Almanya Yarın Sandık Başına Gidiyor

Alman Federal Meclisi’nin 18. dönem seçimleri yarın yapılıyor. ‘Seçim arifesinde’ sloganıyla son günlerde seçim kampanyası yapan siyasi partiler, yarın akşam sandıklar kapanana kadar seçmenleri ikna etmeyi hedefliyor.

Alman Federal Meclisi’nin 18. dönem seçimleri yarın yapılıyor. ‘Seçim arifesinde’ sloganıyla son günlerde seçim kampanyası yapan siyasi partiler, yarın akşam sandıklar kapanana kadar seçmenleri ikna etmeyi hedefliyor. Toplam 4 bin 452 adayın arasında 60’ı Türk, 98’i göçmen kökenli de milletvekilliği için yarışıyor. Angela Merkel’in görevinde kalacağından yola çıkan tahminlerde yeni kurulan Almanya için Alternatif partisinin parlamentoya gireceğine kesin gözüyle bakıyor.

Federal Meclis’te (Bundestag) bir önceki yasama döneminde temsil edilen Hıristiyan Demokrat ve Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Birlik 90/Yeşiller, Hür Demokrat Parti (FDP) ve Sol Parti ile birlikte 38 partinin kaderini yarın seçmen sandık başında belirliyor. Parlamentonun 18. döneminde milletvekili olmak için 4 bin 452 aday yarışıyor. 60 Türk başta olmak üzere toplam 98 göçmen milletvekili adayı seçime giriyor. Seçme hakkına sahip 61,6 milyon kişiden 3 milyonu ilk kez oy kullanacak. Türk seçmenlerin sayısının 700 bin olduğu tahmin ediliyor. Geçmişte birçok seçimde bazen seçimlerin kaderini birkaç bin oyun belirlediği dikkate alındığında Türk seçmenin oyu daha da önem kazanıyor.

İDDİALARIN TARTIŞILDIĞI SEÇİM ATMOSFERİ

Seçmenlerin oylarını alabilmek için siyasi partiler son sandık kapanana kadar seçim kampanyalarını sürdürmek istiyor. ‘Seçim Arifesinde’, ‘Seçime 72 saat kala’ gibi değişik sloganlar altında ateşli bir seçim havası verilmeye çalışılsa da Almanya tarihinin en sıkıcı ve renksiz seçimlerinden birisini yaşıyor. Parti programlarından çok başbakan adaylarının el işaretlerinin ve geçmişlerine dair ortaya atılan iddiaların tartışıldığı bir seçim atmosferi yaşanıyor. Partilerin gündeme getirdiği konular daha ziyade sosyal haklar ve istihdam sorunları ile maliye ve vergi politikaları. Tartışmalar özellikle de asgari ücret etrafında toplanıyor. Nitekim muhalefetteki Sosyal Demokratların seçim programında yasal asgari ücret olarak 8,50 Euro’luk saat ücretinin uygulanmasını talep ediyor, CDU/CSU ve FDP ise farklı sektörlerde tarafların müzakeresiyle belirlenmek üzere “ücret alt sınırı” uygulamasını öngörüyor.

Avrupa konusu etrafında kutuplaşan bir tartışma yaşanmayacağı en azından belli. Farklı partiler birçok konuda farklı pozisyonlara sahip ama buralarda da keskin ayırımlardan ziyade küçük farklar söz konusu.

Diğer dikkat çeken nokta, tartışmaların siyasi içeriklerin aksine şahıslar üzerinde yürütülmesi. Siyasetçiler ne kadar bunun aksini savunsa da bu seçim çerçevesindeki tartışmaları Angela Merkel’in başbakan kalması ve kiminle koalisyon kuracağı meselesi oluşturuyor.

ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL ADALET

Merak edilen konuların başında Bavyera’da yüzde 49’la tek başına iktidar olmayı başaran Horst Seehofer ile Merkel’in ‘yabancı araçlara ücret’ konusunda nasıl uzlaşacağı geliyor. Çünkü Seehoher bu ücreti istemeyen partilerle ortaklık yapmayacağını söylemişti, Merkel ise bu ücreti istemediğini kamuya açıklamıştı.

Asgari ücret ve sosyal adalet üzerinde duran SPD’nin başbakan adayı Peer Steinbrück 2005-2009 yılları arasında Birlik Partileri ve SPD arasında kurulan koalisyonda maliye bakanı olarak Angela Merkel ile birlikte çalışmıştı. Steinbrück, büyük koalisyonda yer almayacağını açıklasa da seçimden sonra partide etkin rol oynamak, ortaklık pazarlıklarını yürütmek istiyor. Bu bakımdan Merkel’in bakanlar kabinesinde yerini bulacağı tahmin ediliyor.

YEŞİLLER YİNE DE SÜRPRİZ YAPABİLİR

Bunlar tabii ki tahminler, son sözü seçmen söyleyecek ve yarın akşam sandıklar açılmaya başladığında asıl manzara ortaya çıkacak. Bu bakımdan geleneksel konuları olan çevre sorunlarının yanı sıra üst barem vergisinin artırılmasını öne çıkaran Yeşiller’i de göz ardı etmemek lazım. Seçimlere günler kala anketler de düşüş yaşayan Yeşiller yine de sürpriz yapabilir.

Diğer merak edilen konu, FDP’nin barajın altında kalıp kalmaması. Bu ihtimal zayıf görülse de, CDU ve CSU’nun ikinci oylarını FDP’ye vermek istememesi liberalleri korkutuyor. Sol Parti anketlerde iyi durumda gözükse de yarın büyük sürpriz yapıp üçüncü güçlü parti olması beklenmiyor. Bu arada siyaset sahnesine çıkan iki yeni aktörü göz ardı etmemek lazım. Korsan Parti (Piratenpartei) ve Almanya için Alternatif Partisi de (Alternative für Deutschland-AfD) Federal Meclis’e girme çabası içinde. Özellikle Birlik Partileri'nin sağındaki muhafazakar AfD’nin meclise girmesi bekleniyor.

ÇİFT OY SİSTEMİ

Seçim sistemine göre her seçmen iki oy verme hakkına sahip. Öngörülen 598 milletvekilinin yarısı (299) seçim bölgesine göre daha fazla oy alan adaylar arasından belirleniyor. İlk oy bu ‘doğrudan adaylık’ için veriliyor. İkinci oy partilere veriliyor. Bu da Federal Meclis’te sandalye dağılımını belirliyor. İkinci oy birinci oydan daha önemli bir yere sahip. Bir partinin mecliste kaç sandalyesinin olacağı sadece ikinci oyların oranlarına bakılarak belirleniyor. Bu nedenle Alman seçim sistemi tam anlamıyla bir nispi temsil sitemi. 2013 seçimlerinde, getirilen yeni bir yasal düzenleme de sonuçlar üzerinde etkili olacak, ama bu etkinin nasıl olacağı öngörülemiyor. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri