Tansu Çiller, “Ancak, biz tek eş istiyoruz. Eşimiz de Avrupa Topluluğu olacaktır” diyor.
Yalım Erez (Eski TOBB Başkanı): “Türkiye’nin geleceği, Gümrük Birliği’nden ve AT’ye tam üye olmasından geçtiği kanaatindeyim. Son günlerde yoğun olmasa da özelleştirme karşıtı kampanya başladı. Toplum yanıltılıyor. İşçiler, işsiz kalacaklarını sanıyorlar. Bunu yapanlar sivri akıllılar. Gümrük Birliği’ne 1995’te gireceğiz. Bu dönüşü olmayan bir yoldur. Türkiye Topluluğa girerse Hıristiyan olacaktır ve Türk sanayi batacaktır diyorlar. Şüphesiz bazı sanayi kolları zarar görecektir, fakat Türkiye’nin AT’a tam üyeliği, ne Türkiye’yi Hıristiyan yapacaktır, ne de Türk sanayi batacaktır” diyor. (8.10.1993)
Türkiye’nin AB’ne üyeliğine karşı olanlar, dinini, namusunu, kültürünü ve bağımsızlığını düşünmektedirler. Mademki AB’ye üye olunacaktı, İstiklâl Savaşı’nı niye yaptık? Cephelerde yüz binlerce şehit niye verdik? AB’ne karşı olanlar sivri akıllı da değildir. Asıl sivri akıllılar, AB’ne üye olmasına taraftar olanlar ve Batı ile evlenmek isteyenlerdir. Bu sivri akıllılardan biriside Yalım Erez’dir. Halkı yanıltanlar da, AB’ne taraftar olan sivri akıllılardır.
Eğer Türkiye, AB’ne girerse Hıristiyan ülke olacaktır. Anadolu toprakları Batılılar tarafından işgal edilecektir. Müslüman Türk Milleti, Batı’nın bir kölesi olacaktır. Müslümanlara karşı, Filistin, Bosna-Hersek, Azerbaycan’da olduğu gibi bir asimilasyon ve etnik arındırma hareketi başlayacaktır. Türkiye, AB’ye girerse “Müslüman’ım” demek bile suç olacaktır. AB ile evlenmek isteyenler, Türkiye’yi böylesi bir yola doğru götürmektedirler.
Tek çare: AB ile Türkiye’yi evlendirmek isteyenlere karşı onurlu bir çıkışla “dur” denmelidir. Hem de çok acele olunmalıdır.
AVRUPA BİRLİĞİ TUZAĞI
Avrupa Birliği bir tuzaktır. Kime karşı hazırlanmış bir tuzaktır? AB, Müslümanlara karşı kurulmuş bir tuzaktır. Avrupa Birliği tuzağı, İslâm Coğrafyası’nı oluşturan bir bölgede Müslümanların 600 sene liderliğini yapmış olan Osmanlı Devleti’nin yıkılışı ile başlar. 200 yıllık bir serüvenin arkasından Avrupa Birliği olarak ortaya çıkan haçlı ruhu, Türkiye’nin işgali ile nihai bir hedef çizmiş durumdadır.
Avrupa Birliği tuzağının Türkiye için nihai hedefi nedir?
Avrupa Birliği’nin Türkiye için nihai hedefi; Müslümanları Anadolu topraklarından kovmak. Bunun için Türkiye üzerinde çok sinsi politikalar uygulanmaktadır. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oynan oyun bunun canlı bir misalidir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yerleşen Çekiç-Güç, Avrupa Birliği’nin ve Amerika’nın organize ettiği bir işgal kuvvetidir. PKK altında ortaya çıkan terör şebekesi Avrupa Birliği’nin, ABD’nin ve İsrail’in komutasında yönlendirilerek, hem Müslüman katliamı yapmakta hem de insanları kovarak, bölgeyi ele geçirmek hedefindedir.
Avrupa Birliği tuzağı Türkiye’nin işgal edilmesi için akla gelmeyen ama çok cani eylemleri de kapsayan entrikalarla doludur.
Avrupa Birliği’nin kurduğu tuzağa düşmemek için bütün Müslümanların akıllarını başına almaları, sonra da bir tavır koymaları gerekir.
Aksi halde Türkiyeli Müslümanlar, Filistin Müslümanlarının düştüğü duruma düşmek durumunda kalabilirler. Yol yakınken Avrupa Birliği’ne katılma tuzağını bozmak hem Allah’ın emri, hem de Müslümanların güvenliğini sağlayacak teminattır.
Devam Edecek
Yalım Erez (Eski TOBB Başkanı): “Türkiye’nin geleceği, Gümrük Birliği’nden ve AT’ye tam üye olmasından geçtiği kanaatindeyim. Son günlerde yoğun olmasa da özelleştirme karşıtı kampanya başladı. Toplum yanıltılıyor. İşçiler, işsiz kalacaklarını sanıyorlar. Bunu yapanlar sivri akıllılar. Gümrük Birliği’ne 1995’te gireceğiz. Bu dönüşü olmayan bir yoldur. Türkiye Topluluğa girerse Hıristiyan olacaktır ve Türk sanayi batacaktır diyorlar. Şüphesiz bazı sanayi kolları zarar görecektir, fakat Türkiye’nin AT’a tam üyeliği, ne Türkiye’yi Hıristiyan yapacaktır, ne de Türk sanayi batacaktır” diyor. (8.10.1993)
Türkiye’nin AB’ne üyeliğine karşı olanlar, dinini, namusunu, kültürünü ve bağımsızlığını düşünmektedirler. Mademki AB’ye üye olunacaktı, İstiklâl Savaşı’nı niye yaptık? Cephelerde yüz binlerce şehit niye verdik? AB’ne karşı olanlar sivri akıllı da değildir. Asıl sivri akıllılar, AB’ne üye olmasına taraftar olanlar ve Batı ile evlenmek isteyenlerdir. Bu sivri akıllılardan biriside Yalım Erez’dir. Halkı yanıltanlar da, AB’ne taraftar olan sivri akıllılardır.
Eğer Türkiye, AB’ne girerse Hıristiyan ülke olacaktır. Anadolu toprakları Batılılar tarafından işgal edilecektir. Müslüman Türk Milleti, Batı’nın bir kölesi olacaktır. Müslümanlara karşı, Filistin, Bosna-Hersek, Azerbaycan’da olduğu gibi bir asimilasyon ve etnik arındırma hareketi başlayacaktır. Türkiye, AB’ye girerse “Müslüman’ım” demek bile suç olacaktır. AB ile evlenmek isteyenler, Türkiye’yi böylesi bir yola doğru götürmektedirler.
Tek çare: AB ile Türkiye’yi evlendirmek isteyenlere karşı onurlu bir çıkışla “dur” denmelidir. Hem de çok acele olunmalıdır.
AVRUPA BİRLİĞİ TUZAĞI
Avrupa Birliği bir tuzaktır. Kime karşı hazırlanmış bir tuzaktır? AB, Müslümanlara karşı kurulmuş bir tuzaktır. Avrupa Birliği tuzağı, İslâm Coğrafyası’nı oluşturan bir bölgede Müslümanların 600 sene liderliğini yapmış olan Osmanlı Devleti’nin yıkılışı ile başlar. 200 yıllık bir serüvenin arkasından Avrupa Birliği olarak ortaya çıkan haçlı ruhu, Türkiye’nin işgali ile nihai bir hedef çizmiş durumdadır.
Avrupa Birliği tuzağının Türkiye için nihai hedefi nedir?
Avrupa Birliği’nin Türkiye için nihai hedefi; Müslümanları Anadolu topraklarından kovmak. Bunun için Türkiye üzerinde çok sinsi politikalar uygulanmaktadır. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oynan oyun bunun canlı bir misalidir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yerleşen Çekiç-Güç, Avrupa Birliği’nin ve Amerika’nın organize ettiği bir işgal kuvvetidir. PKK altında ortaya çıkan terör şebekesi Avrupa Birliği’nin, ABD’nin ve İsrail’in komutasında yönlendirilerek, hem Müslüman katliamı yapmakta hem de insanları kovarak, bölgeyi ele geçirmek hedefindedir.
Avrupa Birliği tuzağı Türkiye’nin işgal edilmesi için akla gelmeyen ama çok cani eylemleri de kapsayan entrikalarla doludur.
Avrupa Birliği’nin kurduğu tuzağa düşmemek için bütün Müslümanların akıllarını başına almaları, sonra da bir tavır koymaları gerekir.
Aksi halde Türkiyeli Müslümanlar, Filistin Müslümanlarının düştüğü duruma düşmek durumunda kalabilirler. Yol yakınken Avrupa Birliği’ne katılma tuzağını bozmak hem Allah’ın emri, hem de Müslümanların güvenliğini sağlayacak teminattır.
Devam Edecek