Asıl Korku

Sinan Şen


Korkumuz yalnızca Allah korkusu olmalıdır. Ümidimiz de O’nun rızasını kazanmak için çalışmak olmalıdır.
Günümüzde İslam coğrafyalarının her birinde eziyet ve zulüm var. Ve her birinden haberimiz anında olabiliyor. Zalimler, zulümlerini adeta insanlığın ve müslümanların gözlerinin içine baka baka yapıyor. Kendilerine şiar edindikleri zalimlik davalarında gayet samimi bir şekilde çalışıyorlar. İslam coğrafyalarındaki ufak azınlıklar bu zalimlere karşı göğüslerini siper ediyorlar ve Allah’ın izni ile şehit olarak bu pis dünyadan Peygamberlere yakın makamları elde ediyorlar.
Aleni olarak zulme uğramayan bizler ise hiçbir şey yapamıyor, her şeyi kabullenip biraz gözyaşı akıtarak hayatlarımıza devam edebiliyoruz. Uzun vadede Bakıldığı zaman tabiri caizse zulme uğrama sıramızı bekliyoruz.
Canımız yanıyor, ama canımızın yanması maalesef fiili manada hiçbir müslümanın yarasına şifa olmuyor, olamıyor.
Çünkü bizim korktuğumuz şeyler ne yazık ki bu dünyaya ait olan şeyler. Mesela işimizi kaybetmekten korkuyoruz, olmayan itibarımızı kaybetmekten korkuyoruz, makamlarımızı kaybetmekten korkuyoruz, gerçekleşmesi net olmayan; hayali geleceklerimizin olmamasından korkuyoruz. Değer verdiğimiz şeyler, ne yazık ki bizleri korkmamız gereken asıl şeyden alıkoyarak, dünyaya ait şeylerden korkutur hale getiriyor. Bu böyle olunca da türlü kötülüklere dahi karışamayan iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir topluluk gün geçtikçe eriyip gidiyor.
Övünerek bahsettiğimiz ecdadımız, şanlı, şerefli, onurunu ve izzetini hiç kimseye ezdirmemiş, namusunu çiğnetmemiş, emanetleri bilmiş, miraslarına sahip çıkmış olarak anılmaktadır. Onların bu şekilde anılmalarının sebebi, değer verdikleri meseleler için türlü fedakarlıklar yapabilmeleri, gerektiğinde de canlarını bu uğurda feda edebilmelerinden dolayıdır. Onlar doğru olanı biliyorlar ve doğru bildikleri şeyler için canlarını feda etmekten geri durmuyorlardı. Yaşadıkları değerler uğruna ölmeyi de göze alabiliyorlardı.
Müslümanlar geçmişte kazanmış oldukları destansı savaşlarda maddi olarak üstün değillerdi. Ama onların her biri Allah’ın rızasını kazanabilmek için her şeyden vazgeçebildiler. Rabbimiz görmektedir. Güç ve kuvvetin tek sahibi O’dur. Korkulması gereken tek varlık O’dur. Rahmetinden ümit kesilmeyecek tek varlık da O’dur.
Cesur ecdadın reelpolitik(!) torunları…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.