Altan Tan babasının kemiklerini sızlattı

Babası Necip Fazıl Kısakürek ekolünden gelen BDP'li vekilin meclisin açılış töreninde İstiklal Marşı okumaması dikkatlerden kaçmadı.
BDP'li vekiller Cumhurbaşkanı Gül’ün salona girişinin ardından okunan İstiklal Marşı’na eşlik etmedi. Meclis TV kamerasının yakın çekim yaptığı anlarda, BDP’li tüm vekillerin gurup olarak İstiklal Marşı’na tepkisiz kalması dikkatlerden kaçmadı. BDP'lilerin bu tavrı kamuoyunda tepkiye neden olurken babası Necip Fazıl Kısakürek ekolünden gelen Altan Tan'ın İstiklal Marşını okumaktan imtina etmesi şaşkınlık yarattı.
 
MİLLİCİ BABANIN BDP'Lİ OĞLU
AK Parti, CHP ve MHP'nin hep bir ağızdan okuduğu İstiklal Marşı'nı okumayan BDP milletvekili Altan Tan'ın babası Bedii Tan, Necip Fazıl hayranı bir entelektüel. Altan Tan, babasının Büyük Doğu ekolünü benimsediğini 15 Eylül 2009 Tarihinde Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajda bakın nasıl anlatıyor;
 
BABAM DEMOKRAT BİR İNSANDI
“Babam bir demokrattı. Ticaret lisesi mezunu, gençliğinde Risale-i Nur okumuş, Diyarbakır’da ve Batman’da gazetecilik yapmıştı. Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu ekolünü benimseyen bir entelektüeldi ama son yıllarda ticari faaliyetlere ağırlık vermeye başlamıştı.”
 
ŞİİRDEKİ GİBİ DAVASINI ÖKSÜZ BIRAKTI
Büyük mütefekkir ve şair Necip Fazıl'ın Sakarya şiirinin “Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..” mısralarının etkisinde kalan Bedii Tan, 12 Eylül döneminde bir PKK itirafçısının “terör örgütüne yardım ediyor” iftirası yüzünden Diyarbakır Cezaevine gönderildi.
 
İTİRAFÇI BABAMA İFTİRA ATTI
Ahmet Tan babasının Diyarbakır Cezaevine tutuklanma hikayesini ise şu cümleler ile anlattı; “PKK 1980′den önce bütün işadamlarından zorla haraç alıyordu. Babamların da Kurtalan’daki şantiyesini basıyorlar ve oradaki şantiye şefi can korkusuyla şirketin parasını onlara veriyor. 12 Eylül’den sonra o PKK’lı yakalandı, itirafçı oldu ve kimden ne para almışsa, bunları haraç olarak değil, yardım olarak aldıklarını iddia etti. Bunun üzerine şirketin büyük ortağı Felat Cemiloğlu ve ardından diğer ortak olan babam gözaltına alındı. 45 gün sonra işkenceler sonucu öldürüldü. Vefat ettiği zaman 49 yaşındaydı.”
 
ORUÇ TUTUYOR DİYE İŞKENCE GÖRDÜ
Gazeteci Yazar Hasan Cemal “Kürtler” adlı kitabından Ahmet Tan'ın babası Bedii Tan'ın nasıl öldüğünü şu cümleler ile anlatıyor;  “Ramazan geldi, 1982′nin temmuz ayı. ‘Oruç serbest,’ dediler. Sahura kalkmak yok, iftar saat 20′den sonraydı. Bu ‘oruç tutma’ mesajıydı. Bedii Tan oruç tuttu. Betonda, üstümüz çıplak halde dünyanın idmanını yaptırıyorlar. Bedii’nin orucunun farkına vardılar. Kanalizasyon kapağını kaldırdılar, avuçla pislik yedirdiler. Bedii dayak yedi, yatağa düştü. Gardiyan çağırdı, kafasından bir bidon soğuk su boşalttılar. Yere yığıldı. Kalkması emredildi, güçlükle kalktı. Kalkmasıyla beraber, gardiyan bir tekvando hareketiyle dönüş yaptı ve botunun tabanını Bedii Tan’ın göğsüne indirdi. Adamcağız kafa üstü yere düştü. Yerde yatan Bedii Bey’in karnına bastılar. Bağırsakları ve böbreği patladı. Bedii Bey, 33 No’lu koğuşa girdikten 33 gün sonra öldü.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri