Alâeddin’e yalıtım ve drenaj gerekiyor

Alâeddin Camiinde yapı malzemesi olarak kullanılan taşlarda çevre etkileri, su ve nemle ilgili bozulmaların tespit edildiğini vurgulayan uzmanlar, gerekli yalıtım ve drenaj sistemlerinin yapılması gerektiğini söyledi.
Aynı adı taşıdığı tepe üzerinde 12. yüzyıldan kalan ilk Selçuklu eseri Alâeddin Camii, Anadolu’nun Selçuklular devrinden kalma en önemli eserleri arasında gösteriliyor. Tarihsel süreç içerisinde bir çok defa tamirden geçerek günümüze gelen Alaeddin Camii’nde yapı malzemesi olarak kullanılan taşlarda çevre etkileri, su ve nemle ilgili bozulmalar dikkat çekiyor. Yapının bozulmalarına neden olan faktörler dikkate alınarak gerekli yalıtım ve direnaj sistemleri yapılarak tarihi eserin geleceğe güvenle aktarılması gerekiyor.
ALÂEDDİN CAMİİ’NDE YAPILAN TAMİR ÇALIŞMALARI
Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazım Koçu, Alâeddin Camii’nin ilk olarak Sultan 3. Murad zamanında tamir ettirildiğini aktardı. 1593 yılında sarayın tamiri için görevlendirmeler yapıldığını aktaran Nazım Koçu, tamiratla ilgili ilk kaydın 1644 tarihli olup cami minaresinin ve bazı yerlerinin tamir ettirildiğini söyledi. Nazım Koçu, 1663 yılında ise mihrabın üzerinde çürüyen 5 yerin açılıp örtülmesi, kuzey kapı üzerinde çürüyen iki köşenin tamiri, pencere ve kapıların tamiri için para talebinde bulunulmuş ve 1672 tarihinde tamir ettirildiğini ifade etti.
CAMİNİN ZEMİNİN GÜÇLENDİRMEK İÇİN 221 ENJEKSİYON KUYUSU AÇILDI
1685 yılında da caminin kuzey yönünde olan duvarı ve doğu tarafındaki kemerlerin eğilip çökmeye başladığı, ahşap malzemelerin çürüdüğü ve yenilenmesi gerektiği belirtilerek zaman zaman onarımlar yapıldığını dile getiren Nazım Koçu, şöyle devam etti: “Alaeddin Camii, Birinci Dünya, İstiklal ve İkinci Dünya savaşları sırasında ordunun emrinde bulunmuştur. 1958 yılında kuzey duvarlarında derin çatlaklar ortaya çıkmış, 1959 yılında bu duvarların batı kısmı tamamen yıktırılarak Vakıflar İdaresince restorasyonuna başlanmıştır. Bu tamirden sonra hizmete açılan cami, son yıllarda çatlakların ortaya çıkmasıyla yeniden onarım çalışmalarına başlanmıştır. Alaeddin Camii’nde 1967-1972 yılları arasında temelleri de içine alan önemli güçlendirme ve takviye işlemi yapılmış fakat sorunlar çözülememiştir. 1980 yılında cami taşıyıcı elemanları askıya alınmıştır. Cami zeminini güçlendirmek için kazık çalışmaları yapılmış, 221 adet enjeksiyon kuyusu açılarak çimento enjeksiyonu yapılmıştır.
Yapının temelinde güçlendirmeler yapılmış, güney duvarları yıkılarak betonarme kirişler ile takviyeler yapılarak duvarlar yeniden örülmüştür. Cami 1995 yılında yeniden hizmete açılmıştır.”
KULLANILAN YAPI MALZEMELERİ VE SORUNLARI
Caminin yapımında kullanılan yapı malzemeleri ve sorunlarına da değinen Yrd. Doç. Dr. Nazım Koçu, Konya ve çevresinde çok bulunan kalker taşının yapıların ana malzemesi olduğunu belirtti. Duvarlarda kullanılan taşların ince yonu tekniği ile işlendiğini, taş bloklar arasında derz aralarının sıfıra yakın olduğunu aktaran Nazım Koçu, “Günümüze kadar zor şartlar altında ayakta kalabilmiş cami, çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Birçok onarımların yapıldığı cami taş duvarlar yüzeylerinde yağış suları, nemlenme ve donma çözülme sonucu bozulmalar oluşmuştur. Taş duvar yüzeylerinde aşınmalar, kabarmalar, kabuklanmalar ve dökülmeler tespit edilmiştir. Taş yüzeyinde kapilarite yoluyla gelen su ve beraberinde getirdiği kimyasallar cephede tuzlanmalara neden olmuştur. Bu da taş malzemelerin bozulmasını hızlandırmıştır. Hava kirliliği nedeniyle atmosferde oluşan sis, kurum, yağış suları ile kimyasal tepkimeye girerek taş malzemelerin bozulmalarına neden olmaktadır” değerlendirmesini yaptı.
RESTORASYONDA KULLANILAN MALZEMEYE DİKKAT EDİLMELİ
Alâeddin Camii’nde yapı malzemesi olarak kullanılan taşlarda çevre etkileri, su ve nemle ilgili bozulmaların tespit edildiğine dikkat çeken Nazım Koçu, yapının bozulmalarına neden olan faktörlerin dikkate alınarak gerekli yalıtım ve drenaj sistemleri yapılarak tarihi eserin geleceğe güvenle aktarılmasının sağlanması gerektiğini söyledi.
Restorasyon için kullanılan malzemelerin tarihi eserde kullanılan malzemelerin özelliklerine yakın değerlere sahip olması gerektiğini vurgulayan Nazım Koçu, “Malzemelerin fiziksel, kimyasal ve mikro yapılarının mutlaka araştırılması gerekmektedir. Alâeddin Camii restorasyonunda kullanılan malzemeler Selçuklu döneminde kullanılan malzemelerin özelliklerinden uzaktır. Özellikle portland çimentosu taş malzemelerin yüzeyine sürülmemelidir. Tarihi eserlerimizin korunması, özelliklerinin araştırılması ve restorasyonunda kullanılacak malzemelerin belirlenmesi konusunda bilimsel araştırmalara devam edilmelidir. Yapıların bozulmasına ve hasara neden olan sorunlar için gerekli önlemler alınmalıdır” dedi. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri