Alman istatistikleri Türk toplumunun Almanlara göre iki kat daha fazla diyabet hastalığına yakalandığını gösteriyor. Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet konusunda Alman Diyabet Kurumu Deusche Diabetes-Hilfe KRV’de Türklere yönelik Mobil Diyabet Danışmanlığı (Diabetes mobil) hizmeti başlattı.
İstatistikler Almanya’da Türklerin yerli toplumdan iki kat daha fazla diyabet hastalığına maruz kaldığını ortaya koyuyor. Dil ve benzeri engellerin de etkisiyle, şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet konusunda yeterince bilgilenip korunamayan Türklerin imdadına ise Mobil Diyabet Danışmanlığı (Info Mobil) yetişecek.
Alman diyabet kurumu Deutsche Diabetes-Hilfe (DDH), Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletinde özellikle Türk göçmenlere yönelik olarak, “Tekerler üzerinde diyabet danışmanlığı” parolasıyla, Mobil Diyabet Danışmanlığı projesine start verdi. Türkçe konuşan danışmanın eşliğinde gezici minibüsle verilen test ve bilgilendirme hizmeti Köln’de, ISS-Netzwerk GmbH’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı.
Projeyi örgütleyen yetkililerden biri olan Yeşiller Partisi KRV Milletvekili ve Sağlık Politikaları Sözcüsü Arif Ünal, Almanya’da göçmenlerin, özellikle de Türklerin yerli toplumdan iki kat daha fazla diyabet hastası olduğuna dikkat çekti. Dr. Chistopher Kofahl da Ünal’ı doğruladı.
DENGESİZ BESLENME VE HAREKETSİZLİK
Moderatörlüğünü Anne Katrin Döpler’in yaptığı basın toplantısında Arif Ünal, “Almanya’daki son araştırmalara göre Alman toplumunda diyabet hastalığı yüzde 6-7 oranlarındayken, göçmen kökenlilerde bu oran yüzde 14’ün üzerinde. Göçmenler, özellikle de Türk kökenliler yerli toplumun iki katı daha fazla diyabet hastalığına yakalanıyor.” dedi.
Türklerde neden hastalığın bu kadar yüksek olduğuna değinen Ünal, “Sebepler tam bilinemese de hayat tarzı, beslenme ve hareket büyük bir rol oynuyor. Genetik etkenler de görmezden gelinemez.” dedi. Projenin önemine dikkat çeken Ünal, “En azından göçmenler arasında diyabetin artmasını durdurabiliriz. Türklerde, hastalığı Allah vermiştir, kaderin olduğu için yaşarsın anlayışı yaygın.
Böyle düşünenler koruyucu tedbirlere katılmıyor. Bu nedenle insanlara bizzat gitme ve kişisel olarak bilgilendirmeye ihtiyacımız var. Dil engeline karşı anadilde danışmanlar da var.” dedi. DDH- KRV Başkanı Martin Hadderise 2013 yılı sağlık raporuna göre diyabet hastalığına yakalananların yarısının hangi hastalığa yakalandığını bile bilmediğini ortaya koyduğunu hatırlattı.
Diyabete karşı yıllardır mobil olarak bilgilendirme yaptıklarını belirten Hadder, ancak Türklerde hasta oranının yüksek olması ve en büyük göçmen grubunun Türkler olması nedeniyle Türklere yönelik hizmet başlatma kararı aldıklarını aktardı.Hadder, “Sigortası olsun olmasın, mesleğinden bağımsız herkes burada ücretsiz çek yaptırabilir.” dedi. DDH Müdiresi Nicole Mattig-Fabian ise medyanın desteğiyle KRV’de vatandaşlara ulaşmak istediklerini kaydetti.
Moderatör Döpler ise “Info Mobil önümüzdeki günlerde KRV’nin her yerinde olacak.” dedi. Dr. Christopher Kofahl ise rakamlara açıklık getirerek, “Diyabetin yüksek olduğu Türk göçmen grubu derken Türk avukatı değil, eğitim seviyesi düşük, daha az entegre olmuş grubu kastediyoruz. Alman toplumunda diyabet oranı yüzde 7-8 iken Türklerde yüzde 14.8. Eğitimli, spor yapan Türklerde bu oran daha düşük.” dedi.
Gazeteci yazar Düzen Tekkal ise kendi babasının da diyabet hastalı olduğunu, yaşam ve beslenme tarzı ile dil engelinin de buna yol açtığını kaydetti. Federal Sağlık Bakanlığı’ndan Dr. Ulrike Poller de projeyi çok önemli bulduklarını ve desteklediklerini kaydetti. CİHAN