Ayasofya bu milletin ilk kızıl elmasıdır

Prof. Dr. Caner Arabacı, “Ayasofya, Türk milletinin ilk kızılelmasıdır ve bizler için bir idealin sembolüdür” dedi.

Ayasofya Camii, 86 yıl aradan sonra 24 Temmuz Cuma günü kılınan Cuma namazıyla ibadete açıldı. Türkiye'de ve birçok İslam ülkesinde Ayasofya sevinci yaşandı. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde Cuma namazı kılınmasına saatler kala Yunanistan'da birçok kilisede bayraklar yarıya indirilirken, matem çanları çalındı. Yine birçok ülkeden, Ayasofya'nın ibadete açılmasına tepkiler gösterildi. Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı ise Ayasofya ile ilgili kimsenin Türkiye'ye laf söyleme hakkının olmadığını dile getirdi.

AYASOFYA İDEALİMİZİN SEMBOLÜDÜR

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, “Aslında Ayasofya, bu milletin ilk kızılelmasıdır” dedi. Osmanlı Devletinin yükseliş devri düşünüldüğünde Ayasofya'nın alnındaki altın kürenin, bu milletin ilk kızılelması olduğunu aktaran Arabacı, Ayasofya'nın yine bu milletin tarihi dinamizminin de çok önemli bir sembol yeri konumunda bulunduğunu kaydetti. “O sembolün öldürülmesi, geri çekilmesi, Türk milletinin değerlerine, kültürüne, ideallerine örtülü bir saldırıydı” diyen Arabacı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kim adına olduğunun da değerlendirilmesi gerekir. Adı Ayasofya olan kilise çok. Bu Ayasofya'yı Kebir idi yani en büyük Ayasofyaydı. Burası fethin sembolü olarak Camiye çevrildi ve müthiş bir şekilde donatıldı. 6 asra yakın bir süre de ayakta kaldı. Ayasofya'ya eklemeler, desteklemeler olmasaydı, Ayasofya olmazdı. Ayasofya üzerinden Türk milletine saldıranların, Türk milletine büyük bir borcu var. Ayasofya, mimari destekler olmadan bugüne gelemezdi. Ayasofya, bizler için bir idealin sembolüdür. Ayasofya'dan sonraki ideal, kızılelma. Ayasofya'ya sadece mabet gözüyle de bakmamak gerekir. Çok yönlü değerlendirmek gerekir.”

Prof. Dr. Caner Arabacı

TÜRK HALKI TARİHİ DEĞERLERE DAHA SAYGILI

Yunanistan'ın Ayasofya'nın ibadete açılması konusundaki tutumunu da değerlendiren Arabacı, şunları kaydetti: “ Yunanistan, aslında Güney Slavların çingenesidir. Yani Yunanistan, Bizans'ın varisi olacak, yerini tutacak bir ülke değildir. Bizans'ın mirasçısı olduğunu söyleyen birçok devlet var. Yunanistan, bu devletler arasında en zayıf halkadır. Bu tür devletler, maşa olmaya mecburdur. Güçsüzlerdir ve çalışkan değillerdir. Üreten, gayretli bir toplum değil. Yiyen ama borç yapan, Avrupa Birliğinden dilenen bir ülke konumunda. Ayasofya meselesinde de Yunanistan, kullanılmak isteniyor. Yunanistan içinde de aklı selim düşünenler var. Türk milleti ile birleşmek isteyenler de var. Genel olarak Yunanistan, kolay kolay kullanılabilecek bir ülke. Bizim dişimize göre de bir düşman değil, Yunanistan. Yunanistan, batının şımarık çocuğudur. Ayasofya'nın aslı ibadethanedir. Kilise olarak da, Cami olarak da ibadethanedir. Ayasofya, Osmanlı döneminde de eğitim, yardım ve ibadethane faaliyetlerinin bir arada icra edileceği bir kurum, bir külliye haline getirilme tarzındaydı. Aslına rücû etti. Yunanistan'ın bu konudan memnun olması gerekir. İbadete açılınca burası gizli kalmıyor. Her daim hizmete, ziyarete açık. Ayasofya ile ilgili bize laf edecek bir milletin olmaması gerekir. Onlar bizim Camilerimizi, medreselerimizi, kardeşlerimizi yok etti. Biz, aynı şeyleri yapmadık. Bugün Türkiye'nin çok farklı noktalarında kiliseler var. En basiti Konya'da. Bugün Ayasofya'dan çok daha eski tarihe dayanan Sille'deki Aya Eleni Kilisesi, Konya'da. Bu kilise, 327 yıl tarihlidir ve biz restore ettik. Ayasofya'dan 200 yıl önce yapılmıştır. Türkiye'de kiliseler korunuyor, biz para harcayıp koruyoruz. Onlar ise ellerine fırsat geçince mezar taşlarına kadar yok ediyorlar. Ayasofya'nın Camiye çevrilmesi de bir şükranidir. Böyle bir geleneğimiz var bizim. Kılıçla fethedilen yer, şükrani olarak bir yer Camiye çevrilir, diğer yerlere de dokunulmaz. Kılıç hakkı denilen şey budur. Savaşarak bir yer alınamamışsa, kiliseye dokunulmaz. İstanbul, kılıçla alındı. Savaşarak alındığı için de bir tek kilise Camiye çevrilmiştir ve orası da Ayasofya'dır. Fatih, İstanbul'u Salı günü fethediyor, Ayasofya'da Cuma günü Cuma namazı kılınıyor.”

EMRE ÖZGÜL

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri