Ave! Morituri Te Salutant

Hüzeyme Yeşim Koçak

“Selam!... Biz ölmek üzere olanlar seni selamlıyoruz!” Eski Roma’da gladyatörlerin imparatora selam verirken söylediği sözcüklermiş yukarıdaki cümle.

Gladyatörlerin şartlar gereği hayatı sınırlı olup hemen ö(ldürü)lebilir.

Fakat biz de öylesine dünya sevgisi ve hayat enerjisiyle doluyoruz ki er geç aynı sonucu yaşayacak olmamıza rağmen, hiç göçmeyecekmiş gibi yaşıyoruz.

***

Öyle ki ölümcül hastaların, süresi daralmışların vefatı bile –duygudaşlığın ötesinde-bizi sanki farklı bir akıbet beklermişçesine şaşırtıp, darbe oluyor.

“Dünya annemizdir!” der büyük gönül adamı İbn Arabî. Ya da “Bu dünya ahiretin annesidir” der bazı tasavvufi metinler.

***

O anne ki bizi besledi büyüttü, elinden geldiği kadar eğitti; sonra ihtiyarladı, bir anlamda ömrünü tamamlayacak ve kendi gibi çocuklarını da Azrail’in kucağına verdi verecek.

Anne tanımlarımız, dünyayı nasıl algıladığımız, nereden ne yana baktığımız önemli.

***

Gladyatörler gibi miyiz bilmem ama aslında bir ölüm kalım mücadelesi hayat memat davası içindeyiz. Görülmese, farkında olmasak bile kan ter içinde, nefes nefese kaldığımız zamanlar yaşayabiliyoruz.

***

Bize benzer gözükse de rakibimiz kim? Devasa azılı bir pehlivan mı, maskeli bir düzenbaz mı, Ahriman(karanlığın tanrısı) mı, vehim ve hülyalarımızın keskin suretleri mi?

Kabuğun, süslü yalanların, matruşkaların çekim kuvvetine karşı mukavetimiz ne derece; esas amacımız ne?

***

Karşımızda yalnızca imparatorlar değil firavunlar, neronlar, başka egemenler var. Hayatımızı sömürenler. Ve sadece fiziki değil manevî ölümler de mevcut.

Arenalarda ikide bir kimi selamlayıp duruyoruz, hangi sahnelerde temsillerde rol alıyor, hikâyemizi nasıl yazıyoruz, imzamız adı(mları)mız nerelerde?

***

Hareketlerimizi yönlendiren, hayat bahşettiğimiz(!) düşünceler, bizi yöneten fikir babaları, kötülüğün kırk kapısı, sayısız uyuşturucu, yanlış şifreler, haramiler.

Seçimler, geçimler, rehberler, pusula ve haritalar da mühim. İlk etapta, bize çok seçenek sunuluyor.

***

Ruhunu katledenler, sermayesini kediye köpeğe yılan çıyana yükleyenler.

Sesini soluğunu, şeytani iğvaların yarışların peşinde kaybedenler. Tilmizler, tiryakiler, şerrî tacirler.

Yalnızca egemenlere, hadiselere bağlı bir oyuncak, kul muyuz, kaybeden miyiz, -Allah korusun-ebedi mağlup muyuz?

***

Yeryüzünün kabuğunu delecek, arzın merkezine gidecek miyiz?

Dünya Anneden ayrılışı, son selamı; hayatı ve kendimizi güzelleştirerek, bu yolda çalışarak mı gerçekleştireceğiz.

Esasen Kimin huzurundayız; imtihanlarımızın oyuncularını bırakıp Kim’e hesap vereceğiz?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.