Ayakkabının en sağlıklısı 'yerlisi'

Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen, bazılarında kanserojen madde tespit edilen ayakkabılar, sektörde yerli üretim ve üreticinin önemini gözler önüne serdi.

Son günlerde sıkça tartışılan konuların başında gelen "Zehirli ayakkabılar", kaliteli ve güvenli ayakkabı ile bilinen ancak yıllardır kalitesiz, ucuz, ithal ayakkabı baskısı altında kan kaybeden yerli üreticinin sorunlarını yeniden gündeme getirdi.

Dünyanın en önemli pazarı olarak görülen Avrupa için ayakkabı üreten yerli üretici, özellikle Konya ve Gaziantep'te yoğunlaşıyor. Bu kentlerde istihdama önemli katkı sağlayan yerli ayakkabı üreticileri, ithal ve kalitesiz ayakkabıyla rekabet başta olmak üzere birçok sorunla boğuşuyor, ayakta kalmaya çalışıyor.

Anadolu Ayakkabıcılar Derneği (ANAYDER) Başkanı Mustafa Lamcı yaptığı açıklamada, ayakkabı seçiminin insan sağlığına büyük etkisi olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Çin'den kanserojen madde içeren ayakkabıların geldiğini hatırlatan Lamcı, bu durumun bir anlamda Türkiye'deki 26 bin imalatçıyı töhmet altında bıraktığını kaydetti.

Zehirli, kanserojen ayakkabıların Türkiye'ye girmesiyle sektörde yerli üretimin öneminin arttığına işaret eden Lamcı, bu gelişmeler ışığında ithalatın olumsuz etkileneceğini dile getirdi.

"YÜZDE 50 KAPASİTEYLE ÇALIŞIYORUZ"

Ayakkabı ithalatının büyük bölümünün Uzak Doğu ülkeleri ve Çin'den gerçekleştirildiğine dikkati çeken Lamcı, şöyle konuştu:

"Bu ayakkabılar da kontrolsüz ve sağlıksızdır. 500 milyon çift ayakkabı üretim potansiyeli olmasına rağmen maalesef haksız rekabet, düşük fiyatlı, kalitesiz ürünler neticesinde üreticilerimiz 280 milyon çift üretim yapmaktadır. Yüzde 50 kapasiteyle çalışıyoruz. Türkiye'nin 1 milyar dolara yakın ithalatı, 780 milyon dolara yakın ihracatı mevcut. Hükümet, bu ürünleri ülkemize sokan ithalatçıları teşhir ederse zararlı gıda üreticilerinin ifşa edildiği gibi, ayakkabı üreticileri olarak hem ekonomiye katkı sağlarız hem de istihdam oluştururuz. Vatandaşlarımız da sağlıklı ayakkabı giymeyi tercih eder."

Sağlıksız ayakkabıların tüketiciyi olduğu kadar üreticiyi de mağdur ettiğini vurgulayan Lamcı, şunları kaydetti:

"Türkiye'de üretilen ayakkabı, Avrupa'da kabul gören kaliteli ayakkabılardır. İthal edilen ayakkabılar ise ülkemize çeşitli markalar adı altında, düşük fiyatla geliyor. Bunlar sağlıksız ve zararlı ayakkabılardır. Yerli üretimi artırmak, kalitesiz ayakkabı ithalatını engellemek için devletten beklentimiz; referans fiyatlarının artırılması, ek vergilerin getirilmesidir. Yurt dışından gelen bu ayakkabıların maliyeti yerli üretimle eşdeğer olursa insanlarımız zaten kaliteli ve sağlıklı olanı tercih edecektir. Yerli üreticilerin daha uygun fiyatlara mal edebilmesi için de vergi indirimi, işçi üzerindeki sigorta priminin hafifletilmesi gibi uygulamalar yapılabilir. Diğer girdilerimiz konusunda da teşvikler olursa yabancı ülkelerle rekabet ederiz."

DÜNYANIN HER YERİNDE REKABET EDEBİLEN AYAKKABI ÜRETİLİYOR

Lamcı, Konya'nın ayakkabı üretiminde Türkiye'nin 3'üncü büyük merkezi olduğuna dikkati çekerek, burada üretilen ayakkabıların kalitesiyle dünyanın her yerinde rekabet edebildiğini söyledi.

Deri sanayisinin de Türkiye'de ileri seviyede bulunduğunun altını çizen Lamcı, "Son teknolojiye sahip ayakkabı tabanında dünya ile yarışıyoruz. Ortopedik ayakkabılar üretiyoruz. Birçok ünlü dünya markası, yerli üreticimize fason üretim yaptırıyor ve yüksek fiyatlarla bize satıyor. Bütün bu iyi yanlarımıza rağmen aynı üreticimizin kendi markası yerli olduğu için rağbet görmüyor ve satılamıyor. Maalesef Konyalı üreticimiz ayakkabısını kentinde satamıyor, alışveriş merkezlerine sokamıyor" ifadesini kullandı.

"ZEHİRLİ AYAKKABI" NASIL FARK EDİLİR

Lamcı, içinde kanserojen madde bulunan ayakkabıların tüketiciler tarafından kolayca anlaşılamadığını ifade ederek, bunun ancak belirli testler sonunda belirlenebileceğini vurguladı.

Tüketicinin ayakkabı alırken hem içindeki hem de tabanındaki etiketlere veya baskılara bakması, nerede üretildiğini araştırması gerektiğini anlatan Lamcı, "Tüketicinin ayakkabının deri veya imitasyon, tabanının PVC mi, poliüretan mı yoksa köseleden mi üretildiğini kontrol etmesi, broşürleri incelemesi, satın aldığı yerde bu gibi sorulara cevap araması gerekir. Ucuz ayakkabıdan olabildiğince kaçınılmalıdır. Sağlıklı ve güvenilir bir ayakkabının 20-30 lira gibi fiyatlara satılması mümkün değil. 40-50 lira ve üstü ayakkabıları tercih edilmeli" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri