Akdoğan: Zalime Zalim, Teröriste Terörist Demezsek Tarih Bizi Yargılar

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, hükümetin karakterinin haksızlıklara, zulme karşı susmamak olduğunu belirtti. Zalime zalim, katile katil, teröriste terörist dememeleri durumunda tarihin kendilerini yargılayacağını ifade eden Akdoğan,...

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, hükümetin karakterinin haksızlıklara, zulme karşı susmamak olduğunu belirtti. Zalime zalim, katile katil, teröriste terörist dememeleri durumunda tarihin kendilerini yargılayacağını ifade eden Akdoğan, "Özellikle de hükümetin, dünyanın birçok bölgesindeki olaylara el atması, haksızlıklara karşı susmaması, zalime zalim diyebilmesi, katile katil diyebilmesi, teröriste terörist diyebilmesi yani kafasını çevirip geçmemesi, yutkunmaması, susmaması, görmezden gelmemesi bunu birileri fazilet gibi söylüyor. Ya sen boşver aldırma kafanı çevir geç. Yapamıyoruz, bu bir karakter meselesi. Yaparsak tarih bizi öyle bir cezalandırır ki o utançla yaşayamayız." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, akşam saatlerinde Sultanahmet'de Türk Edebiyat Vakfı tarafından düzenlenen programa katıldı. Programa, Akdoğan'ın yanısıra Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, İstanbul Valisi Vasip Şahin, yazarlar ve davetliler katıldı. Programda konuşan Yalçın Akdoğan, zalime zalim, katile katil, teröriste terörist dememeleri durumunda tarihin kendilerini yargılayacağını söyledi. Akdoğan, "Karakter kişilerde de var, hükümetlerde ve devletlerde de var. Nasıl bir karaktere sahipsiniz. Bizim için de diyorlar. Sabah Latin Amerika'dan gelen din adamlarıyla bir programımız oldu. Orada da birtakım konuları değerlendirdik. Özellikle de hükümetin, dünyanın birçok bölgesindeki olaylara el atması, haksızlıklara karşı susmaması, zalime zalim diyebilmesi, katile katil diyebilmesi, teröriste terörist diyebilmesi yani kafasını çevirip geçmemesi, yutkunmaması, susmaması, görmezden gelmemesi bunu birileri fazilet gibi söylüyor. Ya sen boşver aldırma kafanı çevir geç. Yapamıyoruz, bu bir karakter meselesi. Yaparsak tarih bizi öyle bir cezalandırır ki o utançla yaşayamayız. Biz böyle bir milletiz. Bu milletin bir karakter özelliğidir. Bunun karşısında güç dengeleri, reel politika, çıkar hesapları bunlara kurban edemiyoruz. Yani; aman başımıza ne gelir, işte süper güçler nasıl bir tavır takınır... O haksızlığı gördüysek ses çıkarmak zorundayız. Yoksa aynaya bakamayız. Ve bizler bu değerlere inanan bir iktidar olarak farklı bir Türkiye hazırlamanın mücadelesi içerisindeyiz. Burada son dönemlerde türlü türlü oyunlar oynandığının da farkındayız. Özellikle bir takım mahvillerden yapılan açıklamalar, 'Kobani şöyle oldu orayı şurayla birleştiririz...' Lego oyunu oynadıklarını sanıyorlar. Bizler Türkiye'de vatan toprağında kesinlikle ameliyata müsaade etmeyiz. Ne gerekiyorsa onu yaparız. Birileri böyle kimsenin görmediği sokaklarda toplanıp yüzlerini kapayıp eline bayraklar alıp tiyatro oynayabilirler. Bunu bir evcilik oyunu sanabilirler. Türk devleti ve milleti bu tuzakları ve oyunları bozar buna müsaade etmez. Türkiye'de çözüm süreci kararlılıkla devam edecektir ama bunun temel şartı ve zemini kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu konuda güvenlikten taviz vermeden hiçbir vatandaşımızı hiçbir örgüte ezdirmeden herkesin hukukunu koruyacak şekilde bu süreçlerde devam ettirilecektir." ifadelerini kullandı.

"ATATÜRK İÇİN HİTLER'E SÖYLENDİĞİ GİBİ 'TOPRAĞI BOL OLMASIN' DA DİYEBİLİRDİK 'ATEŞİ EKSİK OLSUN' DA DİYEBİLİRDİK AMA DEMİYORUZ"

Atatürk'le ilgili ifadelere yer veren Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı ise "Ben bütün samimiyetimle şunu düşünüyorum: Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu memlekete yaptığı tarihi şartlar içinde hizmetleri de gönül mizanıma koyuyorum, yanlış yaptığını düşündüklerimi de koyuyorum ve ben, kendileri için bu milletin şehitlikten sonraki en önemli rütbeyi verdiğini düşünüyorum. Nedir? Gazilik. Ve Allah gani gani rahmet eylesin diyebiliyorum. Ama biz yani Hitler'e söylendiği gibi 'toprağı bol olmasın' da diyebilirdik bilmem 'ateşi bilmem eksik olsun' da diyebilirdik. Ama demiyoruz. Ateşi senin olsun da demiyoruz. Demek ki birilerinin artık yakın tarihimizde ah şu Türkiye Birinci Büyük Millet Meclisi zabıtlarına el koyması ve tamamıyla açıklaması lazım. İnşallah bu da şimdi mevcut hükümetin başbakan yardımcısı ve başbakan sıfatıyla değerli hocam Yalçın Akdoğan beyefendi burada bizim aramızda, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini yazmış bir adamın kurduğu vakıftayız. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devleti aynı iman temelleri üzerine kurulmuştur ama temelinden kaydırılmaya çalışılmıştır diyebilen bir adamın, temellerin duruşması yazılmasaydı ve hiç takibata uğramamıştır dikkat buyurun. Hiçbir hukuki soruşturmaya uğramamıştır. Yazılmamış olsaydı, Osman Yüksel'ler o cesareti vermemişi olsaydı, Kabaklı hoca da yazmamış olsaydı bugün bunları konuşamıyor olacaktık. Dikkat buyurun daha üç sene önce birileri yeni cuntaların peşindeydi. Askeri cuntalar bitti, sivil cuntalar artık. Arka arkaya her şey bitiyor, geriliyor gidiyor. Ama bizde tarihimizi bırakın milli mücadelemizi bizde millet olarak verdiğimiz mücadeleyi milletin fedakarlığını gazisiyle, başkomutanıyla, eriyle beraber öğrenelim bunu inşallah bir ilim adamı olarak sayın Yalçın Akdoğan'ın huzurunda ben tekrar ediyorum ki bu akıllardan çıkmasın." diye konuştu.

Programın ardından bazı davetlilere plaket verildi. Konuşmaların ardından Osman Yüksel Serdengeçti için hazırlanan beklgeseli izleyen Yalçın Akdoğan salondan ayrıldı. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri