Bağımsız Kürdistan iptal oldu

Radikal gazetesi yazarı ve son 30 yıl Kürt siyasetini yakından takip eden Cengiz Çandar, NTV yayınında Öcalan'ın mesajlarını değerlendirdi.

Abdullah Öcalan'ın İmralı'ya giden heyetiyle göndermiş olduğu mektup, bugün Diyarbakır'da Nevruz kutlaması için toplanan halka hem Kürtçe hem de Türkçe olarak okundu. Öcalan mektubun özetinde, "silahlar sussun, demokratik siyaset süreci başlasın" çağrısında bulundu.

Bundan sonraki süreçte neler yaşanacağına ilişkin gelişmeler merak edilirken, Radikal gazetesi yazarı ve son 30 yıl Kürt siyasetini yakından takip eden Cengiz Çandar, NTV yayınında Öcalan'ın mesajlarını değerlendirdi.

BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN İPTAL OLDU

Sözlerin bir yönüne bakarsak özünü kaçırmış oluruz. Bağımsız Kürdistan anlamında, yani Türkiye topraklarından bir bölüm ayrılacak ve orada bağımsız bir Kürdistan oluşacak düşüncesi varsa bu konuşma ile o iptal edilmiştir. Öyle bir şey olmayacak. Zaten biraz şiirsel bir vurguyla 'Ağrı ve Cudi dağları Erciyes ve Kaçkar dağlarının kardeşidir. Fırat ve Dicle nehirleri Sakarya ve Kızılırmakla kardeştir' diyerek, mevcut Türkiye topraklarının birliğinin altını çiziyor. Toprak ayrılması, toprak bölünmesi ve onun üzerine oturacak bir ulus devleti reddediyor. Kendi diliyel kapitalist modernitenin empoze ettiği durumlardır diyor. Ama bunları derken Kürdistan diyor, kadim Anadolu halkları diyor.

TÜRK ULUS DEVLETİNİ DE REDDEDİYOR

Mesajın ilk bölümlerinde Kürdistan ve Anadolu'nun tarihine yakışır diyerek bugünkü Türkiye dışındaki bir bölgeyi de bağımsız devlet zemini değil bir coğrafi kavram olarak kamuoyunu hazırlıyor. Kürtler zaten kendi aralarında Kürdistan diyor sorun yok da, Türkler Kürdistan denince siyasi olarak anlayıp bölünme diye yorumluyor. Bunu Türkiye'nin nehirlerine dağlarına, kardeşliklerine, kadim Anadolu halklarına Ermeniler, Türkmenler diye bir vurgu yaparak bugün Lozan ölçülerinde dini azınlık sayılan Ermenileri, Türkmenleri ifade edip halklar birliği olarak düşünüyor. Ulus devlet olarak Kürdistan'ı reddedince Türk Ulus devletini de reddetmiş oluyor. Peki demokratik özerkliği mi federasyonu mu savunuyor? Onun felsefi bir kavram halinde, demokratikleşme diyerek çerçevelendiriyor ama somuta girmiyor.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri