Aman ahır var…!

Kerem İşkan

Her fırsatta, ahrete inandığımızı söyleriz…

***

Hz. Ömer, menkıbelerini dinlerken gözlerimiz dolar, seccadeler ıslatırız… Ama dünya imtihan dünyası…

***

Ömer’in postu altımıza serilince, başımız döner, gözümüz ne Hakk-ı ne de haklıyı görür…

***

Döner koltuğun kıvraklığı bazen karakteri de döndürmeye başlar…

***

Ayaklarımız yerden kesilir, nefsimize göre fetva verecek “gırık hocalar” ararız… Onlar da eliyle koymuş gibi buluverirler bizi…

***

Ondan sonra?

***

Çevir çevirebildiğin kadar kitabı…

***

Makam yükseldikçe, nefiste azar gider…

***

Herkes mi böyle?

***

Elbette hayır…

***

Makamı yükseldikçe başını tevazuu ile eğenlerde var… Kendisine Hakk-ı söyleyip, Hakk-ı hatırlatan dürüst hocalarla meclis kurup, oturup kalkanlarda var…

***

Uzun müddet açıkta kalan bir kadı, Emir Buhari Hazretleri'ne müracaat ederek bir makama tayini için, Kazasker Efendi'ye bir tavsiyename yazmasını rica eder…

***

Hazret-i Emir: "Peki!" deyip derhal şu mealde bir tezkire yazar:

"Duacınızın, mektubunu getiren, ‘Cehennem'den bir hasır serecek kadar yer’ talebinde bulunduğundan, mesulüne müsaade buyrulması rica olunur…"

***

Makam zordur… Makam sahibinin imtihanı daha da zordur…

***

Hz. Mevlana bu konuda ne güzel söylemiş…

***

Eğer süvari ata hakim olursa at onu ahrete götürür,

Yok eğer at süvariye hakim olursa; at onu ahıra götürür”

***

İdarecilerimize, hatırlatmak maksadı ile arz ederiz…