Başbakan Yardımcısı Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası basına açıklamalarda bulundu. Arınç, Türkiye -İsrail arasındaki bugün gerçekleşen görüşmelerde tazminat konusunun ele alındığını, bu konuda görüşmenin devam edeceğini söyledi. Arınç, Özür, tazminat ve Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırlması konusunun görüşüldüğünü söyledi.
Arınç, Afganistan'da 8 Türk 2 pilotun zorunlu iniş sonrası alınılduğunu, bunun için görüşmelerin sürdüğünü söyledi.
Arınç, İsrail gazetesinde yer alan Uludere'nin emsal olmasının söz konusu olmadığını böyle bir şeyin olamayacağını söyledi. Arınç, yabancı bir gazetede tamamen hayal mahsulü bir haberin yer aldığını, Arınç, bugüne kadar hiçbir şekilde İsrail gazetesine özel mülakat vermediğini, İsrail gazetesinin kendisinin yaptığı açıklamalardan derlemelerinden yararlanılarak haber yaptığını itiraf ettiğini söyledi.
Sunday Times ve başka gazetelerinin bu tür haberleri yapabileceklerini ancak böyle bir teklifin Türk hükümetine teklif etmenin kolay olmadığını söyledi.
Arınç, İsrail'in açık sularda yaptığına karşılık Türkiye'nin ortaya koyduğu tavrın 3 yıl sonunda özürle sona erdiğini dile getirerek hükümet olarak olayın mağdurlarının tazminat taplerinin hem hukuki hem de inancının gereğidir. İsrail tarafına açılan tazminat davalarının olduğunu belirterek tazminat talebinin bir hak olduğunu söyledi. Arınç, "Bizi hükümet olarak İsrail'in yaptığı tavrın sonuçlarına katlanması ve mağdurların haklarının verilmesinin çok doğal olduğunu, ailelerin bundan acı duyduğunu biliyorum. Tazminat bireysel bir haktır. Bugün talep edilen tazminat yarın bundan vazgeçebilirler. Bu konuda mağdur olanların açıklamalarını aklıselimle yapmalarını istirham ediyorum." dedi. Arınç, tazminat miktarı ile ilgili rakamların gündemde kalmasından rahatsız olduklarını da belirtti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze ziyaretine yönelik sözlerine ilişkin, "Açıklaması diplomatik açıdan mahsurludur, yanlıştır, doğru değildir. Çünkü Sayın Başbakanımızın veya bir Türk yetkilisinin ne zaman, nereye gideceğine hükümetimiz karar verir. Bunun dışında herhangi bir merciden izin almak veya onların olurlarını peşinen kabul etmek durumunda değiliz. Bunu Sayın Kerry de bilir, dünya da bilir ki Türkiye ne zaman, ne arzu ediyorsa bunu gerçekleştirecek bir güçtedir" dedi.
Arınç, Başbakan sağlık şartları ve programları dolayısı ile imkan bulabilseydi Nisan ayı içinde Gazze'ye gidecekti. Ancak gündem çok yoğun olması ve sağlığı ile ilgili sorunlar dolayısıyla Mayıs sonu ziyareti gündemdedir.
Başbakan'ın bir yere gidebilmesi konusu Türkiye'nin kararıdır. Kerry Türkiye'ye 40 günde 3 kez geldi. Kendisi de Türkiye'nin nereye gitmesi gerektiği konusunda söz söyleme durumunda değildir. Kendisi belki daha uygun tarih konusunda açıklama yapabilir. Türkiye'nin tavrı buna uyarsa ne ala uymazsa sonucu kabullenmekten başka bir şey yoktur. Arınç, Kerry'nin kamuoyu önünde böyle bir açıklama yapmasının onların kültürlerinde açık konuşmasından kaynaklandığını ancak gittiği ülkenin şartlarını da bilmemesinden kaynaklandığını gösterdiğini söyledi.
Arınç, çözüm sürecine ilişkin yetkilendirme konusuna ilişkin herkesin görevinin başında olduğunu, çözüm sürecini yürütünlerin görevlerinin ayrı güvenlik güçlerinin yetkilerinin ayrı olduğunu söyledi. Arınç, her kurum kimden nasıl yetki aldığı bellidir. Herkes görevini yerine getirmeyi sürdürmesi halinde sürecin daha k olay bir şekilde sona ereceğini belirtti.