“İyi olacağız, diri olacağız, bir olacağız, hepimiz kardeş olacağız..” diye kalabalıkları titretirken en çok bölen, en çok ufalayan, kardeşlik hukukunu en çok zedeleyen olmak nasıl bir duygu ve psikolojinin ürünüdür acaba ?
***
Hariciler tarihte ilk kez, IV. İslam Halifesi Hz. Ali ve Muaviye taraftarları arasında çıkan Sıffın Savaşı’nda ortaya çıkmışlardır…
Daha sonra Hz. Ali’yi, Küfe’ de şehit edecek kadar ileri gitmişlerdir…
Yüzyıllar boyu bu ekol, İslam coğrafyasında fitnenin merkezi gibi kaynamış durmuş, zaman-zaman farklı kollara bölünerek İslam topraklarını bitmek tükenmek bilmeyen bir ifsada ve cehenneme çevirmiştir…
***
Onca koluna rağmen temelde ana fikir tekdir…
Kendi fikirlerinde olmayan diğer Müslümanların, küfür, şirk, ihanet ve bidat ile itham ederler…
Hatta işi daha da ilerilere götürüp tekfir edip dinden çıktığınızı iddia ederek kendilerince İslam’dan, toplum içinden aforoz(!) ederler…
***
Kendilerinden olmayan, herkes hain, küfür ehli hatta kâfirdir…
Onlardan değilseniz Allâme-i Cihan olsanız, hiçbir kıymeti harbiyeniz yoktur… Haricilerin ibadeti bölmeye dayalı bizzat cehalettir... Bölerek, kutuplaştırarak taraftar toplarlar…
***
İslam Âlimleri tarafından ortaya konmuş diğer bir özellikleri ise, katı kalplilikleridir… Müslüman’a şiddetli ve öfkeli, kâfire ise yumuşak davranırlar…
Dini gereği abdesti veya orucu nelerin bozduğunu merak eden Hacıemmim ;
Müslümanlığı ve adamlığı nelerin bozduğunu bu reel politik(!) arenada dert etmediğin sürece…
Bu harici ekol, siyasallaşıp, bir sistem halinde, toplumu yavaş-yavaş zehirleyerek, kişisel ihtirasları uğruna hepimizi birbirimize düşman ederek bölmeye devam edeceklerdir…Bölen bile böldüğünden haberi olmadan ; “Çoğalıyoruz..” sanacaktır…
***
Bir bak bakalım ;
Ağızlardan dökülen, hamaset kokan sevgi ve hoşgörü nağmeleri, fiillerine yansıyor mu?
Daha şimdiden yarımız, diğer yarımıza düşman oldu bile?
Aforoz(!) ederek, damgalayarak, iftiralarla, düşmanlıkları körükleyerek, itibarsızlaştırarak, ülkedeki beşeri sermaye hovardaca harcanırken, aslında helali de farkında olmadan kendilerine mundar ediyorlar…
Elbette içimizdekiler, mezhep olarak Harici değiller…
Ama maalesef metotları ve samimi Müslüman’a amansızca vuruşları, Harici öğretisinin ta kendisi gibi duruyor...
***
Bize düşen;
Allah’ın rahmeti yağmur gibi, hiç kimseyi ayırmadan tüm insanlığı Cenab-ı Hakkın rızasını umut ederek kuşatmak mı olmalı?
Yoksa damlama sulama gibi, sadece işimize(!) yarayana hayat hakkı tanımak mı olmalı?
***
“Allâme-i Cihan olsan ne yazar,
Mezarını bil ki yine, namuslu Müslüman fakirler kazar..
Sonradan mal, mülk, makam görenler, kıymet bilmez azar..”