BBP Konya İl Başkan Yardımcısı Ali Osman Soydoğan
Haklı Kim?
Nasrettin Hoca bir gün almış sazı eline Tutmuş perdenin birinden başlamış çalmaya. Görenler Demişler ki, hocam nasıl saz çalma böyle, nasıl olacak oğlum demiş, hocam saz çalarken herkes elini sağa sola hareket ettiriyor Ama sen hep aynı yerden çalıyorsun demiş. Hoca da buna karşılık oğlum ben onların aradığı yeri buldum ordan çalıyorum onlar arasın dursun demiş.
Hayatınız boyunca ekonomik, sosyal, psikolojik karşımıza çıkan problemler kavgalar herkesin o konuyla ilgili kendisini haklı gördüğüne inandığından dolayı çıkmaktadır, o zaman yapmamız gereken şey o konuyla ilgili kimin haklı olduğuna karar verebilmemiz için önce hakkın ne olduğunu bilmemiz gerekir.
Satın aldığımız herhangi bir ürünün mesela cep telefonu diyelim verimli kullanılması ve herhangi bir problem ve arıza sonucunda garanti dışı kalmaması için, satıcının Özellikle dikkatlice okumamızı tavsiye ettiği buna uygun hareket edilemediği müddetçe cihazın garanti dışı kalacağını söylediği kullanma kılavuzunu dikkatlice okuyoruz. Ama dünyada ve ahirette huzurlu bir yaşam için Allah'ın bize göndermiş olduğu kullanma kılavuzunu okumuyor ve ona göre hareket etmiyoruz. Bu durumda garanti dışı kalıyoruz. Bu durumda herkes kendi yaşantısını, yaptığını doğru kabul ediyor, hırsız çaldığı ile, ayyaş içtiği ile övünür hale geliyor.
Allah'ın birliği ve yüce peygamberimiz (S.A.S)’in risaleti dışında hiçbir mutlak hakikat tanımıyoruz diyen Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu bizim ölçülerimizi ortaya koymuştur, hak ve adalet anlayışımız Allah ve Resul'ünün razı olacağı bir şekilde olayları değerlendirmektir. Bu ölçüyü ortaya koyduktan sonra karşımıza çıkan bütün olayları bu ölçüye göre değerlendirdiğimiz zaman Kimin haklı olduğu ortaya çıkar. Mesela arabasını kaldırıma, bisiklet yoluna park edip insanları yolun ortasına mecbur edip hayatını arabasından daha değerli gören kişiden kim razıdır. Böyle basit bir konudan ülkeler arası meselelere bile baktığımızda doğrunun ölçüsü bellidir. Bizim uğruna canımızı vermeye hazır olduğumuz vatan topraklarımız muharref kitaplarında vaadedilmiş toprakları bizim vatan sınırlarımız içerisinde olan ve bu kişilern emellerini gerçekleştirmek için PKK/YPG gibi kiralık terör örgütlerini kullanarak çoluk çocuk demeden insanlarımızı katleden, askerimizi, polisimiz şehit eden vebu örgütlerin şehir versiyonu HDP’nin Eş Genel Başkanı ‘Apo'nun heykelini dikeceğiz’ diyen Selahattin Demirtaş için güya, değerli siyaset ve bilim adamı Necmettin Erbakan'ın izinden gittiğini söyleyen Karamollaoğlu’nun bu şahıs hakkında ‘haksız yere cezaevinde yatıyor çıksa bir geçmiş olsuna gitsek’ demesindende kimin razı olduğuna da bakmak lazım.
Ayrıca malum zihniyetlerin bebek katilleri ile birlikte gizli ittifaklar yapıp Hükümete ve Türkiye'nin istikrarına olan düşmanlıklarını devlete zarar verecek hale gelmesini de bu konuda incelemek lazım.Bunlar Türkiye'de istikrar ve üretimin düşmanı olup sadece Türkiye'nin tüketici ve pazar konumunda kalmasını sağlayacak güçlere hizmet eden kişilerdir. İthalatına en çok para ödediğimiz otomobil ve cep telefonu konusunda 1950'li yıllarda üretilen Devrim otomobili ve 90'lı yıllarda üretilen Aselsan 1919 cep telefonunun seri üretimine engel olan ki, Yapıldıkları dönemde ki diğer araç ve telefonlarla kıyaslandığı zaman aradaki farkı göreceksiniz, aynı zihniyettir. Benim elimdeki silahtan ancak düşmanım rahatsız olur.
Afrika'nın ve uzakdoğu'nun bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarına çöreklenen Avrupa'nın sömürdüğü ülkelerden biriktirdiğin sermaye ile sanayi ve teknolojiye ağırlık vererek ekonomik yönden güçlenmesi bana medeniyet dersi verecekleri anlamına gelmez .Bunlar mafyanın şımarık çocuklarıdır. Medeni olsalardı, 20. yüzyılda Bosna'da binlerce Müslüman katledilirken üç maymunu oynamazlardı. Kapılarına kadar gelen düzensiz göçmenlerin botlarını batırıp bebeklerin boğulmalarına insanların ölmelerini sebep olmazlardı çünkü onlar birbirlerinin dostudurlar.
Bir de bunların yapmış olduklarını topluma haklı göstermek için yapmış oldukları algı operasyonları vardır. Mesela Amerika Hiroşima'ya atom bombasını atar binlerce insanın ölümüne ve sakat kalmasına sebep olur. Bunu meşru göstermek için Pentagon hollywooda bir talimat verir bu konu ile ilgili bir film çekilir adı pearlh harbour. Kısaca seyredenler bilir 2.Dünya Savaşı' Sırasında burada huzur ve mutluluk içinde yaşayan insanlar vardır. Japon uçakları burayı bombalar Dolayısıyla Japonya'ya dur deme vakti gelmiştir. Japonya’ya iki tane atom bombası atılır binlerce insan ölür ,o kadar ki filmi izlerken siz bile Amerika'yı savunursunuz.
Velhasıl yine muhsin başkanımın dediği gibi iki saniye sonrasını garantimiz olmayan bir hayat için fırıldak olmaya gerek yok. İşine geldiği zaman kitaba uy. işine gelmediği zaman Kitabına uydur karaktersizlerin işidir. Ölçümüz bellidir. Karşımıza çıkan olayları Kur'an ve sünnet ışığı altında değerlendirdiğimiz zaman kimin haklı olduğu ortaya çıkar. Annesini ziyarete gitmek isteyen kadına izin vermek istemeyen kocasına, Allah bu işten razı mı diye soran karısına, kocası ‘Sen haklısın Allah bu işten razı olmaz’ diyebildiysek mesele bitmiştir.
‘Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz.’ (Hz. Ali)
Selam ve dua ile...