Ayasofya, 1453 yılında İstanbul fethedildiği zaman fethin sembolü olarak camiye çevrilmiştir; 1935 yılında ise müzeye çevrilmiştir.
Fetih, hakkın batıla galip gelmesi demektir, Ayasofya’nın ibadete açılması ise bu fethin sembolüdür. Bu sembolün müzeye çevrilmesinin anlamı, fethin bir anlamının kalmadığının ilanıdır.
Batı, Ayasofya’nın kiliseye çevrilmesini istemektedir. Yunanistan bunu zaman zaman dillendirmektedir. Dünya konjonktürü buna müsait olmadığı için şimdiye kadar gerçekleştirilememiştir.
Gezi eyleminde duvarlara, “zulüm, 1453’te başlamıştır,” diye yazılmasının manası, fetih ruhunu tamamen yok edip, Ayasofya’nın kiliseye dönüştürülmesi için zemin hazırlamaktır. Bu sebeple bu yazının altında Batı’nın parmağı vardır.
Bunun şuurunda olan dünya Müslümanları, Ayasofya’nın ibadete açılmasını istemektedir. Gençliğimden beri hatırlıyorum, dünya Müslümanları, Ayasofya’nın ibadete açılması için zaman zaman bir araya gelir, miting düzenler, Ayasofya’nın önünde namaz kılarlar, dua ederler ve vakurlu bir şekilde oradan ayrılırlar. 31 Mayıs saat 04.00′da yapılan da budur.
Anadolu Gençlik Derneği, 31 Mayıs saat 04.00′da Ayasofya’nın ibadete açılması için ‘Ayasofya Camii’nde Buluşuyoruz-Seccadeni al gel’ başlıklı eylem yapma çağrısında bulundu. Seccadesini alan gençler, Ayasofya’da buluştu. Kâbe imamı sabah namazını kıldırdı, Ayasofya’nın ibadete açılması için dua etti, bütün Müslümanlar da âmin dedi.
Demirel iktidarda iken din öğretiminin yaygınlaştırılması istenildiği zaman, “Camiler açık git namazını kıl, mani olan mı var,” derdi. Aynı zihniyet, Ayasofya ibadete açılsın denildiği zaman git Sultan Ahmed Camii’nde namazını kıl demektedir.
Bu zihniyet, Batı ile fikir ve kültür bakımından mecz olmuştur. Onun için bu zihniyet, söz konusu fethin sembolü Ayasofya Camii’ni bu sebeple müzeye çevirmiştir. Bunun anlamı Batı’ya göz kırpmaktır, bak senin bütün değerlerini kabul edişimizin sembolü Ayasofya’yı müzeye çevirmektir. Sizin istediğiniz şekilde kiliseye çevirecek olursak, içinde yaşadığımız halk galeyana gelir, bizi devirir, Ayasofya’yı da tekrar ibadete açar.
Ayasofya’nın ibadete açılmasının manası, İslâm Âlemi’nin Batı’ya galip gelmesi demektir. Onun için Batı buna müsaade etmez. Bunu Ayasofya’yı müzeye çevirenler çok iyi bilir. Bu bağlamda Ayasofya’nın ibadete açılabilmesi için her bakımdan Batı’dan üstün olmamız gerekir.
Bunu gerçekleştirdiğimiz gün çifte bayram yapacağız; çünkü o gün tutsak Mescid-i Aksa da hürriyetine kavuşacaktır.
Anadolu Gençlik Derneği’ni tebrik eder, çalışmalarında başarılar dileriz. Hoşça kalın.