Cuma günkü yazımızda yılın en faziletli günü olan Arefe gününden bahsetmiştik. İnşallah İki gün sonra erişeceğimiz Arefe günü ve ardından gelen Bayrama dolu dolu hazırlanmak adına birazcık daha bu hususlara değinelim istiyoruz.
Allahü Teâlâ eğer eriştirirse Perşembe günü idrak edeceğimiz Arefe günü oruçlu bulunup gün içersinde tekbir, tevhid, namaz, dua, istiğfar, salavâtı şerife ile meşgul olmak bütün Müslümanların kârınadır. O mübârek günü çarşı, pazar, alışveriş, iş yorgunluğuna boğmadan geçirelim inşallah. Zira ömür günleri sayılı! Herkes her gün biraz daha ‘Son Nefes’e yaklaşmakta. Ölüm yaşlısına, gencine bakmadan yanı başımıza teşrif etmekte. O halde Müslümanlar böylesi çok özel günleri daha iyi değerlendirme yarışında olmalı.
Unutulmaması gereken güzel bir tekbir ibâdeti vardır Arefe gününde. Bu tekbirler Arefe günü sabah namazından îtibâren Bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar devam eder. Bilindiği üzere 23 farz namazını müteakip ‘teşrik Tekbir’leri getirilir. Fukahânın çoğuna göre bu tekbirler ister mukim(o beldede devamlı kalanlar) ister yolcu olsun erkek kadın her mükellefe vaciptir.
Kutsal Hac ibâdetini ifâ eden hacılar için de Arefe günü pek kıymetlidir. Câbir(r.a)’den rivâyet edilen bir hâdisi şerifte: “ Arefe günü Allâhü Teâlâ’nın rahmeti iner. Alâhü Teâlâ meleklere övünüp; ‘Ey meleklerim, kullarıma bakınız. Toz toprak içinde rahmetimi ricâ ve azâbımdan korkarak uzak yerlerden bana nasıl geldiler. Ziyâret olunan, kendini ziyâret edenlerin hakkını verir. Ev sâhibinin misâfirleri ikram ve ağırlaması gerekir. Siz şahit olunuz ki, onları mağfiret ettim. Cennete girmeyi onlara ziyâfet ve ihsan kıldım, der. Melekler: Ya Rabbi, bu hacılar içinde yalan söyleyen ve yaramaz işler yapan filan filan kişiler vardır, dediklerinde, Allâhü Teâlâ, onların tümünü mağfiret ettim, buyurur. Cehennemden azâd olma bakımından Arefeden daha çok azâd olan yoktur.’ Buyrulmuştur. .”(Günyetüt Tâlibin)
Başka bir hadisi şerifte ise: “İblis, Arefe günü hacılar üzerine inen rahmeti ve onların kavuştuğu afv ve gufrânı gördüğünde hiçbir zaman kendisinde görülmeyen alçaklık ve aşağılığa düşer. Bundan daha çok zelil olduğu gün Bedir Müslümanların gâlip olduğu gündür, buyrulduğunda; Ashâbı kiram Yâ Rasullullah, İblis Bedir günü ne görmüştür? Dediler. Rasullulah aleyhisselam; Şeytan Bedir günü, Cebrâil’in melekleri, müminlere yardıma çağırdığını gördü, buyurdular.” (Günyetüt Tâlibin)
Sırf Rabb’lerinin emrine teslim olup boyun eğip meşekkatli hac farizalarını edâ etmeye gelen hâlis kullarını Mevlâ Teâlâ hiç ödülsüz bırakır mı? Kendi beytini yalnızca kendi rızâsı için gelen misâfirlerini Rabb’i Teâlâ hiç ikramsız bırakır mı? Elbette bu muhteşem tablo karşısında İbliste perişan olacaktır. İşte Arefe gününün faziletleri. Kıymetini bilene ihsan ve lütuflar çok.
Arefe gününün hemen ardından gelecek Bayrama Müslümanlar maddî ve mânevi yönden hazırlanırlar. Maddî ve mânevi mekanlar temizlenerek gönül dostlarını ağırlayabilecek nezâkete getirilir. Giysiler imkanlar ölçüsünde yenilenir ve temizlenir. Rabb’imizin nimetlerine şükür için sevinçli ve neşeli olunur. Bayram sabahı erken kalkılır, her çeşit temizlikten sonra daha önceden hazırlanmış Bayram giysileri giyilip, kokular sürülerek tebessümlü bir halde câmilere gidilir. Bayram namazları kılındıktan sonra sadakalar dağıtılır, dostlarla bayramlaşılır, kabir ziyâretleri yapılır.
Sonra asıl Kurban Bayramının kurbânı faslına geçilir. Allah(c.c) Rasûlu, Tirmizi ve İbni Mâce’de geçen bir hadislerinde: “İnsanoğlu için Kurban Bayramı gününde Allah katında kurban kesmek sûretiyle akıttığı kandan daha sevimli bir amel yoktur. O kurbanlar, kıyâmet gününde boynuzları ve tırnaklarıyla gelirler, kurbanların kanı, yere düşmeden evvel Cenâbı Hakk’ın nezdindeki mekâna düşer(yâni kabul olunur.) Binaenaleyh kurbanlara sevininiz.” Buyurarak kurban kesmenin sevimli bir ibâdet olduğunu vurguluyor. Ve yine; “ Kurban derisinde bulunan beher kıla karşılık sizin için bir sevap vardır. Akan kanın da her damlasına karşılık bir sevap. Kurban sizin mizânınıza konur. Binaenaleyh müjdeleniniz.”( İbni Mâce, Hâkim) bu hadisleriyle de kurban ibâdetinin son derece karlı ve sevaplı bir iş olduğunu belirtiyor. Dileriz o büyük mahşer gününde Müslüman’ı sevindirecek ve yüzünü güldürecek bir yüz akı olsun kurbanlarımız. Fakir fukarayı da et cihetiyle unutmayalım. Her yaptığımız dînî vecibeyi önemseyerek samimi bir gönülle yapalım. İbâdet ve amellerimizi takva boyutunda edâ edelim. Yüce Yaratıcıya yaraşır bir kullukla huzuruna gidelim inşallah.
Şimdiden Arefenizi güzel geçirmenizi temenni ediyor ve Bayramlarınızı mübârek ediyorum efendim.
Allahü Teâlâ eğer eriştirirse Perşembe günü idrak edeceğimiz Arefe günü oruçlu bulunup gün içersinde tekbir, tevhid, namaz, dua, istiğfar, salavâtı şerife ile meşgul olmak bütün Müslümanların kârınadır. O mübârek günü çarşı, pazar, alışveriş, iş yorgunluğuna boğmadan geçirelim inşallah. Zira ömür günleri sayılı! Herkes her gün biraz daha ‘Son Nefes’e yaklaşmakta. Ölüm yaşlısına, gencine bakmadan yanı başımıza teşrif etmekte. O halde Müslümanlar böylesi çok özel günleri daha iyi değerlendirme yarışında olmalı.
Unutulmaması gereken güzel bir tekbir ibâdeti vardır Arefe gününde. Bu tekbirler Arefe günü sabah namazından îtibâren Bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar devam eder. Bilindiği üzere 23 farz namazını müteakip ‘teşrik Tekbir’leri getirilir. Fukahânın çoğuna göre bu tekbirler ister mukim(o beldede devamlı kalanlar) ister yolcu olsun erkek kadın her mükellefe vaciptir.
Kutsal Hac ibâdetini ifâ eden hacılar için de Arefe günü pek kıymetlidir. Câbir(r.a)’den rivâyet edilen bir hâdisi şerifte: “ Arefe günü Allâhü Teâlâ’nın rahmeti iner. Alâhü Teâlâ meleklere övünüp; ‘Ey meleklerim, kullarıma bakınız. Toz toprak içinde rahmetimi ricâ ve azâbımdan korkarak uzak yerlerden bana nasıl geldiler. Ziyâret olunan, kendini ziyâret edenlerin hakkını verir. Ev sâhibinin misâfirleri ikram ve ağırlaması gerekir. Siz şahit olunuz ki, onları mağfiret ettim. Cennete girmeyi onlara ziyâfet ve ihsan kıldım, der. Melekler: Ya Rabbi, bu hacılar içinde yalan söyleyen ve yaramaz işler yapan filan filan kişiler vardır, dediklerinde, Allâhü Teâlâ, onların tümünü mağfiret ettim, buyurur. Cehennemden azâd olma bakımından Arefeden daha çok azâd olan yoktur.’ Buyrulmuştur. .”(Günyetüt Tâlibin)
Başka bir hadisi şerifte ise: “İblis, Arefe günü hacılar üzerine inen rahmeti ve onların kavuştuğu afv ve gufrânı gördüğünde hiçbir zaman kendisinde görülmeyen alçaklık ve aşağılığa düşer. Bundan daha çok zelil olduğu gün Bedir Müslümanların gâlip olduğu gündür, buyrulduğunda; Ashâbı kiram Yâ Rasullullah, İblis Bedir günü ne görmüştür? Dediler. Rasullulah aleyhisselam; Şeytan Bedir günü, Cebrâil’in melekleri, müminlere yardıma çağırdığını gördü, buyurdular.” (Günyetüt Tâlibin)
Sırf Rabb’lerinin emrine teslim olup boyun eğip meşekkatli hac farizalarını edâ etmeye gelen hâlis kullarını Mevlâ Teâlâ hiç ödülsüz bırakır mı? Kendi beytini yalnızca kendi rızâsı için gelen misâfirlerini Rabb’i Teâlâ hiç ikramsız bırakır mı? Elbette bu muhteşem tablo karşısında İbliste perişan olacaktır. İşte Arefe gününün faziletleri. Kıymetini bilene ihsan ve lütuflar çok.
Arefe gününün hemen ardından gelecek Bayrama Müslümanlar maddî ve mânevi yönden hazırlanırlar. Maddî ve mânevi mekanlar temizlenerek gönül dostlarını ağırlayabilecek nezâkete getirilir. Giysiler imkanlar ölçüsünde yenilenir ve temizlenir. Rabb’imizin nimetlerine şükür için sevinçli ve neşeli olunur. Bayram sabahı erken kalkılır, her çeşit temizlikten sonra daha önceden hazırlanmış Bayram giysileri giyilip, kokular sürülerek tebessümlü bir halde câmilere gidilir. Bayram namazları kılındıktan sonra sadakalar dağıtılır, dostlarla bayramlaşılır, kabir ziyâretleri yapılır.
Sonra asıl Kurban Bayramının kurbânı faslına geçilir. Allah(c.c) Rasûlu, Tirmizi ve İbni Mâce’de geçen bir hadislerinde: “İnsanoğlu için Kurban Bayramı gününde Allah katında kurban kesmek sûretiyle akıttığı kandan daha sevimli bir amel yoktur. O kurbanlar, kıyâmet gününde boynuzları ve tırnaklarıyla gelirler, kurbanların kanı, yere düşmeden evvel Cenâbı Hakk’ın nezdindeki mekâna düşer(yâni kabul olunur.) Binaenaleyh kurbanlara sevininiz.” Buyurarak kurban kesmenin sevimli bir ibâdet olduğunu vurguluyor. Ve yine; “ Kurban derisinde bulunan beher kıla karşılık sizin için bir sevap vardır. Akan kanın da her damlasına karşılık bir sevap. Kurban sizin mizânınıza konur. Binaenaleyh müjdeleniniz.”( İbni Mâce, Hâkim) bu hadisleriyle de kurban ibâdetinin son derece karlı ve sevaplı bir iş olduğunu belirtiyor. Dileriz o büyük mahşer gününde Müslüman’ı sevindirecek ve yüzünü güldürecek bir yüz akı olsun kurbanlarımız. Fakir fukarayı da et cihetiyle unutmayalım. Her yaptığımız dînî vecibeyi önemseyerek samimi bir gönülle yapalım. İbâdet ve amellerimizi takva boyutunda edâ edelim. Yüce Yaratıcıya yaraşır bir kullukla huzuruna gidelim inşallah.
Şimdiden Arefenizi güzel geçirmenizi temenni ediyor ve Bayramlarınızı mübârek ediyorum efendim.