçiler fiyat artışlarına ne diyor?
‘’Bize ürünlerin geliş maliyetleri çok yüksek, malımız henüz raftayken fiyatlar yükseliyor, düşük fiyattan satarsak yerine yeni ürün koyamayız’’
Ülkemizde fırsatçılık yok diyemeyiz, elbette içinde bulunduğu koşulu fırsata çeviren kesime her yerde rastlamak mümkün.
Bu durumun asıl sebebi nedir?
Ev sahibinden, marketçisine, müteahhidinden çimentocusuna…
Bu zamana kadar neden yoktu bu tartışmalar ve neden şimdi ortaya çıktı.
Fiyat artışları hem dövize, hem faize hem de üretim azlığına göre gerçekleşiyor.
İnsanlar, alıcısı olduğu sürece ürünlerini en yüksek fiyattan satmak isterler ve bu doğal bir durumdur.
Fiyatların bu seviyelere gelmesinde yıllardan beri sürekli söylediğimiz inşaata dayalı, ithalata dayalı ekonominin hiç mi suçu yok?
Bence tek suçludur.
****
Gördüklerimize, yaşadıklarımıza değil duyduklarımıza inanıyoruz.
Kim ne derse desin, alıcısı olduğu sürece yumurtada, konutta, arabada yani her şeyin fiyatı yükselmeye devam edecek.
Üretim maliyetlerini perakendeciye yansıtmayan üretici, neden yansıtmıyorsun?
Üretimden vaz geçmen daha mı hayırlı bu ülkenin geleceği için?
Daha açık anlatıyım.
Yıllardır asgari ücretle çalıştırdık, ya da daha düşük ücretle çalışıyor diye yabancı işçileri tercih ettik. TL’nin güçlü olduğu dönemde maliyetler düşük olduğu için rahat sattık.
Ancak müşteri, yanımızda çalışan asgari ücretli kesimdi. Fiyatları yükseltemedik çünkü insanların gelir durumu yüksek fiyatla alacak seviyede değildi.
Neden değildi?
Asgari ücretle çalıştırmak, maliyetlerin düşük olması, yüksek kar marjı…
Tabi fiyatları yükseltmemiz durumunda bize, gümrük vergilerini sıfırlayarak, ithalatla rakip olan devleti de unutmamak lazım.
İlk döviz şokunda işler terse döndü. İnsanların alım gücü daha da düştü ve alış-veriş yapamaz hale geldi.
İhracat yapar durumu idare ederiz, hem ülkeye dövizde sokarız.
85 milyon insanın ihtiyacını nasıl karşılarız?
İhracat, ihtiyaçtan sonraki kısımda olursa katma değer sağlar. Aksi takdirde ihraç ettiğimiz için ihtiyacımızı karşılayamıyorsak, zayıf TL ile ithal eder zarar ederiz.
İhracatın ithalatı karşılama oranına bakarsak göreceğiz.
Şimdi ülkede bir kesim var ki milyonlar verip konut alıyor, çok büyük bir kesimde yükselen kiraları nasıl ödeyeceğiz diye kara kara düşünüyor.
Yani ne şoför ne bahçıvan, hep birlikte sorumluyuz bu durumdan.
Saygılarımla.