16 Nisan'da yapılacak Halk Oylamasına ecnebi diliyle refaranduma 2 haftadan az bir zaman kaldı. "Evet ve Hayır" kampanyaları tam gaz gidiyor. 16 Nisan tarihi yaklaştıkça gerilim de tırmanıyor. İki taraf da çok keskin ve ayrıştırıcı bir dil kullanıyor...Bu söylemler milleti birbirine düşürüyor, ülkeyi bölüyor...
**
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, bir televizyon kanalında bir milletvekiline yakışmayacak açıklamalarda bulundu. "Evet" çıkarsa yedi düvelinizi İzmir'de denize dökeriz" diye bir konuşma yaptı. Hüsnü Bozkurt, "Evet" oyu kullanacak vatandaşlarımızı resmen "Yunanlılara" benzetti... Yazıklar olsun..
**
Hüsnü Bozkurt'la bugüne kadar bir sohbetim olmadı. Başhekimliği döneminde bile tanışmadık. Önseçimde ilk sırada çıkarak, milletvekili seçildi. Ne kadar "Hayır" oyu kullanacaklara terörist benzetmesine tepki gösteriyorsam, Bozkurt'un bu açıklamalarına da o kadar tepki gösteriyorum...Bozkurt kamuoyundan özür dilemelidir. Hatta milletvekilliğinden de istifa etmelidir...
**
Evet kampanyası yürüten bazı isimlerde Hüsnü Bozkurt'u aratmıyor. Hayrettin Karaman hoca ise "Yahudilere ve Hıristiyanlara nasıl yaşama hakkı tanıdıysak "hayırcılara" da yaşama hakkı tanıyacağız" şeklinde açıklama yaptı. Bir din adamının böyle bir açıklama yapması tam bir garabettir. Bir din adamının siyasi fetvalar vermesi doğru değil. Hayrettin Hoca'ya hiç yakışmadı...
**
Sandıktan "evet" ya da "hayır" çıkar. Önemli olan toplum daha fazla ayrışmadan bu refarandumun bitmesidir. Bu bir demokratik tercihtir. İsteyen Parlamenter sistemi tercih eder, isteyen Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini tercih eder. Bu kadar birbirimizi kırıp dökmeye değer mi? Yarın seçimler bitince yine biz bize kalacağız... Daha fazla birbirimize düşmeden bu ayrıştırıcı dile son verin artık...
**
BİRİ KAMU GÖREVLİLERİNE DUR DESİN!
Gelelim kamu görevlilerine. Her kamu görevlisinin mutlaka gönül verdiği, oy verdiği bir siyasi görüş ve parti vardır. Buna saygı duymak zorundayız. Bir kamu görevlisi her görüşten insana hizmet ediyor. Maaşını da her görüşten insanın verdiği vergilerden alıyor...O yüzden diline sahip çıkmalı...
**
Buradan kimseyi ifşa etmek istemiyorum ama özellikle "Milli Eğitim camiası, üniversiteler ve kalkınma ajansları gibi tarafsız olması gereken kurumların personelleri kendilerini dizginlemeli" diye düşünüyorum..Özellikle "basın ve halkla ilişkiler" çalışanları ne paylaştıklarına dikkat etmeli. Sosyal medya hesabında başka siyasi görüşlerle ilgili hakarete varan söylemlerde bulunmamalı...
**
Sizin maaşınızı hepimiz veriyoruz. Sizin hakaret ettiğin attığın siyasi görüşten de insanlar bu devlete vergi ödüyor ve siz de bu insanların ödediği vergilerle maaşlarınızı alıyorsunuz. O yüzden tarafsızlığınızı korumaya çalışın. Bu sözlerim herkese. Kimse üzerine alınmasın. Ağzınızı sıkı tutun yeter..
**
ÜLKER DE DÜŞMANLAR KERVANINA KATILDI
Herkesin düşman olacağı aklıma gelirdi ama 40 yıl düşünsem Ülker'in de düşmanlar kervanına katılacağını rüyamda görsem inanmazdım. İsrail'i, Hollanda'yı, Doğan Grubu'nu, Almanya'yı, İran'ı, hepsini anlıyorum da Ülker nereden çıktı böyle... Ülker'i hep hükümete yakın bir kuruluş olarak tanıyordum...
**
Demek ki; ben de yanılmışım! Ülker'in gofret reklamına gelince. Reklamı başından sonuna kadar defalarca izledim. İnsanların tepki gösterdiği kadar var. Subliminal yani bilinçaltı mesajların dibine vurmuşlar. Kimi kast ediyorlar, kime mesaj veriyorlar pek anlamadım. Ama bu reklam insanı gofretten soğutur.
**
Bir de Ülker'i protesto eden arkadaşlara bir çift lafım olacak. Ülker'e tepkinizi yakarak, değil ürünlerini almayarak gösterirsiniz. Şu demode olmuş protesto yönteminden vazgeçin. Yakmak, yıkmak bir Müslüman'a yakışmıyor. Protesto edecekseniz, ambargo uygulayacaksanız Rusları örnek alın derim. Atmadığımız takla kalmadı ama adamlara 2 yıldır 1 kilo domates satamadık...