Aydınlık İftira Atarken Baltayı Taşa Vurdu, Polisi Muhabir Yaptı

Başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekerek fişleyen ve okul kapısında engelleyen Prof. Dr. Rennan Pekünlü için Aydınlık gazetesi devreye girdi. Pekünlü’nün mahkemede verdiği ifadesini araştırmadan haber yapan gazete, öğrencilerin...

Başörtülü öğrencilerin fotoğraflarını çekerek fişleyen ve okul kapısında engelleyen Prof. Dr. Rennan Pekünlü için Aydınlık gazetesi devreye girdi. Pekünlü’nün mahkemede verdiği ifadesini araştırmadan haber yapan gazete, öğrencilerin yanındaki sivil polisi, Cihan Haber Ajansı muhabiri ilan etti.

Söz konusu haberin, hoca hapse girmeden önce yapılması dikkat çekti. ‘Başörtülü öğrencilerin toplu olarak bulundukları binalara girilmesine engel olmak’ suçlamasıyla yargılandığı davada mahkum olan ve cezası Yargıtay tarafından onanan Pekünlü, 20 Kasım’da hapse girecek.

GERÇEK TAMAMEN FARKLI

Habere konu hadise, Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri’nde 16 Mayıs 2012 tarihinde yaşandı. Öğrenciler, yaşadıkları mağduriyeti Cihan Haber Ajansı'na telefonla duyurdu. Olay yerine giden bir muhabir ve kameraman, öğrencilerin fotoğraflarını çekerek fişleyen ve okul kapısında durarak öğrencileri içeri almayan Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye mikrofon uzattı. Muhabir ve kameramanı yok sayarak bir A-4 sayfası ile yüzünü kapatan Pekünlü, başı açık öğrencileri içeri aldı, başörtülü öğrencileri dışarıda bırakırken kendisine yöneltilen soruları cevapsız bıraktı.

SİVİL POLİSİ GAZETECİ YAPTILAR

Bu sırada üniversitenin güvenliği ve sivil polis memurları, olay yerine intikal ederek gelişmeler hakkında bilgi almak istedi. Pekünlü, kapıdan uzaklaştırılan muhabir ve kameranın fotoğraflarını çekti. Öğrenci Fatma Nur Gidal, bu süreçten sonra derslere alınmadığı ve sürekli aşağılandığı gerekçesiyle konuyu İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi'ne taşıdı ve yasakçı hoca hakkında dava açıldı. Prof. Dr. Rennan Pekünlü'ye, söz konusu davada ‘eğitim öğretim hakkının engellenmesi’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘kamu görevinin sağladığı yetkiyi kötüye kullanarak hürriyeti tehdit’, ‘kişinin huzurunu bozma’, ‘ayrımcılık yasağını ihlal’, ‘manevi işkence’ suçlamaları yönetildi. Danıştay, sadece ‘öğrencilerin toplu olarak bulundukları binalara girilmesine veya orada kalınmasına engel olmak’ suçundan yargılanmasına izin verdi.

20 KASIM'DA HAPSE GİRECEK

Mahkeme başkanı hakim Yahya Kesim, sanık Esat Rennan Pekünlü'nün, Gidal'in öğrenim hakkını engellediğini belirtti, TCK 1121-b maddesine göre ve suçun işleniş şekli, işlendiği yer, suç kastının yoğunluğunu arttırım sebebi sayarak 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Sanığın duruşmadaki iyi hali sebebiyle ceza, 1/6 oranında indirilerek 2 yıl 1 ay hapse dönüştürüldü. Yargıtay, kararı geçtiğimiz yıl onadı. Pekünlü'nün, önümüzdeki 20 Kasım'da hapse girmesi kesinleşti. Bu süreçte YÖK tarafından görevden alınmasına karar verilen Pekünlü, kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Pekünlü, yine benzer eylemden yargılandığı son davada bir anda fikir değiştirdi. Aydınlık gazetesi ile birlikte ‘kumpas’ maniplasyonunu devreye soktu.

AYDINLIK'TAN İFTİRA

Konuyu bugün sürmanşetine taşıyan Aydın gazetesi, yargı kararıyla mahkum olmuş Pekünlü'yü aklamaya çalıştı. 'Türbanlı öğrencileri değil, onları örgütleyen Cihan muhabirini görüntülüyordu' gibi tuhaf bir iddia ortaya atan gazete, yüzü görünmeyen kadın muhabirin türbanlı öğrencilere direktif verdiğini ileri sürdü. Oysa, gazetenin Cihan muhabiri olarak lanse ettiği kişi, olay yerine gelen sivil bayan polisti ve Cihan'ın İzmir bürosunda çalışan başörtülü bayan muhabiri hiç olmamıştı.

MAĞDUR ÖĞRENCİLERİN İFADELERİ AYDINLIK’I TEKZİP EDİYOR

Pekünlü tarafından derslere giremediği için sınıfta kalan davacı Fatma Nur Gidal’ın mahkeme sürecindeki ifadeleri de Pekünlü’nün tuhaf iddiasını boşa çıkarıyor. Mağdur öğrenci, hadiseden sonra, "Bu olayların üzerine okula da çok gitmek istemedim. Psikolojim bozuldu. Her gün başörtülü olduğum gerekçesiyle ya sınıftan çıkarılıyordum ya da hakaret veya yok yazılıyordum. Sınıfta olmama rağmen devamsızlık gösterildiği içinde sürekli yok yazılıyordum. Bu nedenle sene kaybım oldu. Benzer sıkıntılar çeken arkadaşların hiçbir hocadan çekinmemesi için bu davayı açtım.“ ifadelerini kullandı.

HAKKINDA AÇILAN DİĞER DAVA DEVAM EDİYOR

Müşteki öğrencilerden Zuhal Özcan, son duruşmada, yaşanan olay sebebiyle Prof. Dr. Rennan Pekünlü'den şikayetçi olduğunu belirtti. Olay tarihinde Matematik Bölümü 2. sınıf öğrencisi olduğunu hatırlatan Özcan, "Quiz tabir edilen sınava girmek için okula gitmiş, hattâ biraz geç kaldığım için acele etmekteydim. Fen Fakültesi C Blok'ta bulunan okulumun arka kapısına gittiğimde sanık orada sözünü ettiği türden herhangi bir açıklama yapmaksızın kapı önünde dikilmek suretiyle benim binaya girişime engel oldu. Sınava yetişmem gerektiğini söylediğim halde buna izin vermedi. Daha sonra binanın ön kapısına gittim. Burada da aynı şekilde girişime engel oldu. Sözünü ettiği türden bir açıklaması olmadı, doğrudan binaya girişime engel oldu." dedi.

Müşteki Neşra Gökdağ da, "Sanık bizim bulunduğumuz dersliğe gelerek aynı şekilde bizi tahrik eder tarzda konuşmalarda bulunmuş, türbanla içeride bulunamayacağımızı ifade etmiş, biz çıkmayacağımızı söyleyince güvenlik görevlilerini çağırarak bizi dışarı çıkartmıştır." sözleriyle yaşadıklarını mahkemede anlattı. Sanık Pekünlü'nün doğruyu söylemediğini belirten Gökdağ, "Sanık bu sırada türbanlı olduğumu kanıtlamak düşüncesi ile binanın her iki giriş kapısında fotoğraflarımı çekmiştir. Bu olayların ne şekilde yaşandığı video kaydı olarak televizyonlarda çıkmıştır. Hadiseye sebep olan sanıktır." diyerek davaya katılmak istedi.

Zuhal Özcan ve Neşra Gökdağ'ın sanık Esat Rennan Pekünlü aleyhine açtığı dava henüz sonuçlanmadı. Söz konusu davaya, 2015 yılının Şubat ayında devam edilecek.

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri