Nereye gidiyoruz yazı serisi (2)
Washington Üniversitesi, İbn-i Haldûn Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı Prof. Dr. Akbar Ahmad, 5 öğrencisiyle Journey into America (Amerika'ya Yolculuk) başlığı altında bir proje çalışması yapmaya başlar. Projenin gayesi Müslümanların Amerikan toplumundaki yerini araştırmaktır. Araştırmayı yaparken Türkiye'nin de arasında olduğu, 8 ayrı ülke ziyaret edilir. Amerika'da 70 kadar ayrı şehirlerde çeşitli araştırmalar yapılır, gözlemlerde bulunulur.
Bütün bulgular ilmi dokümanlar olarak bir merkezde toplanır. Daha sonraları bu verilerden faydalanılarak tez geliştirilecek ve sonuç hem ilmi bir doküman olarak üniversitelere kaynak teşkil edecek ve hem de bütün dünya kamuoyuna değişik yönleriyle açıklamalarda bulunulacaktır.
AKADEMİSYEN HAİLEY
Hailey Woldt, 22 yaşında uzun boylu, mavi gözlü, kumral bir genç kızdır. Dallas doğumlu, Georgetown Üniversitesi Dış İlişkiler bölümünden Müslüman ve Hıristiyan İlişkileri sertifikası alarak Magna Cum Laude (onur öğrencisi) derecesiyle mezun olmuştur. Amerikan Üniversitesi'ndeki araştırma görevinin yanı sıra Georgetown Üniversitesi'ndeki Din Barış ve Dünya Olayları Merkezi için araştırma yapmaya devam etmektedir. Neşredilmiş bir çok makaleleri ve konferansları bulunmaktadır.
“Amerika'ya Yolculuk projesi” kapsamında İstanbul'a gelen Hailey, kente hayran kalır ve Türk insanını pek sever. İstanbul’da bir çok camiyi ziyaret eder ve bir çok Türk hanımıyla toplantılarda bulunur. Onlarla Türkiye’de uygulanan başörtüsü problemini ve politikayı tartışır. Aralarında doktor, hukukçu gibi profesyonellerin bulunduğu bu kadınlardan hep takdirle bahseder ve seyahat notlarında onlara geniş yer verir.
Hailey, İstanbul Üniversitesi'ne ziyarete gittiklerinde daha kapıda karşılaştığı üzücü olayı hayatı boyunca unutamayacağını söylemektedir. Çünkü kendisi gibi Amerikalı ve ancak Müslüman olduğu için başörtülü olan arkadaşı Hadiya, üniversitenin kapısından içeriye alınmamıştır.
KATOLİK KIZ TESETTÜRE GİRİYOR
Hailey, bu olaydan sonra ABD'deki tesettürlü kadınların ne tür durumlarla karşı karşı kaldığını merak etmeye başlar. Bunu daha iyi anlayabilmek için kendisi de onlar gibi giyinmeye karar verir. Bu düşüncesini hocasına anlattığı zaman Dr. Akbar Ahmad, onu takdirle karşılar.
Biraz daha dikkat çekmek için siyah bir başörtüsü ve yere kadar uzun bir pardösü giyer. Bu kıyafetle gideceği yerleri de özellikle kalabalık merkezî ortamlar olarak seçer. Mesela, Miami havaalanına grup arkadaşlarıyla birlikte gittiklerinde etrafındaki insanların ona meraklı bakışlarıyla karşılaşır. Güvenlikten de rahatlıkla geçer.
Hailey bir diğer sefer tesettür deneyimi için Alabama'da küçük bir şehre gitmeye karar verir. Çünkü Alabama yabancılara karşı ters tutumlarıyla bilinen bir eyalettir. Bir pazar günü yalnız başına bir restorana girer. O esnada masaları, kiliseden çıkıp yemeğe gelen müşteriler doldurmaya başlamıştır. Hailey içeri girdiğinde insanlar başlarını kaldırıp bakar ama sonra hiç bir tepki vermeden yemeklerine devam eder. Ayaktaki bir hanım Hailey'i görünce önce şaşırır ama sonra kendini toparlayıp gülümser. Bu tecrübelerden sonra Hailey yeni kıyafetini daha da benimsemiştir.
Hailey, projenin son durağı olarak Dallas’ı belirler ve oraya gider. Yanında yine kız arkadaşı Hadiya vardır. Dallas’ta Hailey ile Hadiya birlikte cuma namazına giderler. İslami kıyafetini çok güzel taşıdığı için cemaat içinde hemen dikkati çekerler ve oradaki Müslüman hanımlardan iltifatlar alırlar.
ÖRTÜ, HANIMLARA BİR KORUYUCUDUR
Hailey'e ve ailesi, Dr. Ahmad'la beraber cumartesi akşamı Hadiya’nın verdiği yemeğe katılırlar. Kendisine; "Tesettürlü bir hanım kıyafetiyle insanların arasına girdiğinizde neler hissettiniz?" diye sorulduğunda; "Müslüman ülkelerdeki cami ziyaretlerinde saygıdan dolayı başımı örtüyordum. Ancak, Amerika'da toplum içine başörtüsü ve pardösü giyerek çıkmak ilk anda beni endişelendirdi. Ama projem için yapmam gerektiğine inanıyordum. Dışarı çıktığımda kendimi güçlü ve emniyette hissettim. Sanki kendime güvenim daha da artmıştı." demektedir.
"Peki, bu tecrübenizden sonra, örtülü hanımlar için ne düşündüğünüzü bizimle paylaşır mısınız?" diye sorduğumda,
"Örtülü hanımların kuvvetli bir karaktere sahip olduklarını fark ettim. Batılıların düşündüklerinin aksine, onların hiç de baskı altında olmadıklarını anladım. Kendilerinden emin ve kıyafetlerinden dolayı gurur duyduklarını hissettim" diyor.
Biz de Hailey'i ve kendisini bu çalışmada yalnız bırakmayan kız arkadaşı Hadiya’yı, gösterdikleri medeni cesaretlerinden dolayı tebrik ediyoruz.