Türkiye'de en fazla AVM doğal olarak İstanbul'da...
İstanbul'u, Ankara ve İzmir takip ediyor...
Bizim şehrimizde ise 7 olduğu yazılıp çiziliyor...
Doğru bir rakam mı?
Bilemiyorum...
Ben altı saydım...
Altısı da Selçuklu'da...
Meram'da yok...
Karatay'da zaten yok...
Bu gidişle olacağı da yok...
Mahrumiyet bölgesi!
Dünyanın, Avrupa'nın ve Türkiye'nin doğusu nasıl geri kalmışsa ya da geri bırakılmışsa, Konya'nın doğusundaki Karatay'ın durumu da aynı!
Dünyanın neresine giderseniz gidin bütün yatırımlar batıya yapılır...
Ne varsa bu batı da!
Ben bugüne kadar hiç Türkiye'nin doğusundaki ülkelere işçi gittiğini hatırlamam...
Batıya mı?
Akın akın...
Dolayısıyla Selçuklu da Konya'nın batısı olduğuna göre, AVM'lerin de oraya kondurulması normal!
Nüfusu da 600 bin civarında olunca, yatırımcıları cezbetmesi doğal...
Karatay'da AVM yok, ama bir sürü market var.
xxx
Benim esas konum AVM'lerin nereye ya da hangi ilçeye yapıldığı değil...
İhtiyaç ki yapılıyor...
Eyvallah...
Buna itirazım yok...
İtirazım şu; küçük esnafı bitirdiler...
Mahallelerimizde “bakkal kültürü”nü tükettiler...
Konya'nın hemen hemen her bölgesi, AVM'ler olmasa da, Hipermarket, Gross Market, Süpermarket, ismini yeni duyduğum Discount Market, Micro Marketlerle dolu...
Bu isimlerini saydığım marketlerin, hemen hemen hepsi gıda ürünleri satıyor...
Şehrin her yerinde, özellikle de Karatay'ın, Sedirler'in de, Araplar'ın da, İşkalaman'nın da, Uluırmak'ın da ve birçok kenar semtlerinde bunlardan geçilmiyor...
Bana göre, köşedeki bakkalın, manavın, kasabın, pastanenin, el cümle küçük esnafın nefesini kestiler...
Dolayısıyla da, mahalleler de ne bakkal kaldı, ne çakkal...
Ne berber kaldı, ne terzi...
Ne kalaycı, ne alaycı...
Ne ayakkabıcı, ne tamirci...
1-2 berber dışında, hepsi bir bir kepenklerini kapatıp, başka diyarlara göç ettiler ya da köşelerine çekildiler...
Altında bir bisikleti bile olmayan sinekli bakkal Hüseyin ağa, 4x4'ü olan Hipermarket sahibiyle nasıl rekabet etsin, afedersiniz nasıl si...k yarıştırsın?
Çünkü, günümüz Türkiyesinde de insanlar tüm gereksinimlerini AVM ya da marketlerden karşılıyorlar.
xxx
Kendi adıma konuşuyorum; mecbur kalmadıkça AVM'le ya da marketlere gitmiyorum...
Gitmem de...
Benim velinimetim “Kadınlar Pazarı” ve civarındaki “küçük esnaflar”dır...
Biraz değil, oldukça gelenekçiyim...
Başkalarını bilmem, ama ben, evimin ihtiyaçlarını buralardan tedarik ediyorum...
Kesinlikle yanlış anlaşılmasın; AVM'lere ya da marketlere karşı değilim...
Ama mantar gibi çoğalarak da küçük esnafa zarar verdiklerini düşünüyorum...
Bazı insanlar, “marketler kapatılsın” diyor!
Bu da yanlış...
AVM'lerin olmamasını veya kapatılmasını, ille de bakkal ve manavlardan ya da kasaplardan alış-veriş yapılmasını istemenin, bizim çocukluğumuzda mahallelerde hem traş yapan, hem de diş çeken berberlerin günümüzde de aynı işi yapmalarını veya para kazanmalarını istemekten ne farkı var?
Böyle bir şey olabilir mi?
Şimdi hangi anne ya da baba, dişi ağrıyan çocuğunu berbere götürür?
Ben götürmem...
Kimsenin götüreceğini de sanmıyorum...
Onlar çok eskide kaldı...
Ogünün şartları ile bugünün şartları arasında dağlar kadar fark var...
Örneğin, o günlerde 5 liralık doktor vardı...
Fakir fukara kapısında kuyruk olurdu...
Bugüne bakarsak, hem devlet, hem de özel hastaneler beş yıldızlı otellerden farksız...
Herkese ve her kesimden insana kapıları açık...
Bunları da ıskalamamak lazım...
60'lı yıllarda Türkiye'nin nüfusu 27 milyonlardayken, bugün 80 milyon civarında...
Nüfus yoğunluğu ile birlikte ihtiyaçlar da durmak bilmiyor...
Kısacası, gelişmişliğe, dolayısıyla da AVM'lere ve marketlere değil, ama bunların mantar gibi çoğalmalarına karşıyım...
Acaba, 1-2 mahalle bakkalını kurtarabilir miyiz?
Kimbilir...
Umarım, meramımı anlatabilmişimdir.