Mayısta baharla birlikte gelen güzel günlerden biri de Anneler Günüdür. Her çocuğun, her insanın gönlünde annelerin çok özel bir yeri olduğunu söylemeye gerek yok. Diğer taraftan anne gözüyle bakınca da anne olmayı, annelik duygusunu tanımlamak çok da kolay değil. Anneler gününe bir gün ayırmışlar ama anneler için her gün evlatlar günü sayılır.
***
Güneşin dağların ardından kaybolmasıyla gün biter, yeni bir gün tekrar dağlara doğar ve gün aydınlanır. Bir mayıs gününde kutlanan anneler günü o gün bitse de bir anne için her gün hiç bitmeyen bir evlat günü gibidir. Annelik böyle bir şey zaten; gün yoktur ki çocuklarını özlemesin, anmasın, endişe etmesin. Her anne bir çocuğu doğurduğu gün umudunu, geleceğini ve ömür boyu sorumluluğunu da üstlenir. Öyle derinlerden bir sevgi oluşur ki bir anneye bebeğini karnında taşımak da hayatın her anında kalbinde onun sorumluluğunu taşımak da asla yük değildir. Bu da tarif edilemez bir sevginin bedeli olsa gerek. Her şeyin bir bedeli olduğu gibi…
***
Hayatta farklı bakış açıları olsa da anne penceresinin annelerde hemen hemen aynı olduğunu düşünüyorum ve sadece farklı metotlar olsa da sonuçta varmak istenilen nokta anneler için ortaktır. Ben de bunu anne olduktan sonra anladım ve gerçekten anne olduktan sonra dedim ki “Ben hayatta en çok anneliği sevdim.“ Doğduğu yere, rengine ya da diline bakmadan yeryüzündeki tüm çocukları da bu yüzden sevdim. Bu sevgi öyle bir sevgi ki merhametle yoğrulan yüreğini asla katılaşmıyor.
Ne yazık ki bu yıl Filistin’deki anneleri de düşünürsek buruk bir anneler günü geçirdi anneler. Her şeye rağmen farklı farklı kutlamalar yapılsa da dünyada Filistinli anneleri düşünen tek ben değilim tabi. Filistinli anneler açlığa, kayıplara ve aylardır süren acılara karşı direnerek hem bu dik duruşlarıyla Filistin’in bu gücü kadınlardan aldığını gösterdi hem de orada yaşanan dehşeti dünyaya tanıttı.
***
Filistinli anneler yaşadıkları acıları kendi içinde dindirmeye çalışırken şehit olacağını bile bile mücahit doğurmaya razı oldular. Bu duyguyu en azından biz anneler daha kolay anlayabiliriz.
Yılda bir gün olan annelerin değerini elbette bir güne sığdıramayız. Ancak yine de bu günler annelerimizin gönlünü almak ve onları hatırlamak için yakalanmış bir fırsat olmalı. Sosyal hayatımızın sunduğu bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek anne ve babalarımızı mutlu etmeyi de bir görev saymalıyız.
***
Her insan nasibini kendi belirler ama zile bastığımızda kapıyı açacak annemiz varsa, telefon açtığımızda sesini duyabiliyorsak kısaca onlar henüz hayattalar ise bu da evlatları için büyük bir zenginliktir. Onlar hayattayken yanlarında olmak hem onları hoşnut eder hem de kendi vicdanımızda tatlı bir huzur duyarız. Hepinize değerlendirebileceğiz ve vicdan rahatlığı olacak güzel fırsatlar dilerim.
Anneler Günü bir kere daha kutlu olsun!