ASDER ve YAŞ Mağdurları

Nevzat Laleli
Günlük olaylar yazı serisi

ASDER ve YAŞ Mağdurları

 

Yıllardır her Ağustos ayında YAŞ Yüksek Askeri Şura toplantısı yapılır, terfi alarak bir üst rütbeye çıkacak subay ve ast subaylar ile emekliye ayrılacaklar karara bağlanır. Bu arada “YAŞ kararı ile ordudan bir takım subay ve ast subayların atıldığına” şahit oluruz.

Ordudan atılan bu subay ve ast subayların atılma gerekçesi ya irtica olarak veya disiplinsizlik suçu olarak kamuoyuna duyurulur. Kimse de olayın enini boyunu öğrenemez. YAŞ kararları kesin olup bunları yargıya taşımak da mümkün değildir.

Eğitim ve öğrenimini, talim ve terbiyesini uzun yıllar orduda almış bu subay ve ast subayların bir anda ne oldu ve nasıl oldu da irtica ile ilişkilendirildi, bunu anlamak mümkün değildir. Sonra “İrtica nedir” veya “nemenem bir şeydir” bunun da bir tarifi, bir açıklaması da yoktur. Eğer ortada bir suç varsa bunun yasalarımızda açıklaması yapılmalı ve her kes bu tarif edilen suçu işlememeli değil midir?

Söz buraya gelmişken, AKP’nin iktidara geldiği günden beri YAŞ toplantılarına katılan hükümet üyeleri olarak alınan YAŞ kararlarına “birer şerh koyarak imzaladıklarını” görüyoruz. Bu şerh bir işe yarayacaksa konmalıdır. Mesela YAŞ kararları yargıya gidebilecekse işte o zaman bir işe yarayabilir. Ama yargıya da kapalı olan YAŞ kararlarına şerh koymak pratikte ne işe yarıyor, bir bilen varsa lütfen açıklasın?

ASDER İFTAR VERDİ

İşte bu YAŞ kararlarıyla ordudan atılan subay ve ast subaylar “Gasbedilen haklarımızı aramak ve uğradığımız haksızlığı kamuoyuna duyurabilmek için…” diyerek bir dernek kurmuşlar. Bu derneğin adını ASDER, yani Adaleti Savunanlar derneği olarak söylemektedirler. Genel Başkanlığını Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi yapıyor.

Bu dernek mensupları ve dostları 22 Ağustos Akşamı İBB Florya Sosyal Tesislerinde, iftar yemeğinde buluştular ve konuları ile ilgili çeşitli açıklamalar yaptılar.

İftar yemeğinde önce toplanan derneğin Yüksek istişare kurulu; “Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yeni şafak Gazetesi Yazarlarından Prof. Sn. Nazif Gürdoğan, YAŞ mağduru, Prof. Dr. Em. Tbp. Alb. Ahmet Alper, Prof. Dr. Em. Tbp. Alb. Nevzat Tahran, Uşak Üniversitesi Öğr. Üyesi ve İBB Başkanı Danışmanı Prof. Em. Dz. Öğr. Bnb. Sn. İskender Pala ve diğer üyelerin iştirakleri ile…” toplandı ve aşağıya özet olarak aldığım açıklamaları yaptı.

ASDER’İN ÇALIŞMALARI

Bu günlerde gazete ve televizyonlarda sık sık karşımıza çıkan “Demokratik açılım” sloganlarıyla güney ve güneydoğu sorunlarımıza çözüm bulmaya çalışan AKP hükümetinin, haksızlığa uğramış bunca subay ve ast subayın haklarının demokratik yollardan aranması hususunda bir teşebbüste bulunmadığına işaret eden ASDER üyeleri;

ASDER üyelerinin oluşturduğu manevi güç ve birikim ile milletimize temel insan hak ve özgürlüklerinin gelişmesi hususunda önemli hizmetler verdiği,

“Başbakan olarak katıldığı ilk YAŞ toplantısında, şerh koyarak, YAŞ ile re'sen emeklilik işlemini hukuk dışı bulan, Cumhurbaşkanımız Sn. Abdullah Gül'ü, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, önceki hukukumuza da güvenerek makamlarında ziyaret etmek için yaptığımız talebin, karşılıksız kaldığı,

ASDER'in fikri çalışmalarını, ülkenin temel meselelerinin çözümüne yöneltmesi;

Mart başında ki panelin konusunu “Demokratik Açılım” adıyla tartışmasının, seçtiğimiz isabetli olması;

YAŞ Mağduru ASDER üyelerinin gasp edilmiş haklarını almalarının ilk işaretinin, yeni mağdurlar yaratılmasına son vermek olacağını, ancak Ağustos 2009 şurasının bu işareti vermediği,

28 Şubat'ın mimarlarının bu gün, milletin vicdanında sanık sandalyesine oturtulduğunu, hâkim karşısında da sanık sandalyesine oturtulacakları zamanın uzak olmadığı,

Siyasi iradenin, TSK üzerinde de, diğer Kamu Kurumları üzerinde de muktedir olması gerektiğini, ASDER'in de bu yöndeki çalışmalarına devam edeceği,

Hukukun üstünlüğüne inanıyorsak ve ülkemizde adaleti tesis etmek istiyorsak “Demokratik Açılım” paketineYAŞ Mevzuatının düzeltilmesi de dâhil edilmelidir” gibi görüş ve çalışmalar belirtildi.

BİR YENİ YAŞ MAĞDURU

Şahısların değil olayların önemli olduğu böyle bir YAŞ mağdurunu yakından tanımak imkânı buldum. Elinde dosya halinde belgelerle dolaşıp durmaktaydı. Kendisini takın takip metoduyla bir müddet araştırdım. Cesur, girişken, zeki, çalışkan, inançlı bir genç olduğunu gördüm. Kendisine itimat edile bilineceğini anladım. Konuşmamız esnasında bana;

“Nevzat Bey, yıllarca ordumuzda hizmetlerde bulundum. Bir ilçede Jandarma bölük komutanlığı yaptım. Yaptığım hizmet ve çalışmalar, o ilçenin bağlı olduğu ili Valisi tarafından da tespit edilmiş olmalı ki bana İl’in başlıklı olarak basılmış ve Vali beyin imzası da üzerinde bulunan kocaman bir “Teşekkür belgesi” verdiler. Bunu bir güzel hatıra olarak saklamaktayım” dedi bu teşekkür belgesini gösterdi.

“Vatan sevgisi, millet sevgisi ve bayrak sevgisi gibi mukaddes değerlerimize bağlılık ile bu uğurda canımızı bile vermeye hazır olan bizlerin, ordudan atılma gibi bir işleme tabi tutmalarını bir türlü affedemiyorum. Bu hakkımı, bu gün değilse yarın mutlaka Allah’ın huzurunda isteyeceğim” diyerek bir acı iç geçirmesi yaptı.

Senin ordudan atılmana sence ne sebep olmuş olabilir diye sorduğumda da;

“Bölük komutanlığı yaptığım ilçede sarhoşların, ayyaşların ve özellikle fuhuş yapanların mekân tutuğu bir ağaçlıklı mesire yeri vardı. Bu çirkin halinden dolayı oraya hiçbir aile gitmemekteydi. Ben burada kanunu uyguladım ve fuhuş yapanları dağıttım. Sonra bir gün bir dergide banim resimlerimi de kullanarak, “ilçemizde irtica kol geziyor…” başlığında haber yapıldığını gördüm. Bu uydurma haberin her hangi bir tesiri olabileceğini zannetmiyordum. En azından ordumuzun sahip olduğu istihbarat gücüyle benim hakkımda bir araştırmam yapılır zannediyordum.

Fakat heyhat… Bu haber maalesef benim için referans olarak kullanılmış, hakkımda hiçbir tetkik ve araştırma yapılmamış” olduğunu gördüm.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.