Tam geçen hafta bugün Ayasofya’nın Câmi olarak açılma karârı verildi ve nasipse haftaya Cumâya da açılacak inşaALLAH. Bu ne muhteşem bir karar! Ayasofya’nın açılması gençliğimizin kızıl elması idi. ‘Kızıl Elma’ hedeflerine hamdolsun bir bir ulaşılıyor. Menderes’in iâdei itibârı, başörtü meselesinin çözümü, kamusal alanda kılık-kıyâfet taasubunun kalkması, dindar insanların toplumun her safında ötelenmeden-itelenmeden ikinci sınıf insan muamelesi görmeden bu vatanın aslî sâhipleri olarak görülmeleri… Bunlar muazzam gelişmeler… Rabb’im emeği geçenlerden ebeden râzı olsun.
Haftaya zincirleri kırılacak olan Ayasofya’nın, 86 sene sonra yeniden aslî hüviyetine kavuşması milletimize ve İslam âlemine hayırlı olsun. Darısı Mescidi Aksa’ya diyelim. Bu açılış, farklı fetihlerin muştusu olsun inşaALLAH. Tabi böylesi cesur bir kararın peşi sıra elbette aksi sesler çıkacaktır, normal görüyoruz. Dibimizdeki Yunanistan’dan Amerika’sına, Rusya’sından Avrupa’sına epeyce itirazlar oldu. İçimizdeki çatlak-patlak sözler asıl canımızı sıkan ama onları da hoşgörüyle karşılıyoruz. Herkes bu karâra fikrine göre sevinebilir de, hayıflanabilir de, olabilir. Şükür biz sevinenlerin safındayız. Yıllarca üzüldük, yandık. Azıcık da biz sevinelim, değil mi ya?
Doğrusu Ayasofya’nın ibâdete açılması Müslümanlar için büyük bir gururdur ancak bu durum Müslüman olmayanların Ayasofya’yı ziyâretine engel olmadığı gibi Ayasofya’nın dünyâ mirâsındaki değerinden de bir şey kaybettirmez. Ayasofya’nın câmi olması Müslüman Türk milletinin irâde ve kararlılığının tecellisidir. Buranın târihi eser olarak korunmasına yönelik Hıristiyan dünyânın konuşacak yüzü olmaması gerekir. Zira Avrupa ve diğer Hıristiyan ülkelerdeki câmilerin harap hâli hatta devamlı saldırılara muhatap olması bütün dünyâca mâlumdur. Ülkemizde sürekli korunan, bakımı yapılan, zarar verilmeyen dâimâ ibâdete hazır olan kiliseler, sinegoglar din hürriyetine bizim verdiğimiz ehemmiyeti göstermesi açısından herkesin dikkatleri çeker mâhiyettedir. Bu sebeple bu hususta onların konuşacak cümlesi olamaz.
Bilindiği üzere İstanbul’un fethinden sonra tam 481 sene Ayasofya sürekli câmi olarak kullanılmıştır. Ayrıca 1453’ten bu yana da Ayasofya 567 yıldır Türk hâkimiyetinde olup, fethin en bâriz sembolüdür. Bu bizim için onur vesilesidir. Ecdâdımız ile ne kadar övünsek az. İyi ki bugün onların yerini aratmayan devlet adamlarımız var, şükürler olsun. Geçen bir arkadaş, Ayasofya’nın açılma sevincini paylaşırken, darısı; ‘Mescidi Aksa’ya dendiğinde’; ‘İşte biz şimdi o Fatihleri yetiştiriyoruz.’ Demezdi? Çok mutlu oldum. İnşaALLAH. Onu da bu asil ve necip millet başarsın, duâcıyız.
1934’e kadar Ayasofya câmi olarak işlevine devam ederken, o yıl siyâsi bir karar ile Bakanlar kurulunun tasarrufu mârifetiyle müzeye dönüştürüldü. O zamanki devlet yönetim kadroları çeşitli dış ve iç konjonktürü dikkate alarak böyle bir karar verdiler. Ancak o zaman onlara herhangi bir baskı da söz konusu değildi. Evet, şüphesiz alınan kararların siyâsi yönü vardır fakat demokrasilerde halkın beklentileri esastır. Halkın değerleriyle bağdaşmayan kararlar gün gelir, o siyâsilerin sonunu getirebilir. Nitekim öyle de olmuştur. Câmileri bir zaman af edersiniz ahıra çevirenlerin bugün esâmesi okunmuyor. Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi müthiş bir vebaldir. Çünkü orası bizzat Fatih Sultan Mehmet Hân’ın kendi vakfiyesidir. Hatta bu bilginin kayıtlı bulunduğu yazılı belgede Sultan Fatih; ‘Kim bu Ayasofya’yı câmiye dönüştüren vakfiyemi değiştirir, bir maddesini tebdil eder, onu iptal veya tedile koşarsa,… Azapları hafiflemesin, haşir gününde yüzlerine bakılmasın.’ Diye ikazları var. Dolayısıyla bu verilen karar ile hem Fâtih’in vasiyeti yerine geldi hem milletin uzun senelerdir beklentisine uygun bir açılış gerçekleşmiş olacak. Bu müspet karardan ötürü ilgilileri tebrik ediyoruz.
Şunu da belirtelim bugün bu cesur karârı siyâsi bir karar olarak yorumlayıp değersizleştirmeye çalışanlar, böyle yapmakla sâdece kendi acziyetlerini ortaya dökmüş oluyorlar, başkaca bir şey söylemiş olmuyorlar. Biz de diyoruz ki; ‘Geçiniz, gölge etmeyiniz başka ihsan istemeyiz.’ Ayasofya bağımsızlık ve hürriyetimizin yansımasıydı şükürler olsun. Bâzılarının bu cesur karâra homurdanması, müze olarak kalmalıydı gibisinden densiz sözler etmesi şanlı târihimize ne kadar yabancı ve uzak yaşadıklarının göstergesidir. Büyüklerimizin bu asil târihe sâhip çıkışı bâki bir hayat için en büyük kazanım, fâni hayat için ise daha neler yapabileceğimize dâir işâret fişeği olmuştur. Haydi hayırlı olsun.
Haftaya muhteşem Ayasofya’ya biletle değil abdestle girilecek inşaALLAH. Cumânız hayrola.