Vilayetteki toplantıda şirketleşme ile ilgili projeyi ortaya atmış, şehrin ileri gelenlerinin işin içine nasıl çekileceğini anlatmıştı bir bir…
Bazılarının “yok daha neler” anlamında dudak bükmelerine karşın, yüzde milyon samimi olduğuna inanmıştım…
Konyasporla ilgili düşünceleri beni sarıp sarmalamış, açıkçası da kanım kaynamıştı kendisine…
İl Genel Meclis Başkanı Ali Selvi’den bahsediyorum…
Konyasporla ilgili düşünceleri samimi ve iyiniyetli…
Umarım kendisine destek verilir ve bu düşünceleri hayata geçirilir…
Evet…
Arkasında durulmalı bu projenin…
Yol verilmeli bu düşünceye…
Konya’nın kafası basarsa bu reçeteye, Konyaspor için konuşulan konular çok daha farklı olacaktır kuşkusuz…
Radikal bir düşünceye omuz vermek, Konyaspor’a bir şeyler değil, çok şeyler kazandıracaktır…
Keramet bu…
Ali Selvi’nin spor toplumunun önünde düşünmesi ve yürümesi buna neden; öyle gökten zembille inmedi eldeki nimet…
Ekonomik olarak bir kurtuluş mesihine ihtiyacı var Konyaspor’un…
Dahası Ali Selvi gibi “dudak bükülen” adamlara…
Bilenlerle olmadı, olmuyor işte…
En azından…
Trenin son vagonunu da kaçırmak istemiyorsak, sahip çıkalım bu projeye ve bu projeyi ortaya atan adama.
***
ARKA BAHÇE
Alex Bellon’un “futebol” kitabında “Allah en iyi oyuncuları Brezilya’ya gönderdi, sonra da dengeyi sağlamak için en kötü yöneticileri” diye bir sözü var…
Herkesin kabul ettiği gibi... Brezilyalı oyuncuların dünyanın en yetenekli oyuncuları olduğuna, ancak buna karşın, kötü yönetimler nedeniyle Brezilya liginin dünyanın en saygın 8 ligi arasında yer alamamasına dikkat çekmiş Bellon.
Brezilya liginin dünya’da anılmamasının en büyük sebebi spor politikasının olmayışına değinmiş… Çevirin gözlerinizi şehrimize…
Yani Konyaspor’a…
Milyon nüfusun yaşadığı bir şehrin takımı, bugün hem ekonomik hem de sportif anlamda yerlerde sürünüyorsa, bunun başlıca sebebi kötü yöneticiler ve onların altyapılara olmayan bakış açıları değil midir?
O halde düşmanı uzaklarda aramaya gerek yok!
Kendi ayağına kurşun sıkmıştır Konya… En büyük kötülüğü kendisinden görmüştür yani…
Başkasından değil…
Niye mi? Bir spor politikası üretemediği altyapısını, kulübün arka bahçesi olarak görmekten vazgeçmediği için… Ve her gelen yönetimin kendi adamına para kazandırma sevdasından… Fiziki şartları günün gerisinde kalmıştır Konyaspor altyapısının. Ekonomik ve diğer şartları da…
Hazır futbolcu ile oynama alışkınlıkları olan 4 büyükler ve aklı başındaki diğer Anadolu takımları bile gözleri gibi bakıyorlar altyapılarına…
Astronomik transfer ücretlerinin hem canlarını hem de ceplerini yaktığının farkına geçte olsa vardılar…
Konyaspor’u yönetenler mi?
Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Bütün bunları niye yazdım…
Sayın Valimiz Aydın Nezih Doğan’ın “Uzun vadede başarı için altyapının önemi büyüktür. Konya’nın da böyle bir potansiyeli varken, Konya’dan mutlaka her dönem 2-3 üst düzey oyuncu çıkmalıdır” sözlerini önemsediğim için…
Ama, sayın Valimizin altyapı ile ilgili bilmediği bir şey var…
Konyaspor’da hasbelkader yönetici olanlar, kollarını öncelikle amcaoğluna “iş” dayıoğluna “aş” bularak sıvarlar. Ne acıdır ki, Konya’da bu hep böyle olmuştur… Konyaspor altyapısı bir iş kapısı gibi görülmüştür, dünden bugüne.
Konyasporla ilgili düşünceleri beni sarıp sarmalamış, açıkçası da kanım kaynamıştı kendisine…
İl Genel Meclis Başkanı Ali Selvi’den bahsediyorum…
Konyasporla ilgili düşünceleri samimi ve iyiniyetli…
Umarım kendisine destek verilir ve bu düşünceleri hayata geçirilir…
Evet…
Arkasında durulmalı bu projenin…
Yol verilmeli bu düşünceye…
Konya’nın kafası basarsa bu reçeteye, Konyaspor için konuşulan konular çok daha farklı olacaktır kuşkusuz…
Radikal bir düşünceye omuz vermek, Konyaspor’a bir şeyler değil, çok şeyler kazandıracaktır…
Keramet bu…
Ali Selvi’nin spor toplumunun önünde düşünmesi ve yürümesi buna neden; öyle gökten zembille inmedi eldeki nimet…
Ekonomik olarak bir kurtuluş mesihine ihtiyacı var Konyaspor’un…
Dahası Ali Selvi gibi “dudak bükülen” adamlara…
Bilenlerle olmadı, olmuyor işte…
En azından…
Trenin son vagonunu da kaçırmak istemiyorsak, sahip çıkalım bu projeye ve bu projeyi ortaya atan adama.
***
ARKA BAHÇE
Alex Bellon’un “futebol” kitabında “Allah en iyi oyuncuları Brezilya’ya gönderdi, sonra da dengeyi sağlamak için en kötü yöneticileri” diye bir sözü var…
Herkesin kabul ettiği gibi... Brezilyalı oyuncuların dünyanın en yetenekli oyuncuları olduğuna, ancak buna karşın, kötü yönetimler nedeniyle Brezilya liginin dünyanın en saygın 8 ligi arasında yer alamamasına dikkat çekmiş Bellon.
Brezilya liginin dünya’da anılmamasının en büyük sebebi spor politikasının olmayışına değinmiş… Çevirin gözlerinizi şehrimize…
Yani Konyaspor’a…
Milyon nüfusun yaşadığı bir şehrin takımı, bugün hem ekonomik hem de sportif anlamda yerlerde sürünüyorsa, bunun başlıca sebebi kötü yöneticiler ve onların altyapılara olmayan bakış açıları değil midir?
O halde düşmanı uzaklarda aramaya gerek yok!
Kendi ayağına kurşun sıkmıştır Konya… En büyük kötülüğü kendisinden görmüştür yani…
Başkasından değil…
Niye mi? Bir spor politikası üretemediği altyapısını, kulübün arka bahçesi olarak görmekten vazgeçmediği için… Ve her gelen yönetimin kendi adamına para kazandırma sevdasından… Fiziki şartları günün gerisinde kalmıştır Konyaspor altyapısının. Ekonomik ve diğer şartları da…
Hazır futbolcu ile oynama alışkınlıkları olan 4 büyükler ve aklı başındaki diğer Anadolu takımları bile gözleri gibi bakıyorlar altyapılarına…
Astronomik transfer ücretlerinin hem canlarını hem de ceplerini yaktığının farkına geçte olsa vardılar…
Konyaspor’u yönetenler mi?
Ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Bütün bunları niye yazdım…
Sayın Valimiz Aydın Nezih Doğan’ın “Uzun vadede başarı için altyapının önemi büyüktür. Konya’nın da böyle bir potansiyeli varken, Konya’dan mutlaka her dönem 2-3 üst düzey oyuncu çıkmalıdır” sözlerini önemsediğim için…
Ama, sayın Valimizin altyapı ile ilgili bilmediği bir şey var…
Konyaspor’da hasbelkader yönetici olanlar, kollarını öncelikle amcaoğluna “iş” dayıoğluna “aş” bularak sıvarlar. Ne acıdır ki, Konya’da bu hep böyle olmuştur… Konyaspor altyapısı bir iş kapısı gibi görülmüştür, dünden bugüne.