Avrupa’da Borç Krizi, Türkiye’nin Avrupa Birliği Macerası ve Gümrük Birliği -4-
Orhan ARSLANTAŞ: Bizim içimizdeki bazı insanlar Avrupalılara “bizim içimizde İslâmi gelişmeler var. Daha sonra sizin başınıza belâ olur” diye tiyosunu veriyorlar.
Şevki ÇOBANOĞLU: Gerek Tansu Çiller ve gerekse Mesut Yılmaz’ın Avrupa’da yapmış oldukları konuşmalar ilginçtir. Tansu Çiller bir konuşmasında Avrupalı ülkelere “Eğer bizi Avrupa Birliği’ne almazsanız Türkiye’ye İslâm gelir, Türkiye benliğine döner” diyor. Hatta bir başka konuşmasında “Türkiye Avrupa için önemli ve gereklidir” diyor. Mesut Yılmaz, “Bizi Avrupa Birliği’ne almazsanız İslâm gelir” diyor. Burada Batılı değerleri kendilerine vazgeçilmez şiar olarak kabul edenler, Türk insanının inançlarına ve millî değerlerine saygı göstermeden, hatta bu karaların gerekçelerini Meclis’te görüşmeden, Türkiye’yi Avrupa’ya bağlamaya çalışıyorlar. Milletin kabul etmeyeceği bu karar ekonomikmiş gibi görülse de aslında siyasidir. Bu zorlama ve dayatma ile de olsa, baskı ile alınan kararlar tarihte hiçbir zaman yerine getirilmemiştir. Zaman içinde insanımız bu konuda daha duyarlı olup, beklide engelleyecektir.
Orhan ARSLANTAŞ: Gümrük Birliği’ne girmekte ki amaç Avrupa Birliği’ne girmektir. Biz Avrupa Birliği’ne girince ne kazanacağız ne kaybedeceğiz?
Şevki ÇOBANOĞLU: Avrupa Birliği’ne girmekte Türkiye’nin kazanacağı bir şey yok. Ancak Avrupa Birliği’ne girmekle kaybedecek çok şey vardır. Avrupa Birliği hayali Türkiye’ye kurulmuş bir tuzaktır. Avrupa Birliği’nin kuruluşu, 600 yıldan fazla Müslümanların, İslâm Coğrafyasının liderliğini yapmış olan Osmanlı’nın yıkılışı ile başlar. 200 yıllık bir serüvenden sonra Avrupa Birliği olarak ortaya çıkan bu haçlı ruhu Türkiye’nin işgalini hedef almaktadır. Eğer Türkiye Avrupa Birliği’ne girerse neler olacaktır? Anadolu toprakları Batılılar tarafından işgal edilecek, Müslüman Türk halkı köle haline getirilecektir. Müslümanlara karşı Filistin’de, Bosna’da olduğu gibi bir etnik arındırma politikası uygulanacaktır. Türkiye, Avrupa Birliği’ne girerse “Müslüman’ım” demek bile suç olacaktır. Çünkü Avrupa Birliği’nin temeli Hıristiyanlığa dayanmakta ve üye ülkelerde Hıristiyanlık inancı ve kültürü dayatılmaktadır. Avrupa Birliği’nin nihai hedefi Müslümanları Anadolu topraklarından kovmaktır. Bunun için Türkiye üzerinde çok sinsi oyunlar oynanmakta olup, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan olaylar buna delildir. Güneydoğu Anadolu’da, PKK adı altında ortaya çıkan terör şebekesi, Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve İsrail tarafından destek görmektedir. Avrupa Birliği tuzağı değişik entrikalarla doludur.
Orhan ARSLANTAŞ: Avrupa Birliği’ne girdiğimizde en önemli sorun yerleşim hakkı mı olacaktır?
Şevki ÇOBANOĞLU: Roma Anlaşmasının 38. maddesine göre “Ortak Pazar tarım ve tarımsal ürünlerin ticaretini kapsar. Tarımsal ürünler için Ortak Pazar’ın işlemesi ve gelişmesi üye devletlerle ortak bir tarım politikasının yürürlüğe konması olur” denmektedir. Avrupa Birliği tarım politikası bütün üye devletleri kapsar. Hangi ülkede nasıl bir ürün yetiştirileceği Tarım Komitesi tarafından tespit edilerek, ona göre izin verilir. Tarım üretimi belli standartlara bağlanmıştır. Standartlara ve kurallara uymayan tarım üreticileri faaliyetlerden men edilebilecektir. Tarımsal faaliyetlerde standart ve kurallara uymayan çiftçilere Avrupa Birliği Tarım Komitesi tarafından karşılığı ödenmek şartıyla tarla ve bahçeleri ellerinden alınabilecektir. Bu olay Türk insanının topraklarının zorla ve hile ile ellerinden alınmasından başka bir şey değildir.
Roma Anlaşması’nın 32. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak “İş bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinde ulaşılacak gerçek özgürlüğe yeni kısıtlamalar koyamaz” denilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinin ortak olduğu ülkeler üzerinde ulaştıkları haklardan biri ve en önemlisi yerleşme hakkıdır. Bu hakkı elde ettikleri andan itibaren mülk edinme ve yerleşme hareketi yoğunluk kazanacaktır. Yabancılar gelip istediği yerden, istediği evi, istediği arsayı alacaklardır. Yerleşme ile ilgili haklar, Roma Anlaşması’nın 52, 53 ve 58. maddelerin de belirtilmiştir. Avrupa Birliği’ne ortak olan ülkeler yerleşme hakkını sınırlayıcı kısıtlamalar koyamaz. Avrupa Birliği’ne tam üye olan ülkeler millî devlet olma hürriyetlerini kaybetmektedirler.(*)
(*) Orhan ARSLANTAŞ, Şevki Çobanoğlu ile bu söyleşiyi, Kayseri’de yayın yapan Şafak Radyo’da 10.3.1995 tarihinde yapmıştır.