RÖPORTAJ: EMRE ÖZGÜL
'ALMANLARI SUSTURAN TÜRK'
Almanya'da seçimler yaklaşırken artan Türkiye düşmanlığına Alman devlet televizyonu ARD'de yayınlanan bir tartışma programına katılarak cevap veren Yazar Tuğrul Selmanoğlu, "Almanları susturan Türk" olarak tanınıyor. Merhaba Gazetesi'ne konuşan Selmanoğlu, Avrupa'nın iki yüzlülüğünü suratlarına nasıl vurduğunu dile getirdi. Selmanoğlu, Avrupa'daki ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının zirve yaptığını söyledi.
'ALMAN HÜKÜMETİ BASKI YAPTI'
Alman medyasının Türkiye'ye ve Türklere yönelik iki yüzlü bir tutum izlediğini kaydeden Selmanoğlu, "Programa çağırarak beni harcamak, ülkemi ise küçük düşürmek istediler. Dua alarak programa çıktım ve 5 Almanı susturdum. Programdan sonra Alman hükümeti tarafından ciddi baskı altına da alındım. Bu baskı beni korkutamaz. Çünkü Allah'ın davasını savunuyorum" dedi.
AVRUPA'DA IRKÇILIK BİR TREND
**Avrupa'da Türklere olan bakış nasıl ve ırkçılık yapılıyor mu?
-Yurtdışında 11 Eylül saldırılarından sonra büyük bir İslam karşıtlığı oldu. Bayraktarlığını Hollanda'da bir meczup yapıyor. Meczup diyorum, çünkü çok tutarsız tutum ve söylemleri var. Aşırı ırkçılığa kaçıyor. Zaman zaman birbirine tamamen tezat olan şeyler söylüyor. Gerçi Avrupa'daki genel kitlede bu şahsa meczup gözü ile bakıyor. Ayrıca Avrupa siyasetinde de çok fazla yer edinemiyor. Her şeye rağmen Avrupa'da ırkçılık bir trend. Almanya'da AFD Partisi var. Almanya için bir alternatif parti. Geçenlerde bunların bir eyalet başkanının 'Biz iktidara geldiğimiz zaman İstanbul'da da minareleri susturacağız' tarzında bir demeci olmuştu. Bunlar tabi şimdilik bir azınlığın hezeyanı olarak gözükse de, neticede Hitler'de ufak ufak başlayıp iktidarı ele geçirdiğinde planlarını işleme koydu. Avrupa'daki Türk vatandaşlarımız mağdur. Özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere'nin Türkiye karşı siyasetlerinin altında orada yaşayan vatandaşlarımız da eziliyor.
MÜSLÜMAN TÜRK VARLIĞINA SON VERMEK İSTİYORLAR
**Ülkemizde yaşanan olayların perde arkasında kimler ne için var?
-Bundan bin yıl önce Kudüs'e gelip taş üstünde taş bırakmayıp ve Müslümanları öldüren Haçlılar'a bugün batılı diyoruz. Bize o gün de Türk diyorlardı, bugün de Türk diyorlar. Haçlı zihniyeti o gün de Türklerle mücadele etmek için yola çıkmıştı. Çünkü Papa Urban konseyi toplayıp, Avrupa'nın tamamındaki Hristiyan din adamlarına 'Kudüs'e gidiyoruz' demedi. 'Anadolu’da Türkler yayılıyor. Akdeniz'e kadar dayandılar. Türkleri durdurmasak, onlar yarın Avrupa'ya kadar ilerleyecekler' dedi. Gitmişken Kudüs'ü de alırız niyeti ile geliyorlar. Öncelikli niyetleri Anadolu Türk devletlerini bitirmekti. Bugün batılılar Siyonist işbirlikçileri ile birlikte Müslüman Türk varlığına son vermek istiyorlar. Bunu da değişik eylemlerle gösterdiler. Gezi Parkı olayları, 15 Temmuz hain darse girişimi gibi olayların ardında kesinlikle Siyonizm vardır. Taşeronları FETÖ olsa da, ardında batı vardır. Muhtelif ekonomik krizlerin, gizli ambargoların ardında da Siyonizm var. Biz millet olarak birbirimize kenetlenmeliyiz.
**Siyonizm ve FETÖ'nün işbirliğini nasıl yorumlarsınız?
-Avrupa, Türkiye'de yaşanan olayların ardında bal gibi FETÖ'nün olduğunu biliyor. Çünkü FETÖ onların işbirlikçisi. Batı, kendi ortaklarının suçunu ört bas etmenin derdinde. ABD, batı ve Siyonizm FETÖ'yü koruyor. Pensilvanya'daki hain de onların himayesinde. Türkiye'den Avrupa'ya kaçan FETÖ'cülerin orada krallar gibi yaşadığını hepimiz biliyoruz. Bu gerçeklerin gölgesinde tüm bu yaşananları anlamamak için hiçbir neden yok. Bunu yeni doğmuş bir şempanze bile görür.
SOSYAL MEDYADAN DUA İSTEDİM
**Almanları susturan Türk olarak tanınıyorsunuz. Almanya'da bir canlı yayın programına çıktınız, o programda neler hissettiniz?
-Orada ben 5 kişiye karşı tek başımaydım. Davamı savunma konusunda yalnız kalmıştım. Aslında doğruyu söylemek de gerekirse, programdan ciddi şekilde çekindim. Neticede karşımda bakan, milletvekili ve yıllardır mesleğini icra eden gazeteciler vardı. Programa davet edildiğimde katılmak istemedim. Takipçilerim ısrar edince gittim. Karşımda sıkı Türkiye karşıtı 2 bakan ve doktorasını Türkiye üzerine yapmış profesörler de vardı. Seçimlerden hemen önce bu programa çağrılmam tesadüf değil. Biz haklıyız, haklı olduğumuz için de güçlüyüz. Vatanımız ve medeniyetimiz bugüne kadar hiçbir medeniyeti boyunduruğu altına almak istememiştir. Hiçbir dinin mensubuna dinini yaşamama hakkı tanımamazlık etmemiştir. Biz, gerçekten büyük bir medeniyetin çocuklarıyız. Vatanımızın 10 bin kilometre ötesinde petrol arama gibi niyetimiz yok. İnsanların ayaklarının altından vatanlarını çekme gibi bir amacımız da yok. Kısacası Türkiye, sömürü zihniyetine sahip bir ülke değildir. Bugün ABD'nin Ortadoğu'da yaptığını yapmıyoruz. Batı’nın Afrika'da yürüttüğü sömürü faaliyetlerini de hiçbir zaman düşünmedik. Bizim tek isteğimiz, vatanımızı onların bizim başımıza musallat ettiği terör belasından kurtarmak. Asker ve polisimizin ne kadar merhametli davrandığı da zaten tüm dünya biliyor. Bu gerçekleri o programda anlatmak gerekiyordu. Ayrıca ben duanın gücüne çok inanan bir insanım. Sosyal medya hesaplarımdan takipçilerime programa yakın bir zamanda çağrıda bulundum. Dua istedim. Allah şahittir. O gün bana dua edenlerin hepsinin duasını gerçekten yanımda hissettim. Normal şartlarda söyleyemeyeceğim sözleri ve kuramayacağım cümleleri o programda kurdum. Programı daha sonrasında izledim ve hayretler içinde kaldım. Aklıma bunlar nereden geldi dediğim birçok şey oldu. Allah, yardımcımız oldu. Neticesinde Allah'ın davasını savunuyoruz.
ALMAN DEVLETİNİN BASKISINA UĞRADIM
**Programın ardından, Avrupa'da baskı ve yıldırmalarla karşı karşıya kaldınız mı?
-İnanılmaz bir devlet baskısı altına alındım. Alman devleti, çok uyanık davranıyor. Görünürde bir fikir özgürlüğü varmış imajı çiziyor. Ama gerçek öyle değil. Resmi şekilde Alman hükümeti dava açma yolunu tercih etmez. Bütün kurumlarını kendisine tehlikeli olarak gördüğü kişilere karşı harekete geçirir. Küçük bir işte bile önünüze taşlar koyar. Saçma sapan kurumlar, size dava açar. İş bulamazsınız. Kimse sizi işe almaz. Aç kalırsınız ve maddi kaybınız olur. Bu tarz yaptırımlarda bulunuyorlar. Oralardaki terör örgütlerinin hepsi serbest bir şekilde rahatça dolaşıyor. Alman devletinin himayesinde gösterilerini bile yapıyorlar. Sizi gelip tehdit ettiklerinde, başvuruda bulunacağınız bir yer yok. Bizim bir vatanımız var, onu kaybedersek herşeyimizi kaybederiz. Vatanımıza sahip çıkacağız. Kalemini satanların göstermiş olduğu cesareti, vatanımızı savunurken göstermek zorundayız. Bayrağımız, rüzgarını bizim cesaretimizden alır. En yakın zamanda ülkeme dönüp, ülkemde yaşayacağım. Fakat batı ile bağımı da koparmayacağım. Çünkü yurtdışında çok sayıda Müslüman var ve aydınlatılmayı bekliyorlar.
KONYA TÜRKİYE'NİN KALESİDİR
**Konya'ya geldiniz, son olarak Konya ile ilgili neler söylemek istersiniz?
-Konya, medeniyetimizin bir mihenk taşıdır. İslam coğrafyasının ilim başkentlerinden biridir, Konya. Maneviyatı farklıdır. Şehre ilk gelindiği anda bu manevi haz hissediliyor. Boşuna gez dünyayı gör Konya'yı dememişler. İnsanı da çok güzel. Türkiye, İslamın kalesidir. Konya'da Türkiye'nin kalesi. Böyle belli başlı şehirlerimiz var ülkemizde. Bu şehirler olmasaydı, Müslümanların işi daha da zor olacaktı. İslamın uzun zaman bayraktarlığını yapan Konya şehrinin insanının, Rabbim huzurunu bozmaya çalışanlara fırsat vermesin.
TUĞRUL SELMANOĞLU KİMDİR?
Avcı Fikret Selmanoğlu’nun torunu, Hasan Selmanoğlu’nun da oğlu olan Tuğrul Selmanoğlu Almanya’da doğdu ve orada büyüdü. Aslen Elazığlı olan Selmanoğlu'nun baba tarafı Harput, anne tarafı ise Harput’a bağlı Şüşnaz Köyü'ne dayanmaktadır. Tuğrul Selmanoğlu yazarlık ve siyaset dışında aynı zamanda özel bir klinikte idareci olarak çalışmaktadır. Selmanoğlu, yaşamını Almanya'da sürdürmektedir.