Çocukların okul başarısını etkileyen en önemli faktörlerin başında, güven duygusunun gelişip gelişmemesidir. Güven duygusu gelişmişler çocuklar daha başarılı iken güven duygusu gelişmemiş çocuklar ise düşük benlik saygısına bağlı olarak okul derslerinde düşüş, arkadaşlık ilişkilerinde de içe kapanıklık görülmektedir.
Çocukların güven duygusunun gelişmesinin önündeki en büyük engelinde düşük benlik saygısı olduğunu söyleyebiliriz.
Nedir Bu Düşük Benlik Saygısı?
Düşük benlik saygısı; kendine güvenmemek, sorumluluk almaktan korkmak, yeteneklerinin altında başarı göstermek ve seviyesinin altında işler yapmak demektir.
Peki, çocuklarda güven duygusunun önene geçen düşük benlik saygısının temelinde ne vardır. Erik Erikson insan gelişimini 8 döneme ayırmış ve ilk döneme de “Temel Güvene Karşı Güvensizlik” adını vermiştir.
Bu dönem çocuğun doğumuyla başlayıp 1,5 yaşına kadar devam eder. Bu dönemdeki çocukların en belirgin özellikleri, ellerine aldıkları her şeyi ağızlarına götürmeleri ve bunları ağızlarıyla tanımaya çalışmalarıdır.
Bu dönem çocukların temel güven ya da güvensizliği öğrendikleri bir dönemdir. Bu dönemde çocuğun temel ihtiyaçlarının zamanında karşılanıp karşılanmaması çocuğun temel güven duygusunu olumlu ya da olumsuz olarak etkilemektedir.
Çocuklarla bu dönemde temas halinde olan anne ya da anne yerine geçen bakıcı; çocuğun temel ihtiyaçları zamanında karşılanıp karşılanmamasında büyük etkendir. Çocuğun temel ihtiyaçları dediğimiz; beslenme, uyku, ağrısının giderilmesi, altını zamanında değiştirilmesi gibi ihtiyaçlarının zamanında karşılanıp karşılanmamasına bağlı olarak çocukta güven ya da güvensizlik duygusu gelişecektir.
Çocuğun karnı zamanında doyurulup, uyku düzenine dikkat edilirse, ağrıları zamanında giderilirse, altı da zamanında değiştirilirse çocukta temel güven duygusu gelişir. Bunun sonucunda da çocuk ilerde güven duygusunun gelişmesine bağlı olarak kendine ve çevresindeki insanlara güvenecektir.
Çocuğun temel gereksinimleri olan karnının doyurulması, altının değiştirilmesi, uyku düzenleri ve ağrılarının giderilmesinde gereken hassasiyet gösterilmezse; çocuğu güven duygusundan yoksun bırakacaktır. Bunun sonucunda da çocuk başta kendisi olmak üzere dış dünyaya karşı güvensiz biri olacaktır.
Çocukların bu dönemi sağlıklı bir şekilde geçirmesi, onların temel güven duygusunun gelişmesine bağlı olarak, ileride kendilerine güvenen bir kişi olmasını sağlayacaktır. Çocukların kendilerine olan güvenleri, gerek kendisiyle gerekse çevresiyle barışık yaşamasını sağlayacaktır.
Bu dönemi olumsuz geçiren çocuklarda ise güven duygusu gelişmeyecektir. Bu çocuklar, ilerde kendilerine güvenemeyen, içine kapanık, sosyal ilişkileri zayıf birer kişiler olacaklardır. Bu kişiler ileriki dönemlerde sorumluluk almak istemeyen, güvensiz, kendisiyle ve çevresiyle barışık olmayan birer insan olacaklardır. Bu kimselerin yanında güven konusu açıldığı zaman “Bu Devirde Babana Bile Güvenmeyeceksin.” diyeceklerdir.
Çocuklarda Güven Duygularını Geliştirebilmek için Ne Yapmalı?
1.Çocukların düşük benlik saygısını geliştirmek için yapılabilecek çalışmaların başında onlara iyi bir model olmak gerekir. Bunun için çocuğa model olacak kişinin, çocukların yanında övülmesi ve örnek gösterilmesi gerekir. Ayrıca çocuğun yaptığı olumlu davranışlar hemen görülmeli ve takdir edilmelidir. Örneğin düşük benlik saygısına sahip olan bir öğrenci, kendini ifade etmekte zorlanırken, benlik saygısı yüksek olan bir öğrenci olayın basitliğinden, olayı şöyle anlatabileceğini ifade eder. Olayı anlattıktan sonra da hafifçe geriye kasılarak; “Kendimi tebrik ederim çok güzel anlattım.” der. Bir işi yaptıktan sonra; “Aferin bana, kendimi tebrik ediyorum…” gibi cümleler, çocukta benlik saygısını yükseltmek için iyi bir model oluşturur.
2.Çocukların yaş ve yeteneklerine uygun görevler vermek gerekir. Çünkü çocukların kendisi hakkındaki duygu ve düşünceleri, davranışlarıyla ilgili tutumlarından kaynaklanır.
3.Okulda teşekkür alabilecek bir çocuktan takdir beklendiğinde ve çocuk takdir almadığında kendisini başarısız olarak algılayacaktır. Yine bu çocuktan teşekkür belgesi yerine; zayıf getirmemesi beklenip getirmezse çocuğa verilecek pekiştireç de uygun değildir. Ödül, çocuğun yeteneklerine uygun sorumlulukları yerine getirdiği zaman anlam kazanır.
4.Çocukların yaptığı olumlu davranışlar, aileleri tarafından takdir edilmelidir. Büyükleri tarafından pekiştirilmeyen olumlu davranışlar, onların şevkini kıracağı için çocukta güven problemi oluşturacaktır.
5.Çocuklara verilecek geri bildirimler de kişi zamirleri özellikle belirtilmelidir. “Bunu çok güzel yapmışsın, tebrik ediyorum.” yerine “Bunu çok güzel yapmışsın, “Seni” tebrik ediyorum.” ifadesi kullanılmalıdır.
6.Çocuklar güzel bir iş başardıklarında; “Güzel bir iş başardığını düşünüyor musun?” sorusu yöneltilerek alınacak olumlu cevaba göre çocukların benlik saygısını yükseltmek amacıyla; “Ben de senin güzel bir iş yaptığını düşünüyor ve seni tebrik ediyorum. Kendinle övünebilirsin.” geri bildirimi verilmelidir.
Sonuç olarak çocuklar; gerçekten dinlenildiklerinde, onlara zaman ayrılıp yüreklendirildiklerinde, sorumluluk verme adına fırsat verildiğinde ve en önemlisi koşulsuz olarak sonuna kadar güvenildiği hissettirildiğinde güven problemi yaşamayacaklardır.