Deyimler ve atasözleri, kuşkusuz kültürün vazgeçilmez bir ögesidir. Bazı zamanlarda konuyu uzun uzadıya anlatmaktansa kısaca olayı özetleyen kelime dizilerinden sıkça faydalanıyoruz. Bunlar da yeri geliyor bir atasözüyle yeri geliyor bir deyimle bazen de özlü sözlerle ifade ediliyor. Peki atasözleri ya da deyimler bu kadar masum mudur ?
Kızını döven, dizini döver !
Yanlış duymadınız. Kızını döven mutlaka dizini de dövecektir. Ne insan hakları ne kültür ne de gelişim açısından bu durum hiç uygun değildir. Yahut en son ama en son başvurulması gereken yöntemdir. Çocukları dayak ile terbiye etmeye çalışmak onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür. Siz çocuğunuzu dayak ile terbiye etmeye kalkarsanız, çocuğunuz da oyuncaklarını dayakla terbiye eder. Daha sonra arkadaşlarını da dayakla terbiye etmeye çalışır. Bir süre sonra okula başlayınca öğretmenleri tarafından çeşitli şikayetlerle yüz yüze kalmak zorunda kalabilirsiniz. Muhtemelen o zaman da iş işten geçmiş olacaktır. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki ; Yetişkinlik döneminde cinayet suçu işleyenlerin çok büyük çoğunluğu çocukluğunda şiddete maruz kalanlardan oluşuyor.
Devletin malı deniz, yiyen domuz ! / Bal tutan parmağını yalamasın !
Dünya ülkeleri arasında makam aracı kullanımının en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz. Haddinden fazla araç kullanımı devlet ve millet için büyük külfettir. Devlet dairelerinde kış günü kalorifer yanarken cam açanları da görüyoruz. Lavabodan çıkınca elini iki peçeteyle kurulayabilecekken cart cart peçete kullananlara da şahit oluyoruz. Tramvaya kart basmadan güvenlikçi kollayıp içeriye de dalanları da görüyoruz. Daha neler neler görüyoruz da, susuyoruz. Devlet malını halkı için kullanmalıdır fakat aynı statüde olmamıza rağmen başkasından daha fazla hak elde etme hakkına sahip değiliz. Çünkü fazladan elde ettiğimiz her hak mutlak surette başkasının hakkına tecavüze giriyor. Burada da özgürlüğün en temel kanunu olan ‘ Başkasının hakkının başladığı yerde senin hakkın biter. ‘ kanunu ihlal ediyoruz.
Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik et !
‘ Kadınlar insandır, erkekler insanoğlu ‘ Bozkırın Tezenesi durumu çok güzel özetlemiş. Erkekler ve kadınlar birbirlerine daima ihtiyaç duyarlar. Toplumsal yaşamın bir gereği olarak bir takım rol paylaşımları olmaktadır ve günümüzde bir çok işi kadınlar ve erkekler birlikte yapmaktadırlar. Kadını yalnızca bir iş makinesi yahut bazılarının bir takım isteklerini yerine getirici bir görevli olarak görmemek gerekmektedir. Bir şekilde insanın kadınla yolu kesişir. Ya bir kadından doğarsınız ya da bir kadınla yeniden doğarsınız. Ya bir evlat dünyaya getirirsiniz ya da o evladın annesine bir eş olursunuz. Bu bakımdan ‘ Kadının sırtından sevgiyi, kucağından çiçekleri eksik etmemek ‘ daha makul bir yaklaşımdır.
Salma çayıra, kayırmaz Mevlâ !
Tevekkül, üzerine düşen her şeyi yaptıktan sonra gerisini Allah’a bırakmaktır. Kilit nokta ise üzerimize düşenleri yaptıktan sonra bırakmaktır. Yoksa öteki türlüsü tevekkül değil işi şansa bırakmaktır. Nitekim Kuran-ı Kerim’ de ‘Allah tevekkül edenleri sever.’ demektedir. Sağlam kazık bulmadan salmamak gerekiy