Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Çetin Atasoy, basında yer alan 'Hekim açığına yabancı asistan hekimle çare bulunacağına' ilişkin Sağlık Bakanı ve bürokratlar tarafından yapılan açıklamalara karşılık, "Türkiye’de üniversite ve eğitim hastanelerinde gerçekten asistan gereksinimi varsa, niçin asistan kontenjanları azaltılmaktadır?’’ sorusunu yöneltti.
Dr. Çetin Atasoy hakim açığı ve yabancı hekimler sorunu hakkında Ankara Tabip Odası toplantı salonunda toplantı yaptı. Tıp Fakültelerinin kontenjanları arttırılmasına karşın tıpta uzmanlık sınavında açılan kontenjan sayısının yıllar içinde azaldığına dikkat çeken Atasoy, açıklamasında, 2012-2013 yılları ile karşılaştırıldığında bu azalmanın oransal olarak yüzde 15-20, sayısal olarak da yılda yaklaşık 1000 hekim civarında gerçekleştiği anlaşılmakta olduğunu söyledi.
Atasoy, "Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu 20 bin uzman hekime ihtiyaç duyulduğunu ifade etmiştir. Aslında Dünya Sağlık Örgütü(WHO) istatistiklerine göre 100 bin kişiye düşen hekim sayısı bakımından Türkiye’nin orta-üst gelir grubu ülkelerle neredeyse farkı yoktur. Ama velev ki bu ihtiyaç doğrudur, öyleyse niçin uzmanlık kontenjanları azaltılmaktadır?’’ dedi.
"SAĞLIK BAKANI’NIN KAFASI NET DEĞİL"
Bakan Müezzinoğlu’nun, iddia ettikleri uzman hekim ihtiyacının nasıl karşılanacağı konusunda kafası çok net olmadığını belirten Atasoy, ‘30 Mayıs 2014 tarihinde tıp fakültelerinin kontenjanlarının artırılmasıyla yirmi bin uzman hekim açığının 4-5 yıl içerisinde kapatılacağını söyleyen de, bu sözün üzerinden iki ay geçmeden Yunanistan’dan asistan hekim ithal etmeye yönelen de aynı Bakan’dır. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İrfan Şencan Yunanistan’da yeni mezun hekimlerin uzmanlık eğitimi için 5 ila 9 yıl beklediğini, bu hekimlerin uzmanlık eğitimlerini Türkiye’de almaları durumunda üniversite ve devlet hastanelerindeki asistan hekim ihtiyacının giderilebileceğini belirtiyor. Türkiye’de üniversite ve eğitim hastanelerinde gerçekten asistan gereksinimi varsa, niçin asistan kontenjanları azaltılmaktadır? Böyle bir gereksinim varsa, bunu karşılayacak kaynak olarak niçin yurt dışı gösterilmektedir? Türkiye’de mezun olan hekimler uzmanlık eğitimi için hiç beklememekte midir? Uzmanlık eğitiminden sonra bu hekimlerin akıbetinin ne olacağı konusunda da bakanlık yetkililerinin söylemleri tutarlı değildir. Müsteşar yardımcısı bu hekimlerin eğitimden sonra ülkelerine döneceğini, öte yandan Bakan Müezzinoğlu bunların en az yarısının özel sektörde istihdam edilmesini öngörüyor. Bakanın söylemi bürokratınkinden farklı, bakanın bugünkü söylemi kendisinin dünkü ifadesinden farklı: Bütün bu tutarsızlıklar ithal hekim politikasının nasıl bir planlamaya dayandığını açık olarak ortaya koymaktadır.’’ şeklinde konuştu.
"SAĞLIKTAKİ TAHRİBAT HEKİM İTHAL EDİLEREK ONARILMAZ"
Tıp fakültelerinin kontenjanları yüksek seviyelerde kaldığı takdirde 2023 yılında Türkiye’nin ihtiyacı olduğu öne sürülen hekim sayısının aşıldığını ve hekim iş gücü fazlası oluşacağına işaret eden Atasoy, ‘’Türkiye’nin hekim iş gücü konusundaki esas sorunu, toplam hekim sayısının iddia edilen azlığında ziyade hekim dağılımındaki eşitsizlikten kaynaklanmaktadır. Hekim dağılımındaki bölgesel eşitsizlikler ise doğru planlama ve özendirici önlemler ile giderilebilir. Sağlıkta dönüşümün oluşturduğu tahribat hekim ithal edilerek onarılamaz.’’ ifadelerini kullandı. CİHAN