Arınç: Başbakanlığa Davutoğlu Vekalet Edecek

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak yemin etmesinin ardından yeni hükümet kurulana kadar Başbakanlığa Dışişleri...

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak yemin etmesinin ardından yeni hükümet kurulana kadar Başbakanlığa Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun vekalet edeceğini söyledi. Arınç, "Sayın Başbakanımız, başbakanlık görevini vereceği kişi aynı zamanda bakanımız olduğu için bu süre içerisindeki vekalet görevini sayın Davutoğlu’na verecektir." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında son kez özel gündemle toplanan 61. hükümetin Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Toplantının ardından Bülent Arınç, bir basın toplantısı düzenledi.

TERÖR OLAYLARINA ASAYİŞ OLAYLARI OLARAK BAKIYORUZ

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Arınç'a ilk olarak “Çözüm sürecide eş zamanlı olarak sürdürülüyor. Bir takım toplantılar yapıldı. Bu süreçte de Beşir Atalay olmak üzere önemli açıklamalar geldi. Eylül ayını işaret ettiler. Somut yol haritasının hayatı geçmesi için. Toplantıda ele alındı mı?” sorusu yöneltildi.

Bülent Arınç, şu şekilde konuştu: “Sayın Atalay’ın zannediyorum bir hafta önce televizyon kanalında yaptığı konuşmayı bizde takip etmiştik. Bugün önemli bir başlık altında hem bugüne kadar yaşananlar ve yapılanlar hem bundan sonra yapılabilecek olanlar konuşuldu. Biliyorsunuz çözüm süreci konusunda en son attığımız somut adım galiba 6 maddelik bir çerçeve kanunu çıkarılmasıydı. 6 madde olduğunu hatırlıyorum. Bu çerçeve kanun bugüne kadar yapılanları kapsayan, bundan sonrasına da yön veren, yol gösteren bir çerçeve kanundur. Sayın Atalay’ın ifade ettiği gibi bundan sonra somut yol haritasını, neler yapılması gerektiğini belki yine Meclis’e sevk edebileceğimiz bir kısmını idari tedbirlerle götürebileceğimiz ama gün olarak, tarih olarak, süre olarak her birini ayrı ayrı belirleyeceğimiz yeni bir dönem giriyoruz. 2 sene içerisinde olduğumuz çözüm sürecinde elde edilen kazanımlar var. En azından terör olayları hemen hemen son buldu. Son yaşadığımız bazı olayları bunun dışında tutmak istiyorum. Bunu da söyleyeceğim. Ama artık şehit cenazelerinin 20-25-30 caddelerde, sokak içlerinde, kadınlara, çocuklara yönelik terör olaylarının olmadığını ve memleketimize bir güven ve huzur ortamının çok güzel bir şekilde belirlediği bir noktadayız. Şüphesiz asayiş olaylarında yüzde yüzlük bir noktada değiliz. Terör örgütünün veya terör örgütü yandaşlarının meydana getirdiği üzücü olaylar var. Bunlara asayiş olayları olarak bakıyoruz ve güvenlik güçlerimiz bu asayiş olaylarını da anında bastırabilecek, anında etkisiz hale getirebilecek bir noktadır. Olayları önemsiyoruz. Bunların olmaması, özellikle yol kesme gibi, şantiyelerin basılması gibi, araçların ateşe verilmesi gibi, kendilerini hissettirmeye çalışan örgüt mü diyeceğiz başka bir şey mi diyeceğiz grupların asayişi bozabilecek hiçbir davranışına müsaade edilmeyecektir. Şüphesiz bu sürece ilk başladığımız zaman özellikle Nevruz ayında kararlaştırılan bir şey vardı; Türkiye içerisindeki örgüt mensupları silahlarıyla Türkiye’yi terk edecekler. Bunun yüzde yüz gerçekleşmediğini hepimiz biliyoruz. Beşte birinin gerçekleşmediğini biliyoruz. Bunda sonra çatışmasızlık süreci veya eylemsizlik süreci devam etti. Yani bazı gelişmelerde artık bundan sonra silahlı unsurların Türkiye’yi tamamen terk etmesi ve bundan sonraki sürecin fikirlerin konuşulacağı, şiddetin ve terörün reddedileceği bir süreç olacağını hepimiz biliyorduk. Bugünkü görüşmelerimizin büyük bir kısmı nereden başlayıp nereye geldiğimizi ve bundan sonra nereye doğru evrileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Bizim çözüm sürecinin halkımız, yurttaşlarımız tarafından çok iyi karşılandığını büyük bir ümit olarak kabul edildiğin ve inşallah sürecin başarı ile sonuçlanmasını arzuladıklarını biliyorum.”

TEAMÜL YAZILI BİR HUKUK KURALI DEĞİLDİR

Başka bir gazeteci tarafından “Adli yıl açılış töreninde Barolar Birliği Başkanı'nın konuşmasına karar verildi. Katılmayacağını Sayın Erdoğan daha önce söyledi. Bu tavırda bir değişiklik var mı? Şu anda Yargıtay Başkanı ile görüşüyor. Adli yılda bir temsilci olacak mı?” şeklinde yöneltilen soruyu Arınç şöyle cevapladı:

“Sayın Başbakanımız seçilmiş Cumhurbaşkanımız 18.30 itibariyle Yargıtay başkanımız ile bir görüşme yapacaktı. Umarım halen devam ediyordur. Onun içeriğini bilmem. Bize en az bir ay kadar önce bir davet gelmişti. Sayın Başbakanımız, cumhurbaşkanımızın seçilmesini takiben bir vesileyle 'eğer Barolar Birliği konuşma yapacaksa başkan olarak ben gitmem veya konuşmam' şeklinde bir beyanı oldu. Bunun üzerine Yargıtay Başkanı da çok önceden Barolar Birliği Başkanı'na davetiye gönderildiğini çünkü 1943 yılından buyana böyle bir teamül oluştuğunu ifade ettiler. Teamül yazılı bir hukuk kuralı değildir. Yani adli yılda tören yapılmasına yönelik bu törende de Yargıtay başkanıyla birlikte barolar birliği başkanı konuşur şeklinde bir hüküm bulunmamaktadır. Ben de 25 yıllık bir avukatlık yapmış bir arkadaşınız olarak, tabi katıldığım toplantılar gerek Danıştay gerek Yargıtay törenlerinde barolar birliği başkanın konuştuğunu biliyorum. Ancak teamül vazgeçilebilir, terk edilebilir. Yargıtay başkanımızın buradaki temel sorunu davetiye gönderilmiş olmasıdır. Davetiye gönderildikten sonrada sayın seçilmiş cumhurbaşkanımızı daha önce Danıştay'da yaşadığı bir tatsız olayla ilgili olarak kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanarak barolar birliği başkanın yani Danıştay Başkanı'nın 20 dakika konuştuğu yerde bir barolar birliği başkanının neredeyse bir saat 20 dakika konuşmasını ve orada avukatların, yargının sorunlarını konuşmak yerine siyasi konular girmesi, hatta Van depreminden bile bahsedecek bir noktaya gelmesini yakışıksız olduğunu söylediğini biliyoruz. Hatta bu tepkiyi sözle de bırakmamış Danıştay salonundan ayrılmıştı. Şimdi bu gelişmeler üzerine başkanlar kurulu toplayacağını ifade etmişti Yargıtay başkanımız. Biz içerdeyken bana gelen notlardan oy çoğunluğuyla barolar birliği başkanın yapılan davet geri çekilmeyecektir. Barolar birliği başkanını ancak Yargıtay başkanı kadar konuşması rica edilmiştir. Bunlar kendi içlerindeki sorunlarıdır. Sayın seçilmiş cumhurbaşkanımız, 1 Eylül’de bu törene katılacak mıdır, katılmayacak mıdır onu açıklamasını kendisi yapar. Bu konuşmadan sonra eğer bir gelişme olduğu takdirde sizlerde bizler de öğrenmiş olacağız."

HAYRUNNİSA GÜL SORUSUNU CEVAPSIZ BIRAKTI

Arınç'a ardından “Köşkteki son resepsiyonda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşinin bazı ifadeleri oldu. Bir sitemde bulundu. Siz bu sitemi haklı buluyor musunuz?” diye soruldu. Arınç, “Tabi Bakanlar Kurulu toplantımızda veya gündemimizde böyle bir konu olmadığı için bunlar belki başka zeminlerde konuşulabilir.” şeklinde soruyu geçiştirdi.

VEKALET DAVUTOĞLU'NDA OLACAK

Ardından Arınç'a “Sayın Erdoğan’ın yemin ettikten sonra yeni Başbakan Davutoğlu’na görevi davet edeceği süreye kadar bir vekalet mekanizması işletilecek mi? Sizin vekalet edeceğinize yönelik haberler var” sorusu yöneltildi.

Bülent Arınç, şöyle konuştu “28’inde ant içme ve devir teslim töreninden sonra yeni hükümete kuracak kişiye yani Sayın Ahmet Davutoğlu’na muhtemelen hem büyük kongreyi yapmadan, hem genel başkan seçilmeden - ihtiyatlı konuşmamız lazım dünyanın binbir türlü hali var - arada bir zaman olacak bu zamanın kısa olacağını düşünüyoruz. Sayın Başbakanımız, başbakanlık görevini vereceği kişi aynı zamanda bakanımız olduğu için bu süre içerisindeki vekalet görevini sayın Davutoğlu’na verecektir. Çok haklı olarak ama basında bir şeyler yazılıyor ve sonra onun üzerinden spekülasyonlar yapılıyor. Sonunda biz böyle bir durumla karşılıyoruz. Yani en son yazılan da birisinin aklına gelen Bülent arınç vekalet edecek.’ Şimdi olmayınca da ‘bak gördünüz mü adamı tamamen sildiler. O bile başbakan vekili olamadı denilecek.’ Biz bunu yıllardır biliriz, tanırız. Başka yapacak işi olmayanlar bir takım senaryolar ürete bilirler. 24 saatten beri az süre bilecek bir vekalet için esasen başbakan olması düşünülen ve kararlaştırılan bir kişinin vekaletinden daha olan bir şey olamaz. Ben üzgün değilim. İnşallah vekalet görevi onda olacaktır.” CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri