Avcılık: Doğal rehabilitasyon

Avcılar avlanmayı bir rehabilitasyon olarak görüyor. Çocukluğundan bu yana avcılık yapan Kürşad Koyuncu, "Av bizim için bir rehabilitasyon. Avlanmak sadece hayvanları öldürmek değildir" dedi
Konya'daki avcı sayısı gün geçtikce artıyor. Şehir hayatından bunalan vatandaşlar, avlanmaya giderek streslerinden kurtulmaya çalışıyor. Avcılar, avlanmayı sadece av öldürmek olarak görmeyi reddediyor. Avlanmanın büyük sabır ve dikkat istediğini dile getiren, usta avcı KYC Kanatlı Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kürşad Koyuncu, "Hafta içerisinde oluşan iş yoğunluğu ve stresi atmanın en iyi yolu avcılıkla uğraşmaktır. Avcılık her kişinin yapabileceği bir uğraş değildir. Avcılık; sabır ister, ağırbaşlılık ister, mütevazilik ister, sakinlik ister. Şehir gürültüsü insanı hem yoruyor, hem de beraberinde stres getiriyor. Biz avlanmayı bir rehabilitasyon olarak görüyoruz. Çünkü avlanarak rahatlıyoruz. Her avcının ustalık alanı vardır. Mesela tavşan avının yöntemi farklıdır, ördek avının yöntemi farklıdır. Avlanmanın temel kuralları ve yöntemleri olsa da her avcının kendine has avlanma biçimi vardır" diye konuştu.
 
AVLANMAK ÖLDÜRMEKTEN İBARET DEĞİLDİR
Avlanmanın sadece öldürmek olarak anlaşılmaması gerektiğini belirten Koyuncu, "Herkes ava gidebilir ama gerçek avcı olamaz. Avcı attığını vuran veya çok vuran değildir. Avcılık gerektiğinde namlunun hemen ucundaki ava gülümseyip arkadan gidişini seyrederken   keyiflenmek, kimi zaman da 'bugün de  nasibimiz yokmuş' diyebilmektir. Bu yüzden ben her ava gidişimde o gün avlayacağım avdan ziyade geçireceğim huzurlu ve keyifli anları düşünürüm. Tabii ki avladığın her av ayrı bir haz ve zevk verir. Onun zevki bambaşkadır, ayrıca av işi ekip olarak yapıldığında daha da keyifli olur. Ava genelde 3-4 kişilik ekip olarak gideriz. Ekip arkadaşlarım çok değişmez genelde aynı arkadaşlarımla avlanmayı severim. Hafta sonu iyi geçen bir av tüm hafta boyunca sohbet konusu olur ve gelecek hafta sonu iple çekilir. Av merakı bir spor veya hobi den daha öte, bir bağımlılık ve tutkudur. Doğayla az da olsa ilgilenmek isteyenlere mutlaka avcılığı denemelerini tavsiye ederim. Silah, öldürmek, vurmak gibi kavramlar avcılığı gaddar gibi anımsatsa da avcılık vicdanın, acımanın şefkatin en yoğun olarak ortaya çıktığı bir uğraştır" ifadelerini kullandı.
 
EN İYİ TAVŞAN AVI KARDA OLUR
Karda tavşan avlamanın ustalık istediğini kaydeden Koyuncu, "Karlı havalar tavşanın izini belli edeceğinden avcı için kolaylık oluşturur. Ancak burada dikkat edilmesi gereken hususlar da vardır. Mesela izin yaklaşık kaç saat önce oluştuğunu, ayak izinin yatak mı yoksa dolaşma izi mi olduğunu avcının iyi okuması gerekmektedir. O yüzden taze karda avlanmak daha kolay olur. Usta bir avcıysanız izlerden avın yatağını kolaylıkla bulabilirsiniz. Karda avcının da dikkatli olması lazım. Eğer karın altında bir buzlanma olduysa, yürürken çıtırtı yapacaktır. Bu da tavşanı korkutacak ve elinizden kaçmasına sebebiyet verecektir. Avcılık anlayışına göre yatakta bulunan tavşanı avlamak etik değildir. Her hayvana kaçabilmesi için fırsat verilmelidir. Atış yapmak için doğru zamanı beklemek, tavşanın kaçtığı yönü ve hızını hesaplamak tavşan avının püf noktalarındandır" şeklinde konuştu.
 
EBER GÖLÜ'NDE ÖRDEK AVI
Ördek avının nasıl olduğunu anlatan Koyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sezon olarak ördek av sezonundayız. Geçen hafta sonu av arkadaşlarım Ali Yapıcı, Sami Büyükkoyuncu, Hüseyin Koyuncu, Sabri Seçilmiş ile birlikte cuma akşamı saat 20:00 gibi yola çıktık. Saat 21:30-22:00 arası Akşehir’deki Derekarabağ köyüne vardık. Eşyalarımızı kayıkçı Osman abinin barakasına bıraktık. Biraz sohbetten sonra saat 24:00 gibi kayıklara bindik. Toplam 3 kayık ve kayıklarımızı çeken motorlu kayıkla Eber Gölü'ne girdik. Motorlu kayık belli bir yerden sonra gidemez olunca kayıkcımız Osman abi 3 kayığı da arka arkaya bağlayarak sırıkla çekti. Belli yerlerde sazlıklardan yapılmış kümeler olur. Bizi sırayla teker teker kümelere bırakarak döndü. Kümeye vardığımızda saat 04:00 civarıydı her kümede en fazla 2 kişi olur. Ben Sami Büyükkoyuncu ile beraberdim. Gün daha ağarmamıştı. Çay koyduk, sessizce çayımızı içtik. Mührelerimizi suya bıraktık. Gün ağarırken ördek sürüleri göle gelmeye başladı. Küme yerimizi belli etmeden üzerimizden geçen ördeklere ateş etmeye başladık. Düşen ördeklerin yerini av bittikten sonra almak için belirledik. Nihayet saat 12:00-13:00 civarına kadar ben 3 adet Sami Büyükkoyuncu da 4 adet ördek vurdu. Kayıkcı Osman abi tekrar bizi götürmek için geldi suya. Kamışlar üzerine düşen ördeklerimizi topladık ve diğer arkadaşlarımızı da alarak barakamıza döndük. Geceden bu yana bir şey yememiş ve acıkmıştık. Ali Yapıcı temizlediğimiz 11 ördeğin hepsini de büyük tencereye koyarak pişirdi . Yaklaşık 1 buçuk saat pişen ördeklerin tamamını afiyetle yedik. İşte bu keyfi ben başka hiçbir yerde alamıyorum. O kadar soğuğun yorgunluğun vermiş olduğu rehavetle evimize dönmek için araçlarımızla yola çıktık."
 
BERKHAN PARLAK - merhabahaber.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri