Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın’dan Öğütler

AKFEN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, uzun ömürlü şirket olmanın aile şirketi olmaktan geçmediğini belirterek, ailenin yaşamasından çok şirketin yaşamasının önemli olduğunu söyledi.

AKFEN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, uzun ömürlü şirket olmanın aile şirketi olmaktan geçmediğini belirterek, ailenin yaşamasından çok şirketin yaşamasının önemli olduğunu söyledi. İşadamlarına tavsiyelerde bulunan Akın, “Telefonu kaldırdığınız zaman her ülkeden konuşabileceğiniz bir işadamı arkadaşınız olsun. Türkiye bunun için bir türlü orta Avrupa’ya, Avrupa’ya yada Amerika’ya ya da tüm dünyaya entegre olmakta zorluk çekiyor.” dedi.

    AKFEN Holding ve TAV Havalimanları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Türkiye Genç İş Adamları Derneği Bursa Şubesi’nin Eylül ayı olağan toplantısına katıldı. İşadamlarıyla başarılarını paylaşan Akın, özellikle iyi iletişim (Network) üzerinde durdu.

    Network’ün önümüzdeki 3. bin yılda en önemli şey olacağını ifade eden Akın, şöyle konuştu: “Bir işi oluşturmak için ihtiyacınız olan şey elbette ki bir miktar sermayedir. Ama ondan sonraki her şey, bu işle ilgili gerekli networkünüzün olup olmadığına dayanır. Bu network artık sadece yurtiçinde değil yurt dışında da globalleşen dünyanın her yerinde olması gerekiyor. Çünkü artık biz şirketlerimizi sadece kendi ülkemiz için üretmiyoruz. Dünya için üretiyoruz. Bunu böyle kabul etmemiz lazım. Eğer bunu böyle kabul edemiyorsak sermayemizi büyütemeyiz. Sermayemizi büyütmemizin yolu bu networke hakim olmamız, bu networkün ne istediğini biliyor olmamızdan geçer. Bu networkün istediği gibi mal üretebilmemizden, bu networkün istediği gibi aset, şirket üretebilmekten geçer. Eğer biz bunların şartlarına göre, yani dışarıda sermaye sahiplerinin ya da içerde sermaye sahiplerinin istediği gibi bir ürün üretemezsek o şirket ömür boyu bizimle beraber olur ve bizden ayrılmayan bir parça haline gelir. Halbuki biz şirketleri, ömür yolu sırtımızda taşımak zorunda olduğumuz mallar olarak görmüyoruz. Biz şirketlerin hisselerini her an satabileceğimiz asetler olarak görüyoruz.”

    “Biz şirketler bizimle beraber ölsün istemiyoruz.” diyen Akın, şöyle devam etti: “Biz öldüğümüz zaman şirket de tepesi taklak aşağı doğru gitsin istemiyoruz. O nedenle diyoruz ki, ‘Bu şirketleri biz ölmeden hisseleri değişsin, hisseleri biz nakde çevirelim. Yeni insanlar gelsin yeni şirketler gelsin. Bizden daha iyi yönetebilecek olanlar gelsin, bu hisseleri alsın ve şirketi devam ettirsinler’. Çünkü asıl olan şirketin yaşamasıdır. Ailenin yaşaması değil. Yada şirketin sahibinin yaşaması değil. Asıl olan şey şirketin devamlılığıdır. Şirketin 100 yıllık 200, 300 yıllık şirket olabilmesi için sahibinin aynı olmaması gerekir. Sahibinin hep aynı olduğu şirket 200-300 yıllık şirket çok nadirdir. Dolayısıyla şirketin sürekliliği için şirketin çalışanlarına devamlı iş imkanı verebilmesi için sahibinin kim olduğu hiç önemli değildir. Şirketin hisseleri el değiştirebilir. Bu çıkış iki türlü olur. İster halka arz edersiniz, ister blok satış yapabilirsiniz.”

    "İNGİLİZCE’Yİ 50 YAŞINDA ÖĞRENDİM, SİZ DE ÖĞRENİN"

    İşadamlarına yabancı dil öğrenmelerini tavsiye eden Akın, şunları dile getirdi: "İngilizce bilmiyorsanız mutlaka oturup öğrenin. Ben 50 yaşından sonra öğrendim. Herhalde sizler de öğrenirsiniz. Bundan hiç vazgeçmeyin. Yaşınız her ne olursa olsun İngilizceyi doğru düzgün öğrenip, yurtdışından mutlaka ve iyi ilişkilerinizin olduğu iş arkadaşlarınızın olmasına gayret edin. Telefonu kaldırdığınız zaman her ülkeden konuşabileceğiniz bir işadamı arkadaşınız olsun. Çok önemli. Türkiye bunun için bir türlü orta Avrupa’ya, Avrupa’ya yada Amerika’ya ya da tüm dünyaya entegre olmakta zorluk çekiyor. Yahudiler, Ermeniler, Rumlar dünya ile entegre olan insanlar. Onlar telefonu kaldırdıkları zaman dünyanın her tarafında bir arkadaşlarıyla konuşabilecek imkana sahipler."

    "İDO BURSA’DA KAR ETMİYOR"

    İDO’nun Bursa hattına değinen Akın, yeterince kar edemediklerini ancak iyi hizmet adına hizmeti sürdürdüklerini kaydetti. Akın, Bursa Yenişehir Havaalanı için ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Bana göre Bursa Havaalanı, Mudanya ya da Yalova tarafındaki sahil şeridine yakın bir yerde olmalıydı. O zaman İstanbul Havaalanının stepnesi olacaktı. Yoğunluğu alır gerçek anlamda da çalışırdı. Yoksa çok iyi bir terminal binası bir havaalanının işlemesi için önemli değildir. Önemli olan havayolu şirketlerinin bu karlılığı görmesidir. Şirket bu karlılığı görse kendiliğinden gelir. Terminal ise buna artı olur." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri