Ebubekir el-Vâsitî şöyle buyurmuştur:
“Kişinin amelini koruması, onu yapmasından daha zordur. Çünkü o, hemen kırılabilecek cam eşya gibidir. Zorlamaya asla gelmez. Ona riya, ucub, kibir gibi kötü haller dokunursa hemen kırılabilir. Kişi bir amel yapmak ister ama gösteriş yapacağından korkarsa; o zaman kalbinden gösteriş yapmayı çıkarmalıdır. Başaramıyor ise amelini yapmaya devam etmelidir. Çünkü riya yapacağım endişesiyle ameli terk etmemelidir. Amelini yapmaya devam edip sonra riyasından ötürü Allah’a tövbe etmelidir. Belki Allah, ona başka amelinde ihlası tattıracaktır.”
Bir darb-ı mesel şöyle anlatılmaktadır: Riyakârların ölmesi ile dünya virân olur. Bu kişiler, amellerinde riyakâr da olsalar hayırlı işler de yaparlar. Tekke, köprü ve mescit bina ederler. Bununla birlikte Müslümanlar, bu riyakârların yaptıkları bu hayır eserlerinden faydalanırlar. Riya için yapılan bu hizmetlerden dolayı çoğu kez müslümanların hayırlı duaları onlara fayda verir. Bu konuda şöyle bir hikâye anlatılmaktadır:
“Eskilerden bir zat, bir tekke inşa eder. Sonra kendi kendine, “Acaba bu yaptığım iş, Allah için oldu mu, olmadı mı?” diye hayıflanmaya başlar. Bu kişi, bir gece rüyasında birini görür. Kendisine rüyasında şöyle denilmiştir:
“Yaptığın bu iş her ne kadar Allah için olmadıysa da, müslümanların sana yaptığı dualar Allah içindir. Adam bunu öğrenince gerçekten mutlu olmuştur.”
Adamın birisi Huzeyfe b. el-Yemân’ın yanında, “Allah’ım! Şu münafıkları helak et,” diye beddua etti. Huzeyfe ona şöyle hitap etti:
“Şayet onlar helâk olsa, sizler düşmanlarınızın karşısında duramaz, onlara meydan okuyamazdınız. Münafıklar her ne kadar riyakâr da olsalar, güçlerini ve cesaretlerini göstermek adına düşmanın karşısına çıkar ve onlarla savaşırlar.”
Müslüman bir kimse herkese değer verir. Ve verdiği değer insanların ateşe girmemesi, kendi elleriyle kendilerini ateşe atmamaları içindir.
O kimse, etrafındaki kimselerin yapmış olduğu hataları afişe etmek için değil, yapmış olduğu hatalardan döndürmek için çalışır. Bir insanın ateşe doğru gitmesine sevinmez bilakis üzülür ve gözyaşı döker ya da dökmelidir. Etrafındaki kimse ne kadar ateşe doğru gitmeye ısrarcıysa da Müslüman kimse o kişiyi durdurmak ve yönünü çevirmek için o kadar ısrarcı olmalıdır. Ve bunu yalnızca Allah’ın rızası için yapmalıdır.
Rabbimiz bizleri riyadan korusun.
Niyetlerimiz halis, ömrümüz bereketli, sonumuz güzel, yurdumuz cennet olsun.