''Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevketmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. '' (Maide/8)
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra gelelim asıl gündeme.
Kendi kendimize sormadan edemiyoruz 15 Temmuz Darbesi neden yapıldı?
Darbe ülkenin barışına ve huzuruna karşı yapılmıştır
Türk Milletine karşı yapılmıştır
Temel hak ve özgürlüklere karşı yapılmıştır
Ekonomiye karşı yapılmıştır
Sosyal yapıya karşı yapılmıştır
Peki darbeyi kim yapmıştır?
''15 Temmuz darbe girişiminin arkasında kim var?'' diye yapılan bir ankete halk % 64 oranla FETÖ olduğu yönünde cevap vermişken % 25 Amerika olduğu şeklinde cevaplar gelmiş. Bizim kanaatimiz ise15 Temmuz darbe girişimininn arkasında ABD, İsrail ve uzantıları bulunmaktadır.
Bu defa da akla o zaman darbe neden başarısız oldu? Gibi bir soru geliyor.
Darbe başarılı olmadı mı, olması istenmedi mi? Her kafadan bir ses çıkıyor. Çok çeşitli iddialar var ve sis perdesi henüz dağılmadı.
Görünendeyse Cenab-ı Allah müsade etmeden yaprağın dahi kımıldayamayacağına olan inancımız var.
Milli İradeye karşı yapılan bu kalkışmayı Allah'ın yardımıyla, temiz kapli milletimizin dualarıyla en az zaiyatla atlatmayı başardık.
Muhakkak ülkenin kaderini etkileyen, darbenin seyrini değiştiren en önemli faktör Ömer Astsubayın belki bir saniye sonra öleceğini bile bile ilk kurşunu darbecilerin alnının ortasına sıkması oldu.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın halkı sokağa davet etmesine kayıtsız kalmayan halkımız sokağa inip gögsünü siper etti, canını ortaya attı.
Göğsümüzü kabartan hadiselerden birisi de siyasi tüm partilerin aynı anda darbeye vermiş oldukları tepkiydi. Büyük bir kenetlenme örneği gösteren tüm parti liderleri ve partililer darbecilere fırsat vermedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mustafa Kamalak’ın meclis bombalanırken meclise gitmesi küçümsenmeyecek bir hareketir.
Bazıları 15 Temmuz sonrası 28 Şubat sürecinde o zamanın Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan yumruğunu masaya vursaydı, halkı sokağa dökseydi geri adım atarlardı diye haksız eleştiriler yapılıyor.
Evvela tarihte hiç bir aynı ile yaşanmaz önce bunu bilmek lazım.
Dönemin şartları bi takım kararların alınmasını sağlar. 28 Şubat süreci dönemin cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel bırakın halka dik durması gerektiğini söylemek tam aksine Beethoven'ın 9. Senfonisi çanınırken ''İşte çağdaş Türkiye'' sözleriyle gerilimin daha da artmasına sebep olmuştur. Refah Partisi o dönem (1996-1997) koalisyon hükümetiydi ve Demirel'in talimatlarıyla bazı milletvekilleri DYP'den istifa ettirilmek suretiyle hükümet zor durumda bırakılmak istenmiştir. RP'nin oy oranıysa o dönem sadece % 21 idi. Medya ayağı yine hükümete karşıydı. Hatta hükümete kurulan kumpası yıllar sonra Müslüm Gündüz itiraf etmek zorunda kalacaktı. Fadime Şahin'in bir bardan getirilip başına örtü geçirilerek tv tv dolaştırılmasını yıllar sonra ancak öğrenecekti Türk halkı. Yasama, yürütme, yargı yine hükümetin karşısındaydı. Muhalefet partileriyse bizzat darbeye destek vermiş ve askeri teşvik etmişlerdi. 28 Şubat’ta dini cemaatler hükümete en büyük eleştirilerde bulunmuşlardır. STK vd toplum kuruluşları darbe yanlısı tutum sergilemiştir. Halksa 60 ve 80 darbesinin de etkisiyle pasifleştirilmiş ve bu anti demokratik post modern darbeye karşı hükümetin yanında yer alamamıştır. İletişim bu kadar geniş değildi. 15 Temmuz’da darbe teşebbüsüne girilişirken milletin haberi olmuş ve sosyal medya arayıcılığıyla tüm dünyanın duyması sağlanmıştır. Yine sosyal medya aracılığıyla insanlar bir anda örgütlenebilmiştir. Yine dışardan destekte görememiştir. Bu ve benzeri pek çok olumsuzluk o zaman mevcuttu. Şimdi ise 15 yılın getirmiş olduğu bir rahatlık vardır ve halk, cumhurbaşkanı başta olmak üzere yasama, yürütme, yargı ve muhalefet partileri bu darbe karşısında Ak Parti’ye destek vermektedir.
Velhasıl 28 Şubat Post Modern Darbesi esnasında bütün bu şartları göz önünde bulunduran sayın Erbakan o zor süreci en az hasarla atlatılmasını sağlamıştır. O gün sokağa çıkmamanın ne kadar doğru bir hareket olduğu bu gün sokağa çıkınca anlaşılmaktadır.
Her dönemin şartları çözümü içinde farklı davranışlarla bulundurur.
Şimdi ne yapmak gerekir?
1- Develet kadrolarına parti kimliğine göre değil liyakat ve ehliyete göre kişiler getirilmelidir.
2- Devlet bundan sonra halkını kapılarda, kuyruklarda bekletmemelidir.
3- Halk horgörülmemelidir
4- Bu bir cadı avına dönüşmesin, basit gerekçelerle hukuk dışı yakalama, gözaltı, el koyma olmasın.
5- Dini eğitim, Milli Eğitim, Savunma, Sağlık... ehil olmayanlara teslim edilmesin
6- Hainlerin hâlâ aktif olduklarına dair duyumlar var. 2. bir darbe teşebbüsüne ve suikastlare karşı devlet gerekli önlemleri almalı.
7- Siyasi Partiler, STK'lar bundan sonra da sorumlukluklarını bilmeli
8- Darbe gündemine dalarak devletin diğer organları aksatılmamalı
9- Darbeyi geri püskürtme başarısı sadece bir partiye mâl edilmemeli.
10- Darbenin merkezi kabul edilen Akıncılar Üssü’yle birlikte 24 kez yakıt ikmali yapılan İncirlik Üssü kapatılmalı yahut sadece Türk askeri bulundurulmalı. İsrailli subayların eğitim uçuşu yaptığı Konya Ana Jet Üssü de unutulmamalıdır.
11- ABD, AB ve İsrail ile olan ilişkiler yeniden gözden geçirilmelidir.
12- BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)nin gerçek yüzü halka anlatılmalıdır.
13- Hazır milletin de desteğini almışkan İslam Birliği için gerekli adımlar atılmalıdır.
14- OHAL uzatılmadan icraatlar yapılmalı, bir an önce kaldırılmalı ve halkın huzuru sağlanmalı, günlük hayatına geçmesi sağlanmalıdır.
15- İçinde dini eğitim olmayan hiç bir eğitim neticelenemez. Vatanını, milletini şerefiyle, namusuyla canı pahasına savunacak insanlar yetiştirilmeli.
Sağlık eğitimi alan da dini eğitim alsın
Mesleki eğitim alan da dini eğitim alsın
Askeri eğitim alan da dini eğitim alsın...
16- Yeni anayasa için acele edimemeli böyle olağan üstü durumlarda duygusal davranılabileceği göz önünde tutularak her kesimi kapyasan, milli ve manevi değerler gözönünde bulundurulup inançlarımız esasında ve her kesimin fikri alınarak, halkın bütününü kuşatan bir anaya yapılmalıdır.
Son olarak Askeri Okulları kaldırmak kolaycılıktır önemli olan yerine getirdiğiniz okullar dini, milli duygularla eğitim sağlayabilecek midir?
Selam ve dua ile...