Medyadan öğrendiğimize göre Avrupa’da İslâm düşmanlığı hat safhadadır. Bunun sebebi, cehalet, inkârcılık ve statükoculuktur. Bu hastalık tedavi edilmedikçe Garp’ta İslâm düşmanlığı artarak devam eder. Bu durum insanlığın felaketine ve yok olmasına sebep olur. İnsanlar, yerin altını yerin üstünden daha hayırlı görmeye başlar ve duaları bu yönde olur.
Cehaletin giderilebilmesi için İslâm bir bütün olarak insanlığa anlatılması gerekir. Çünkü İslâm dini barış ve esenlik dinidir. Bu din, Allah tarafından diğer dinlerden üstün kılmak üzere gönderilmiştir. Bu din fıtrat dinidir ve Allah katında makbul olan din bu dindir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
Bu sebepten dolayı bu din, eğitim ve öğretimle, medya yoluyla ve bütün iletişim araçlarıyla uzmanları tarafından insanlığa sistematik bir şekilde ve güzel bir üslupla bir bütün olarak anlatılmalı; bunun sonucunda dileyen iman eder, dileyen iman etmez. İman etmeyen kimseler, İslâm devletinin tebaası olmayı kabul ederlerse zimmî hukuku onlara uygulanır ve böylece onların can, mal ve namus emniyeti sağlanır.
İslâm’ın görüşü şu şekildedir: Antlaşma yapmadığımız komşu gayrimüslim devletlere İslâm tebliğ edilir, Müslüman olurlarsa bizimle aynı haklara sahip olurlar, devletimizin tebaası olmayı kabul ederlerse zimmî hukuku onlara uygulanır ve her zimmî, can, mal ve namus emniyeti koruma karşılığında gücü nispetinde cizye (vergi) verir. Bu iki şartın birini kabul etmezlerse en yakın gayrimüslim devletten başlamak üzere harp açılır. Çünkü gayrimüslim devletler, din ve vicdan hürriyetini engellemektedirler.
Müslümanların görevi ise din ve vicdan hürriyetini sağlamaktır. Dünya Müslümanları bu görevlerini laiklik yüzünden icra edememektedir. Onun için laiklik maddesi anayasadan acilen çıkartılmalı.
Şovenizmi cehalet beslemektedir. Yukarıda söylediğim şekilde dinin hükümleri icra edildiği zaman tarihte olduğu gibi ırkçılık yok denecek kadar azalır.
Statükoculuğa gelince, dünyaya hâkim olan güç, statüsünü kaybetmek istememektedir. Bu güç, İslâm düşmanlığı ve ırkçılıktan beslenmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz döneminde hâkim olan gücün, Müslümanlığı bir türlü kabul etmemesinin sebebi budur.
Ümmeti Muhammed vasat (âdil) bir ümmet olarak yaratılmıştır. Bunun gereği yerine getirilmediği müddetçe İslâm âlemi de Avrupa’da İslâm düşmanlığının ve ırkçılığın artarak devam etmesinden sorumludur.
Not: Geçmiş Mevlit Kandilinizi tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan dilerim. Hoşça kalın.