Yeni yıla girdik. Ömürden bir yıl daha gitti. Allah, yeni yılda hepimize şuurlu davranmayı; olayları da aklıselim bir şekilde yorumlamayı nasip etsin.
Konuşulacak, yazılacak ve çizilecek çok şey var aslında. Hangi birini yazayım. Toplumun nasıl duygularını bastırdığını mı yoksa koltuk sevdası için şekilden şekile girenleri mi?
Bir ifade vardır ya "Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" Durum aynen öyle.
Ben bu kısmı boş bırakıyorum, yorum çok kıymetli okuyucularımın.
AYNI TÜRKİYE'DE YAŞAMIYOR MUYUZ?
AK Parti Konya Teşkilatı basın ve istişare toplantısı düzenledi. Gazeteci vasfı ile katıldık. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Ahmet Sorgun anlattı, biz dinledik.
**
Dinlerken acaba biz Sayın Sorgun ile aynı Türkiye'de yaşamıyor muyuz diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım.
Sorgun, asgari ücret ile en iyisinden bir buzdolabı alınabileceğini söyledi. 2000'li yıllara göre benzin veya mazot alım gücünün asgari ücret bazında en az 3 buçuk kat arttığını söyledi.
**
Ev kirası olmuş en az 750 TL. Elektrik zamlı. Doğalgaz faturası fazla geliyor. Tereyağı külfetli. Çerez, lüks olmaktan çıkmış. Ulaşım zamlı. Su faturası 100 lirayı aşmış. Domatesin kilosu en az 4.45. Meyve fiyatları desen cep yakıyor.
**
Asgari ücretlinin alım gücü nasıl artıyor Sayın Sorgun? Gerçekçi olmakta fayda var. Laf olsun, torba dolsun diye de konuşulmaz ki. Bu söylemleriniz açıkça asgari ücret ile geçinenleri derinden etkiliyor. Hangi siyasi, aylık 1603 TL ile geçinebilir.
ASGARİ ÜCRETLİ SON MODEL BUZ DOLABINI NE YAPSIN?
Nasrettin hoca bir gün eşekten düşmüş.
Hocanın başına herkes toplanmış hocaya demişlerki:
"Hocam bir doktor çağıralım mı?"
Hoca: "Yok yok benim halimden doktor değil eşekten düşen anlar siz bana eşekten düşen birisini getirin" demiş.
Cuk diye yerine oturan bir fıkra.
Sayın Sorgun. Asgari ücretliler ev sahibi değil. Okutmaları gereken çocukları var. Doldurmaları gereken dolapları var. Tedavi olmaları, ilaç almaları için paraya ihtiyaçları var.
Siz de son model buzdolabından bahsediyorsunuz.
İyi niyetle söyleseniz bile, bu tarz söylemleriniz asgari ücret ile geçinenlerin ağrına gidiyor.
Bence kıyaslama yapmadan önce ve bir söz söylemeden önce "bir" yerine "bin" düşününüz. Asgari ücretli son model buzdolabını ne yapsın? Karnını doyursun, sefaletten ölmesin yeter.
40 YILLIK GELENEK DEVAM ETTİ
Konya'da 31 Aralık akşamı, çok güzel bir program icra edildi. Büyük coşku ile Mekke'nin ve Kudüs'ün Fethi kutlandı. 40 yıllık gelenek, devam ettirildi. 10 bin kişilik salonda sadece sahnenin arka kısmı boş kalmıştı. O da mecburiyetten.
**
Salona şöyle geniş pencereden bir baktım. Programa kadınların ilgisi hayli fazlaydı. Salonun çoğunluğunu hanım ablalarımız ve kardeşlerimiz doldurmuştu. Ortaokul ve lise çağlarındaki gençlerde de ayrı bir heyecan vardı.
**
Programda 500 kişi görevliydi. Bu ciddi bir rakam. Ayrıca program başlamadan önce lobide AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan ile bir de röportaj yaptık. Ayrıntılar, önümüzdeki günlerde gazetemizde yer alacak.
DAVETLİLER İLK KEZ BU KADAR MUTLUYDU
Neyse. 31 Aralık gecesi AGD öncülüğünde düzenlenen bu program, bazı sinyallerin işaretçisiydi. Peki neydi o sinyaller? Etkinliğe katılan davetlilerin her birinin yüreğinde yeni bir umut doğmuştu. Geleceğe yönelik inançları artmıştı. Evet, davetliler ilk kez bu kadar çok mutlu olmuştu.
**
O gece güzel bir gelişme yaşandı. Geçen her dakikaya izliyor ve hissediyordum. Farklı ideolojilere sahip üst düzey yöneticilerden programa katılım yok denecek kadar azdı. Fakat, tabanda değişik fikirlere sahip insanlar bir araya gelme başarısını göstermişti. Birliktelik fazlasıyla pekişmişti. Bu program, önümüzdeki günlerde şekillenecek olan bazı güzel gelişmelerin fitili olacak. Görün bakın.
**
Şahsi yorumum, gözlemlerim... Üstelik yıllardır AGD'nin etkinliklerini takip ediyorum. Doğruyu söylemek gerekirse ilk kez bu kadar canlısına ve heyecanlısına şahit oldum. Bu yıl, programın ayrı bir havası vardı. Salonda bambaşka bir ambiyans vardı.