Ayşe Böhürler AK Parti MKYK'da çizik yedi

Dün gerçekleştirilen AK Parti 4. Olağan Kongresi'nde listeye giremeyen isimlerden biri de Ayşe Böhürler'di..

AK Parti MKYK’daki değişikliklerde en fazla dikkat çeken isimlerden birisi de Ayşe Böhürler’di. AK Parti kurucu kadrosunda da yer alan Böhürler, Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) toplantılarında neredeyse tek muhalif sesti.

MKYK'DAKİ  EN MUHALİF İSİMDİ

Eleştirilerini bu toplantılarda dillendiren Böhürler, zaman zaman Başbakan Erdoğan’ın tepkisiyle karşılaşıyordu. AK Parti’nin 2023 hedefli yeni MKYK’sında Ayşe Böhürler ismi çizik yedi. AK Parti MKYK'sına Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu ve Osman Can girerken, Ayşe Böhürler başta olmak üzere İdris Naim Şahin ve Kürşat Tüzmen MKYK listesinin dışında kalan isimler oldu.

İlk olarak "AK Parti kadroları çok mu zenginleşti" sorusunu soran Böhürler, Şemdinli’deki PKK çatışmalarıyla ilgili çıkışıyla Erdoğan’la tartışma yaşamıştı.

ERDOĞAN'DAN "KAYNAĞIN ANF Mİ?" TEPKİSİ

Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde bazı bölgelerin PKK denetimine girdiği yönündeki iddiaları MKYK toplantısında hatırlatan Böhürler’e Başbakan Erdoğan sert çıkmıştı. Erdoğan'ın “Şemdinli'de pek çok ölüm olduğu iddia ediliyor" diyen Böhürler'e "Yok öyle bir şey. Kaynağın ANF mi?" diye çıkıştığı öne sürülmüştü.

"SUSMA ORUCU TUTUYORUM"

Yaşanan bu gelişmeler sonrası "Susma orucu tutmak istiyorum" diyen Böhürler, Yeni Şafak'ta cumartesi günleri yayımlanan köşesindeki yazısının son bölümünde ‘"Her ne kadar İslam âlimleri, Meryem suresi 26. Ayette geçen Hz. Meryem'in Allah'ın tavsiyesi olan 'susma orucunun' tek başına ibadet olmayacağını söyleseler de, bugünlerde canım fena halde 'susma orucu' tutmak istiyor. Kör, sağır, dilsiz olmayı yasaklayan bir dine mensup olup gördüklerimizi işittiklerimizi ifade etmemek arasında çelişkiler yaşarken en iyisi ibadet kabul edilmese de susma orucu tutmak!" satırlarını kaleme almıştı.

Daha önce de partisiyle ilgili özeleştiri yazısı kaleme alan Böhürler, şunları yazmıştı:

"ÇOK MU ZENGİNLEŞTİK?"

Yine AK Partiyi kurduğumuz günlerdi. Ankara'ya gittiğimizde genellikle dostların evlerinde kalıyorduk. Ya da günü birlik dönüyorduk. Birçok kişi ile yakın dostluğumuz o seyahatlere dayanır,uzun sohbetler birbirimizi tanımanın ötesinde birbirimizin birikimlerinden faydalanmakta da aracı oldu. Parti'nin zenginleştiği dönemlerde bu samimi sohbet ortamlarını bulamadık ne yazık ki! Yine o günlerde Ankara'da bana evini açan dostlarımdan birisi olan Çiğdem'in bahçesi sadece beni değil parti kurucusu hanımlarımızı dahi misafir etmişti.

Bu ziyaretlerde ressam olan eşi Şafak Tavkul, El Hamra sarayını anlatan yağlı boya bir tablo üzerinde çalışıyordu. Her ziyaretimde bir parçasının yapılışına tanık olduğum resim; El Hamra Sarayı'nda «her şeyin galibi Allahtır» yazısı ile çevrelenmiş kapının altında elinde kılıcı ile boynu eğik duran son Endülüs Sultanını anlatıyordu. AK Parti'nin kuruluş safhasında seyrettiğim tablo iktidarın ilk yıllarında bitmişti. O kadar çok sözünü ettim ki ressamını bezdirdim, tabloyu bana hediye etmek zorunda kaldı.

Bu tabloya her baktığımda zafer ve mağlubiyete bakışımı yeniden gözden geçirmek zorunda hissediyorum kendimi. Her şeyin zıttıyla var olduğu bir dünyada ben yaptım oldu denildiği her anda, zalime önem verildiği, zayıfın yok sayıldığı yerde zaferin hezimete dönüşebilme ihtimali her zaman vardır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri