Atatürk Orman Çiftliği'ne yapılan yeni Cumhurbaşkanlığı sarayı için suç duyurusunda bulunuldu. Binanın kaçak yapıldığını ve başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bakanlar Cevdet Yılmaz, Mehdi Eker, Taner Yıldız, Lütfi Elvan, Veysel Eroğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kaçak yapılaşmaya göz yumduğunu iddia eden İzmirli avukat Hüseyin Durdu, bu kişiler hakkında görevi kötüye kullandıkları gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Atatürk Orman Çiftliği'nin 1992 yılında birinci derece sit alanı olarak belirlendiğini, 2006 yılında kanundaki değişikliğiyle 3. derece sit alanına dönüştürüldüğünü aktaran Av. Durdu, dilekçesinde Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nce açılan dava sonucunda Ankara 13. İdare Mahkemesi'nin inşaat izninin iptali kararı verdiğini ve Danıştay 6. Dairesi'nce de bu kararın onandığını belirtti. Başsavcılığa verilen dilekçede, “İmar Yasası'na aykırı olarak inşa edilen bu yapıya, yasaya aykırı bir şekilde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca su bağlantısı yapıldığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı denetiminde olan elektrik kurumu tarafından elektrik enerjisi verildiği, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı denetiminde olan Telekom tarafından telefon bağlantılarının yapıldığı, Atatürk Orman Çiftliği yönetiminin Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı olduğu, ayrıca Orman ve Su işleri Bakanlığı'nın, devlet malı hükmündeki bu orman ağaçlarının yok edilmesine ilişkin denetim görevlerini yapmadıkları sabittir. İmar mevzuatına aykırı olarak yapılan bu yapı için Kalkınma Bakanlığı bütçesinden 1 milyar 568 milyon TL harcama yapılmak suretiyle Hazine zarara uğratılmıştır." görüşlerine yer verildi.
Atatürk Orman Çiftliği'ne yapılan söz konusu bina önce Başbakanlık olarak düşünülmüş, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte yeni Cumhurbaşkanlığı binası olmuştu. Bakanların aynı zamanda milletvekili olmalarından dolayı ifadelerinin alınamayacağı yönündeki görüşlerin yanlış olduğunu savunan Durdu, "Anayasa'nın 100. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 107. maddeleri, TBMM üyeleri hakkında soruşturma açılması koşullarını belirlemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 83/2 maddesi, 'TBMM üyesi sorguya çekilemez.' derken sorguya çekme ile ifade alma arasında fark yaratmıştır. Anayasa'da da sorguya çekilemeyeceği hükmü vardır ama ifade alınamayacağına yönelik bir hüküm yoktur. Bu nedenle bakanların da savcılıkça ifadelerine başvurulabilir. Böylelikle yapılan kanunsuzluğun da hesabı sorulabilir, çünkü orada açıkça kanunsuzluk yaşanmıştır." şeklinde konuştu. CİHAN