Timurlenk’in, Nasrettin Hoca ile ahbaplık ettiği devirlerde, sık sık bir araya gelirlermiş...
***
Hoca Nasreddin, Akşehir Çarşısı'ndan, Timurlenk’e bir ayna hediye etmiş...
***
Timurlenk hayatı boyunca görmediği aynayı elinde evirip, çevirip kendi yüzüne tutunca bir ara şaşkınlıktan duraklamış... Ardından, hüngür-hüngür ağlamaya başlamış...
***
Hoca, karşısında koskoca Moğol İmparatoru Timur'u ağlar bulunca hayret etmiş... Büyük bir endişe ve merakla da sormuş...
***
“Hayrola Koca Sultan, ne oldu size, neden ağlıyorsunuz? Bir kusur mu işledik huzurunuzda...”
**
Timur, ağlama derecesini bir kat daha artırarak aynayı göstermiş...
***
“Ben yüzümün bu kadar berbat bir şey olduğunu bilmezdim, nasıl ağlamam?”
***
Bu sefer, Hoca Nasreddin bütün orduğahtan duyulacak bir ses tonuyla bağıra, çağıra ağlamaya, ellerini dizlerine vurmaya başlamış...
***
Moğol İmparatoru Timurlenk, Hoca'nın kendini yerden yere vurarak ağlamasını görünce sesini kesmiş, gözünün yaşını silmiş büyük bir merakla Hoca'ya sokulmuş...
***
“Peki Hoca, sana ne oldu, sen neden ağlıyorsun?”
***
Hoca, gediği bulurda taşı elinde tutar mı hiç...
***
“Ah efendim, ben nasıl ağlamayayım?” diye üstelemiş, Timur'u daha bir meraklandırmış...
***
Timurlenk ısrarcı; “Deyiver, Hoca Nasreddin?”
***
Hoca, bıyık altından hissetirmeden gülerek, Gonya tabiri ile daha “Nuraylı” bir hal içerisinde, askerinde duyabileceği kıvamda taşı ğediğine koyuvermiş...
***
“Siz şu mübarek (!) yüzünüzü bir saniye görür görmez fenalıklar geçirip, ağlamaya başladınız... Ya kulunuz, bu yüzü her gün görüyor ya, biz ne halt edelim Sultanım”
***
Nereye bağlayacağız?
***
İnsanlar, zaman-zaman hayatlarını, davranışlarını, astına, üstüne tavırlarını çek etmelidir...
***
Bazen kendimize yaptıklarımız yüzünden bile aynadaki aksimize bir dakika dahi tahammül edemeyiz...
***
Aynadaki suretten gözlerimizi kaçırıveririz... Bazen de o sûrete kızar, görmek istemediğimiz yüzümüzü havluların nankör yumuşaklığına gömüveririz...
***
Kendimize bile dayanamadığımız günlerde, etki alanımızdaki insanların bize dayanması mecburiyetine abanır dururuz...
***
Sabah yataktan kalkarken, pijamalarla birlikte tebessümü de çıkarıp atıyoruz...
***
Yarın sabah tebessüm etmeye çalışarak güne başlayın...İnanın, suya atılan taşın oluşturduğu halkalar misali etki alanınızda güller açacak...
***
Âlemlere rahmet iki cihan serveri Efendimiz, bize sadakayı çok vermemizi telkin etmektedir...
***
“Verecek bir şeyimiz yok Ya Rasülallah” diyenlere de; “İnsanlara tebessüm etmeniz de bir sadakadır” buyuruyorlar...
***
Peygamberimizin şu müjdesi bize ne büyük ümitler veriyor... Buyuruyorlar ki:
***
“İki mü’min karşılaşıp müsafaha ettikleri zaman, aralarında yetmiş mağfiret taksim edilir... Bunun altmışdokuzu güler yüzlü olanındır...”