İbrahim Avcıoğlu...
Eski boksör, eski polis memuru, şimdilerin boks hakemi...
Necmettin Erbakan Hoca ile Melih Gökçek'in koruma polislerinden...
Erbakan Hoca Başbakan iken yakınındaki 3-5 kişiden birisi...
7-24 Erbakan Hoca'nın hizmetinde olan Konya'nın öz evladı...
Kendisini boks yaptığı yıllardan tanırım...
Tanışıklığımız eskiye dayanır...
Çok sıkı görüşmezdik, ama sosyal medya aracılığı ile selamlaşır, iki satır da olsa lafın belini kırardık...
Benim Boks Federasyonu yönetiminde görev almamla birlikte görüşmeler, göz göze gelmeler daha da sıklaştı...
Kendisi aynı zamanda (AİBA) uluslarası boks hakemi...
Boks mu?
Ortak sevdamız...
Ankara'da olmasına rağmen, Konya ile irtibatı kesmeyenlerden...
Hem aile büyüklerini, hem de eşi dostu görmek için bir haftadır Konya'da...
Salı günü lütfedip ziyaretimize geldi...
Konya boksunun dünü ile bugününü konuştuk...
Sonra Türk boksunu masaya yatırdık...
Laf lafı açtı konu Erbakan Hoca ile anılara geldi...
Hoca'yla ilgili öyle güzel şeyler anlattı ki, tadına doyamadık...
Ama, 28 Şubat sürecinin baş aktörlerinden olan Çevik Bir ve o dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile ilgili de öyle şeyler paylaştı ki, Karadayı ve Bir'i kör bıçakla kesesim geldi...
Özellikle o meşhur “Milli Güvenlik Kurulu” toplantısında odanın içinde ve odanın dışında yaşananları...
Hiçbir yerde konuşmamış...
İlk defa bize, yani Merhaba'ya konuştu...
Bütün bu anlattıklarını kendisi ile yaptığımız röportajda okuyabilirsiniz...
Biz dinlerken tüylerimiz diken diken oldu...
Sizlerin de okurken, bizim yaşadığımız duyguları yaşayacağınızdan eminim...
Ne İsmail Hakkı Karadayı'yı ne de Çevik Bir'i, hiçbir zaman Türk Ordusu ile ilişkilendirmeyeceğim, hele hele Türk askeri olarak asla anmayacağım...
Çünkü, yaptığı her işi Allah rızası için yapan Erbakan Hoca'ya hiçte haketmediği halde yapılan ya da yaptıkları zulümleri okuyunca, sizler de benimle aynı fikirde olacaksınız...
Bundan da zerre kadar kuşkum yok.
***
MEVLANA TÖRENLERİ
Daha önce de yazdım...
Bu konuda yazmaya da devam edeceğim...
Birileri “bu sene biraz daha iyi”dese de, bana çok inandırıcı gelmiyor...
Yabancıları geçtik, yerli turistler için de “cazibe”sini her geçen yıl kaybediyor, Mevlana Törenleri...
Tabi ki bunun değişik nedenleri var...
Törenler önce yurtiçine, sonra yurtdışına taşındı...
Dolayısıyla, ne yerli ne de yabancı turist Konya'ya zahmet etmedi...
Adamların ayağına gitmiş törenler...
Niye gelsinler ki!
Canlarına minnet...
70'li 80'li yıllardaki cazibesi için, herhangi bir girişim de olmayınca, dünyaya malolmuş törenlerin sıradanlaşması da normal karşılanıyor...
Şehirde de bir hareketlilik yok...
“Mevlana Törenleri”ni cazip hale getirecek hiç bir sunuş ya da reklamasyon da olmayınca, törenler “sönük” geçiyor...
Kimse “eskiye oranla daha iyi” iddiasında bulunmasın...
Mevlana Caddesi'nde büyüdüm...
70'li 80'li yılları iyi bilirim...
Törenlerde, özellikle “Şeb-i Arus”da Mevlana Caddesi “Birleşmiş Milletler” gibi olurdu...
Her dinden, her dilden, her renkten bayan, erkek, çoluk-çocuk, yaşlı-genç gruplar halinde törenlere gelir, bu şehrin manevi havasını solurdu...
Şimdi tek yabancı göremedim...
Uzatmayacağım; etkili ve yetkili insanların bu duyarsızlıkları devam ederse, bırakın yabancı ve yerli turisti, yerlinin yerlisini bile göremeyecek Mevlana Törenleri.