Atlarla seyahat ve şelale ile tanışma

Ahmet Güldağ

Yaşamımdan inciler anlatımıma devam ediyorum.

Son yazımda okulla tanışsam da hakikaten ibrete değer tedrisat, okul içi ve eşyasını yaşımın büyümesi ile iyi anlayabildiklerimi de sunarım inşallah.

***

Okulun üç günlük tatili vardı. İlk gün sabahleyin iki atla çıkageldi babam.

“Haydi, hazırlanın Göynükkışla’da muallim dostum Fahri beylere gidiyoruz.”

Bendeniz küçük olduğum için ne kadar bir yerde bu Göynükkışla bilemem tabii ama o zamanlar ne kadar uzağı? Gittikçe gördüm tabii.

***

Atların birine babam beni kucağına alarak bindi diğerine de annem. Çıktık yola…

İlk durağımız olarak, öğleye doğru komşu Yelmez Köyü’ne vardık.

Köyde babamın dostu kabaralı kundura imalat sahibi, çok kahkaha atan İsmail Usta’nın evine misafir olup, öğle yemeği yedik.

“Yolumuz ırak” diyen babamla tekrar atlara atlayıp düştük yola.

İkinci köy olan Bademli Köyü’ne ( Aladağ Nahiyesi) vardık ama durmadık devam ettik.

Akşama doğru resimde gördüğünüz gibi uçurum kenarlarında bir kartal yuvası gibi görüntüsü olan Çakallar Köyü’ne varıp babamın dostuna misafir olduk.

***

Bir kuvvetli su hışıltısı sesi geliyordu. Eve girdik daha da yükseldi hışırtı

 “Nedir bu ses” diye babama sorduğumda…

“Aşağıda, şelale var. Su yüksekten dökülürken kuvvetli hışırtı sesi çıkarıyor. Sabahleyin giderken göreceğiz” demişti.

***

Sabahleyin uyanınca, uçurum kenarına yapılmış evin balkonundan şelale ve etrafını temaşa ettim.      

Sabahleyin erkenden köyden ayrılışımız olarak, atlara binip aşağıdaki şelalenin yanına geldik.

Haylice bir genişlikte etrafı büyük sarkıtla, yeşil yosunlar bulunan ve dere gibi akan suyun yaptığı şelaleyi daha yüksek ses işiterek seyrettik.

Temaşa ederken haz duyuyordum ama korku da geliyordu insana. Çocukluk tabii.

***

Burada affınıza sığınarak o günlerin dışına çıkıp bazı oluşumları sunmak isterim. Şelaleyi yapan su denildiği gibi Göksu Deresi veya yer köprü oluşumu ile ilgili değil.

Şelale birçok dergi, kitap, görüntülü, görüntüsüz anlatımlardaki “Göksu Şelalesi” ismi yanlış olmakta şöyle ki;

Şelaleden yedi yüz metre geride ve köyün altında olan büyük kayalar altından çıkan, içilemez sıcak Karasu’nun…

Beş su değirmeni ve yer köprü üstündeki bahçeleri suladıktan sonra yüksekten akışı ile aşağı zemine şiddetle akış yapıp şelaleyi oluşturmakta…

 Yine yedi yüz metre geride Göksu Deresi’nin yer altına girip yer köprüyü meydana getirmesini müteakip şelalenin oluşumu altından çıkması ile dünya literatürüne giren bir harikadır. Ama biz umursamayız.

***

1950’lerde yayınlanan Hayat Mecmuası’nda Alman karı koca botları ile girmiş botun patlaması tehlikeleri ile karşılaşırken içindeki mağara göl kısımlarını resimleyip.

Bir günde çıkabildikleri yer köprüyü anlatmışlardır.

***

Benim o gördüğüm Şelale ve etrafının şahane güzelliği. Maalesef 1969’larda gelen kuvvetli selin tahribatı olarak…

Yukarı kısımdan kaya parçalarının dereye düşmesi ile önünde kayalar tam görüşü kapatmakla kalmayıp bu kayalara çıkan gençlerden bazılarının ayak kayması ile derede boğulmuş oldular.

***

2015’de tekrar gittiğimde şelaleyi bile zor görürken birde gelenler piknik yapıp çöplerini bırakarak tüm yerleri pislemeleri tamamen temaşa ve haz duymayı kaybettirmişti.

***

Hayretime giden oluşum da oldu.

Orada şeftali satan bir ihtiyara “nerelisin” dediğimde “Çiftepınarlıyım. Yukarıdaki köyden” cevabına…

“O Köyün adı Çakallar. Şimdi ismi değişmiş. Ben dört yaşımda falan babamla geldik bir evde kalmıştık” deyince…

“Evet, siz uçurum kenarındaki evde kalıp yattınız” demesiyle dilimi yutacaktım nerde ise!

Çünkü 83 yıl evvel olan bir evde kalışımızı nasıl biliyordu?

***

Şelaleden ayrılıp son durağımız olacak olan Göynükkışla Köyü’ne doğru yollandık

Bu arada su akan bir yerde su içerken başımdan çıkardığım şapkayı unutmuşum. Şapkasız kalmıştım tabii.

Köye varınca köyün muallimi ve babamın kardeş gibi dostu Muallim Fahri Amca ile eşi Havva Hanımefendi karşıladılar.

Köyde ertesi gün de kalıp Gaziler Köyü’nün yolunu tutarken Konya’dan tanıdıkları görmek için Dülgerler Köyü’ne de uğrayıp Bademli ve Yelmezi aşarak geç vakit Gazilere ulaştık.

İşte o zamanın yolculuğu…

***

Gelecek yazıda Allah’ın izni ile devam ederim inşallah.

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Şelalede yukarı baktığınızda kartal yuvası gibi görünen Çakallar (Çiftepınar) köyü

 

Karasunun yerköprü üzerinden akışı ve Göksu deresinin çıkışındaki yükseklikten akışla şelale oluşumu.

Öndeki kayalar 1969 da büyük sel dolayısıyla yukardan düşen kayalar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.