Alman Siyaseti Sosyal Medyada Çekingen

Sosyal medya uzmanı Ferit Demir, Almanların diğer ülkelere bakarak, sosyal medya konusunda çekimser olduğunu söyledi.

Sosyal medya uzmanı Ferit Demir, Almanların diğer ülkelere bakarak, sosyal medya konusunda çekimser olduğunu söyledi. Bunun siyasi partilerin sosyal medyayı kullanmasına da yansıdığını ifade eden Demir, Türkiye’deki siyasi partilerin Alman siyasi partilerine oranla sosyal medyayı daha etkin kullandıklarını dile getirdi.

Ferit Demir, “Söz konusu ticaret ya da siyaset olunca bu çekimserliğin daha da belirginleştiğini gözlemliyoruz. Zira siyasi partilerde bu alanda çalışacak tecrübeli ekipler eksik. Partiler, sosyal medya aktivitelerini ajanslar üzerinden yürütmeye çalışıyor. Bu da insanlar tarafından aynı göz hizasında olmayan, inandırıcılığı eksik bir iletişim olarak algılanıyor.” şeklinde konuştu.

Sosyal Demokrat Parti'nin Aşağı Saksonya’daki seçim başarısı ve sosyal medya ilişkisini değerlendiren medya uzmanı Demir, partinin lokal olarak böyle bir organizasyonunun olabileceğini ancak Almanya genelinde buna rastlanmadığını kaydetti. Sosyal medya uzmanı şöyle dedi: “Amerika’da siyasetin sosyal medya aracılığıyla elde ettiği başarı başka ülkelerde deneyimleniyor. Örneğin Türkiye’deki siyasi partiler en yukarıdan en aşağıya tüm katmanlarda topyekûn organize olabiliyorlar. Ancak Almanya’da ağlar üzerindeki organizasyon parti merkezli bir stratejiden uzak, küçük ölçekli ve kısa soluklu oluyor.”

PAYLAŞMAKTAN ÇEKİNEN ALMANLAR SOSYAL ORTAMDA ETKİN DEĞİL

Almanya’daki Türklerin sosyal medya kullanımına da değinen Ferit Demir, Türklerin yeniliğe ve teknolojiye açık olduğunu, iletişimde bariyerlerinin bulunmadığını kaydetti. Sosyal medya uzmanı, sanal da olsa iletişimden ziyade ilişki kurmayı esas alan sosyal ağların sosyalleşmeyi seven Türklere daha fazla hitap ettiğini şu sözlerle aktardı:

“Almanlar kendilerine gönderilen bir iletiyi beğenip beğenmemek konusunda dahi ince eleyip sık dokuyor. Çünkü kendileri hakkında çok fazla bilgi paylaşmaktan yana değiller, daha korunaklı bir iletişim istiyorlar. Halbuki sosyal medya şeffaflık gerektiriyor. Aksi halde içinde bulunduğunuz platform sizi dışlar ya da uzun vadeli iletişimler kuramazsınız.”

Bu tespitin Almanya’daki siyasi partiler ve sosyal medya ilişkileri açısından da son derece belirleyici olduğunun altını çizen Demir, “Paylaşılacak siyasi gelişme ya da çalışmaya tam manasıyla hakim, sosyal medyadan size gelecek sorulara hazırlıklı ve açık olmanız gerekiyor. Hangi hedef kitlesinden ne tür tepkiler alabileceğinizi hesaplamalısınız. Yoksa elde etmeyi planladığınız fayda size zarar olarak da dönebilir.” dedi.

Sosyal medya uzmanı bu konuda Almanya İçişleri Bakanlığı’nın Müslümanları ötekileştiren ‘Kayıp’ afiş aksiyonunu örnek olarak gösterdi. Demir şöyle dedi: “Afiş, entegrasyon konusunda atılan yanlış bir adımın sosyal medya gibi bir mecrada nasıl hızlı bir şekilde yayılıp, sert bir tepki olarak geri dönebileceğini ispatladı. Kampanya yürürlüğe girmeden önce sosyal medya bu konudaki tepkisini göstermişti. Eğer ilgililerin sosyal medyada bir kulağı ya da sesi olsaydı bundan haberdar olacak ve kampanyayı yeniden düzenleyebilecekti. Bu olmadığı için bir anlamda bu kampanyayla Alman siyaseti sosyal platformda sınıfta kaldı.”

Sosyal medya uzmanı, özellikle Korsanlar Partisi’nin Almanya’daki başarısının ardından ülkedeki siyasi partilerin sosyal medyaya olan ilgisinin arttığını, hatta federal seçimlerin habercisi olarak zikredilen Aşağı Saksonya seçimlerinde Sosyal Demokrat Parti’nin başarısının parti içindeki bazı çevrelerce, partililerin sosyal medyada iyi örgütlenmesi neticesinde elde edildiği yönünde yorumlandığını hatırlattı. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri