Kenzü'I-Ummal'da Hz. Ali (r.a.)'dan bir kıssa rivayet edilir...
***
Hazreti Ali (r.a.) buyurdular ki;
***
Ölen iki zengin ve iki fakire Cenab-ı Hakk (c.c.), "Dünyada ne bıraktın, ahrete ne gönderdin?" diye soracaktır...
***
Cenab-ı Hakk (c.c.) zenginlerden birine; "Kendin için ahrete ne gönderdin? Geride kalan çocuklarına ne bıraktın? "buyurur...
***
Zengin şöyle der;
“Ya Rabbi, benim evlatlarımı müsavi yarattın...
Bütün hayvanların rızkına kefil olduğunu daha haber verdin.
Ve şöyle buyurdun; 'Kim Allah'a karz-ı hasen (borç) verirse, Allah onu büyüterek ona verir.' Bende bunun üzerine malımı ahret için harcadım...
Evlatlarımın rızkına kefil olduğunu biliyorum.”
***
Cenab-ı Hakk şöyle buyurur;
"Sen, benim yanımda senin için hazırlananı bir bilsen; çok güler, az ağlardın."
***
İkinci zengine de aynı suali sorar...
***
Zengin şöyle cevap verir:
Ya Rabbi, benim bir çok çocuklarım vardı. Onların benden sonra fakir düşeceklerinden korktum, mallarımı onlara bıraktım."
***
Cenab-ı Hakk;
"Seni ve onları müsavi yaratmadım mı?
Bütün mahlukatın rızkını ben üzerime almadım mı?" diye buyurur...
***
Cevaben zengin; "Öyle amma, ben onların fakir olmasından korktum.”
***
Cenab-ı Hakk;
"Onlar için korktuğun onların başına geldi.
Haydi git, eğer sen benim yanımda senin için ne hazırlandığını bir bilsen; az güler çok ağlardın."
***
Şehirde içinde yaşadığımız dönemin en büyük problemi bu bence…
Kapitalizmin Konyalı zenginlere, bulaştırdığı eski hastalıkların yeni semptomları var şimdilerde...
***
Yeni konut sistemi…
İnşaat firmalarının Gonya tabiriyle; “öve öve öküz ettiği” bu sistem maalesef şehirdeki zengin-fakir buluşmalarının önüne geçti...
“Komşusu aç yatarken, tok yatan bizden değildir…”
Hadis-i Şerif’ine isabet etmemek(!) için zenginlerimiz, kapılarında nöbetçilerin beklediği lüks sitelerde soluklarını aldılar... Komşu hakkından da sıyrılmış(!) oldular…
***
Fabrikalarının girişlerinde kurulan nizamiyelerde kale duvarları gibi...
Gün içerisinde zenginin, fakirle ile karşılaşması bu sistemde neredeyse imkansız…
Bu yeni sistemde vicdanlar vites gibi boşta… Çalışıyor ama bir yere götürmüyor…
***
Zenginimizi malıyla cehenneme değil, “cennete” götürecek, Gonya tabiri ile sürekli onları “imbizleyip, infak için, sadaka ve zekatlar için dürtecek” sivil toplum kuruluşları eliyle kurumsal vicdanlara ihtiyaç var şimdi…
***
Fakiri dağ gibi büyüyen bir ülkede, zengin olarak cenneti kazanmak neredeyse “bedavadan” daha ucuz şimdi…
***
Marangoz Sülüman, ayakkabı tamirci Memet, asgari ücretli Kemal değil, onlar için senden “ALLAH” borç istiyor…
Hadi bakalım ALLAH’a kim borç verecek…?
***
Rabbim, o dehşetli günde unuttuğu kullarından eylemesin inşallah...
***
Âmin diyin Müslümanlar...